Diğer beyefendilerle paylaşmanızın mahzuru yoksa oturma odası hoş ve sıcak bir yer. | Open Subtitles | المكان رائع ودافئ في الردهة إن كنت لاتمانع مشاركة المكان مع شخص آخر. |
Annen, bebesini rahat ve sıcak tutacak! | Open Subtitles | أمي ستستمر تعاملني باهتمام كبير وعاطفة مريحة ودافئة |
Derhal gemiye koşuşturdum ve sıcak bir duşa girdim. | TED | و صعدت في الحال الى المركب و من ثم الى حمام ساخن. |
- Kahvaltı Bayan Martha. Güzel ve sıcak. | Open Subtitles | الفطور،ياسيدة مارثا شهي وساخن |
Burası hoş ve sıcak bir yerdir. Özellikle de geceleri. | Open Subtitles | . هذا مكان رائع و دافئ ، خصوصاً في الليل |
Kar motosikletini, kartopu savaşı ve sıcak elma şarabını severim. | Open Subtitles | وأعشق مركبات التزلج وقتال كرات الثلج و.. شراب التفاح الساخن |
Uğurlu maç tshirtüm. Mis gibi ve sıcak seviyorum. | Open Subtitles | إنها بلوزتي الجالبة للحظ أحِبُ أن يَكونَ جذاباً ودافيء |
Çok güzel ve sıcak. | Open Subtitles | الطقس لطيف وحار |
Kolay görülebilen, büyük ve sıcak gezegenler. | TED | إنها كواكب كبيرة وساخنة و من السهل رؤيتها |
Umarım sakıncası yoktur ama sabahlık bulamadım ve gömleğin aynı senin gibi güzel, büyük ve sıcak gözüküyordu. | Open Subtitles | أرجو ألا تمانع، لم أجد رداء لكن رأيت قميصك، إنه لطيف وكبير ودافئ.. مثلك تمامًا |
Hoş ve sıcak. Hoş bir şey, değil mi? | Open Subtitles | إنه لطيف ودافئ ويبدو رائعا، أليس كذلك ؟ |
Ama, o bu harika adamı buldu komik, fedakar ve sıcak, | Open Subtitles | لكنها وجدت ذلك الرجل الرائع من هو... خفيف الظل، معطاء ودافئ المشاعر |
Evde huzurlu ve sıcak olduğunuzu düşünmek bizi ayakta tutuyor. | Open Subtitles | التفكير بكِ فى البيت بخير حال ودافئة يجعلنا بخير |
Bak, bizim sadece güvenli ve sıcak bir yere ihtiyacımız var, analadın. | Open Subtitles | انظروا، يا رفاق، نحن بحاجة فقط للحصول على آمنة ودافئة حتى نتمكن من هذا الرقم. |
Üst katta pijama ve sıcak su var. Yukarıya, yatak odasına çıkın. | Open Subtitles | ثمه بيجامه وماء ساخن فى الطابق العلوى اصعدا الى غرفه النوم |
Ben sadece bir şişe viski almak... ve sıcak bir banyo yapmak için uğramıştım. | Open Subtitles | توقفت هنا فقط لأجل قنينة ويسكي و حمام ساخن لطيف |
Çok güzel ve sıcak, bayan. | Open Subtitles | طيب وساخن يا آنسة |
Noel tatili boyunca hava güneşli ve sıcak, ısı 26 derece civarı olacak. | Open Subtitles | سيكزن الجو مشمس و دافئ مع إستمرار درجات الحرارة |
Aydınlıkta, temiz giysiler ve sıcak bir tabak yemekle suçlamıyorum. | Open Subtitles | بالتأكيد، في الضوء وأنا أرتدي الثياب النظيفة وأتناول الطعام الساخن هذا واضح |
Küçük, tüylü ve sıcak. Sonra birlikte uçup gidebiliriz. | Open Subtitles | صغير، مسكو بالفرو، ودافيء ثم نقوم بالطيران معاً |
Kenya gibi aydınlık ve sıcak değil. | Open Subtitles | وليس كمكان برّاق وحار ككينيا |
- Kahve taze ve sıcak mı Lorraine? | Open Subtitles | أتلك القهوة جيدة وساخنة ؟ |
Hoş ve sıcak. Hoş bir şey, değil mi? | Open Subtitles | إنه لطيف ودافىء ويبدو رائعا ، أليس كذلك؟ |
Fuoshan'ın havasına ne olduğunu merak ediyorum, Soğuk ve sıcak esiyor. | Open Subtitles | انا اتعجب ماذا حدث بأجواء (فويشان)؟ عاصفة, بارده وحارة |
Özgürce uçmaya bayılıyorlar ama her gece uçarak güvenli ve sıcak yuvalarına yani kafeslerine geliyorlar. | Open Subtitles | ولكن يعودون إلى أقفاصهم كل ليلة حيث الأمن والدفء ... |
"Bizler seni kuru ve sıcak tutan koruyucularız" dedi. | Open Subtitles | وقالوا: نحن مدافعون عنك نبقيك جافاً ودافئاً |
Yankıyı bitirir en azından ve sıcak tutar. | Open Subtitles | من الممكن أن تقضي على الصدى وتدفيء المنزل |
Git, tedbirli ol ve sıcak bir yemek istiyorsan çabuk gel. | Open Subtitles | إذهب وكن رصين وإرجع سريعاً ان كنت تريد وجبة ساخنة |