Pekala, birkaç günlük yiyecek ve su var, haritalar, bolca mermi. | Open Subtitles | حسنٌ.. هنالك طعامٌ وماء للأيام القليلة القادمة خرائط وكثيرٌ من الذخيرة |
Zihinlerinde, bunu yapmak için gereken dört element vardı: Toprak, hava, ateş ve su. | TED | فقد كانوا يعتقدون أن ما يكوّنه أربعة عناصر: تراب، هواء، نار، وماء. |
Kötü iş çıkartırsan, hamamböcekleriyle buraya kapatılırsın, iki hafta yemek ve su almadan. | Open Subtitles | إذا لم تعملي جيدا ستحبسك هنا مع الصراصير لمدة أسبوعين بدون طعام و ماء |
Fakat bu yolcuğunun uzunluğunun kendilerinin yiyecek ve su kaynaklarını zorlayacağını biliyorlardı. | TED | ولكن كانوا يعرفوا طول هذه الرحلة قد ينزف مخزوناتهم من الطعام والماء |
deniyor. Dolayısıyla, tüysüzlük ve su arasında yakın bir ilişki var. | TED | وهذا دليل على الصلة الوثيقة بين الخلو من الشعر و الماء |
Bir şeyler içmeye çalışın. Hizmetçinize biraz çay ve su getirmesini söylerim. | Open Subtitles | حاولي أن تشربي ، سأرسل خادمتك مع بعض الشاي والمزيد من المياه. |
Bir insan değil. Sadece yiyecek ve su alacağız Herkül, o kadar. | Open Subtitles | لم اتكلم عن انسان, طعام وماء فقط هذا كل شيىء |
Yol için yeterli yiyecek ve su alın. | Open Subtitles | أجلب بما فيه الكفاية من غذاء وماء للرحلة |
Adrian, Meksika'da da yemek ve su var. | Open Subtitles | أدريان، عِنْدَهُمْ غذاءُ وماء في المكسيك. |
O burslu. Söylediğim gibi; yağ ve su. | Open Subtitles | هي هنا من اجل الثقافة كما أخبرتكِ , زيت وماء |
Yolculuk için yeterince yiyecek ve su alın. | Open Subtitles | أجلب بما فيه الكفاية من غذاء وماء للرحلة |
Bu sirilsiklam gece ... dudaklarimin üzerinde sözlerin vardir ... içinde ates, var ve su disinda. | Open Subtitles | على شفاهي كلماتك هناك نار تشتعل بالداخل و ماء يتدفق بالخارج |
Ted Macy'in boğazında ve ciğerlerinde birikmiş çamur ve su. | Open Subtitles | تربة و ماء تم جمعها من حلق و رئتي تيد ميسي |
Yemek ve su yokluğu onları bütünüyle şaşkın ve paranoyak yapar. | Open Subtitles | قد يكون نقص الطعام والماء جعلهم مشوشى الذهن ومصابين بجنون الارتياب |
Bize biraz yiyecek ve su verirseniz çok minnettar oluruz. | Open Subtitles | وسنكون بغاية الأمتنان ان كان لديك بعض الطعام والماء لنا |
Şarkıcılar ziyaretlerini tamamladılar, ziyaretlerini tamamladılar, ziyaretlerini tamamladılar ve su geçti... | Open Subtitles | أدى المغنون دورهم أدوا دورهم أدوا دورهم و الماء قد نفد |
Burası bir durak. Yiyecek ve su yükleyebileceğimiz bir yer. | Open Subtitles | هذه محطة وقوف , مكاناً لنحصل منه على الماء والغذاء |
Rüzgar bıçakları döndürecek mil suyu pompalayacak ve su akmaya başlayacak. | Open Subtitles | الريح سوف تدير الريش. البئر سوف تضخ المياه. والمياه ستندفق، وتتدفق. |
Yiyecek ve su bulmak için er geç çıkacaklar. | Open Subtitles | حيثفيالنهاية، سيتوجب عليهم إيجاد طعام و شراب. |
Fakat yiyecek ve su ihtiyacı olan kazları orada başka bir mücadele bekler. | Open Subtitles | لكن الإوز التي تحتاج إلى طعام أو ماء تواجه أكثر من تحد هناك. |
Toprak ve su. Aşağıda yeterince bulacaksın! | Open Subtitles | أرض و مياه سوف تجد الكثير منهما هناك فى الأسفل |
Şimdi, görüğünüz gibi, zincirlerden kurtulmak zor ve su nefes almayı engelliyor. | Open Subtitles | والآن ، كما تشاهدون السلاسل صعبة بما يكفي للهرب والمياه تخنق النفس |
Şimdi, şarkı zamanla fazlasıyla dönüştü, biyologlar kuş türlerinin, bilhassa ötücü kuşların ve su kuşlarının, tek eşli olup olmadıkları konusunda derin tartışmalara girdiler. | TED | في الوقت التي كانت فيه هذه الأغنية شعبية، ناقش علماء الأحياء أصناف الطيور كالطيور المغردة والطيور المائية وما إذا كانت أحادية الزواج أم لا. |
Ayrıca bu sabah taburunuzun geri kalanına kumanya ve su verdiğimizi bilmenizi isterim. | Open Subtitles | أود إعلامك بأننا قدمنا أيضاً طعاماً وماءً لبقية أفراد كتيبتك هذا الصباح. |
Teşekkürler. Sadece kahverengi ve su. | Open Subtitles | شكراً، هذا مجرد طعام محروق ومياه. |
Bu yüzden birtakım zeki ve ileri görüşlü New Yorklular bunu bir uyarı işareti olarak alıp yatak odalarına aylarca yetecek yiyecek ve su stok ettiler. | Open Subtitles | وبعض سكان نيويورك الاذكياء بعيدوا النظر رأوا ذلك على انه انذار بالخطر فتأكدوا من ملىء غرف نومهم بما يكفيهم لأشهر من طعام وشراب |
Bu granit kayalarının erozyonudur. Yani, dağlar oluştu ve su, yağmur, buz ve benzeri ile aşındı ve kum tanecikleri haline geldi. | TED | إذن فالجبال قد تشكلت، وتتآكل بسبب المياه والمطر والجليد وما إلى ذلك، وتتشكل لدينا حبات الرمل. |
Hap, kas kütlesini ve su tutulumunu azaltıp ruh hâlini etkiliyormuş. | Open Subtitles | الحبة تقلل من تكتل العضلات وتأثر على المزاج و الإحتفاظ بالماء |