Demek istediğim, sefaletinden kurtulmayı hak ediyor Ve Tanrı biliyor, bu konu hakkında kaç kere düşündüğümü sayamadım bile. | Open Subtitles | أعتقد بأنه يستحق أن يتم تخليصه من معاناته والرب يعلم كم مرّة فكرت بهذا حتى أنّي فقدت العدّ. |
Ve Tanrı biliyor ya ömrümüzün kalanını birbirimizi yargılayarak geçirebiliriz ama ben artık böyle yaşamak istemiyorum. | Open Subtitles | والرب يعلم أنه بامكاننا ان نقضي ماتبقى من حياتنا نحكم على بعضنا البعض, ولكني لا أريد ان أعيش على هذا النحو |
Gerçek bir erkeğe ihtiyacım var. Ve Tanrı biliyor ki bu sen değilsin. | Open Subtitles | أحتاج رجل حقيقي والرب يعلم أنه ليس أنت |
Ve Tanrı biliyor ki bütün gece uyanık kalıp, muhabbet etmenin buna bir faydası olmayacak. | Open Subtitles | ويعلم الله أن الدردشةَ طوال الليل بشأن هذا لن تجدي نفعاً |
* Ve Tanrı biliyor ki, buraya geri gelmek istemiyorum * | Open Subtitles | "أصرخ في داخلي.. النجدة! ، ولكن الصوت غير مسموع، مثل صرخة مكتومة." ♪ ويعلم الله أنني لا أريد العودة إلى هنا مجدداً ♪ |
Ve Tanrı biliyor ki bunun hepsini yakmayı istemiyoruz. Çünkü havaya inanılmaz bir karbon salımına neden olur. | TED | والله يعلم أننا لا نريد حقاً إحراقه كله. لأنه سيبعث كميات ماهولة من الكربون في الهواء. |
Ve Tanrı biliyor ki, hiçbir şey o çocuğu elinde bir basket topu tutmaktan daha fazla mutlu edememiştir. | Open Subtitles | والله يعلم ان هذا الولد لم يكن سعيد الا عندما يمسك كرة السلة |
Ve Tanrı biliyor sen güneşi görünce çok daha iyi oluyorsun. | Open Subtitles | والرب يعلم بأنك أفضل حال عندما تتشمّس. |
Ve Tanrı biliyor ki oldukça ikna edicisiniz. | Open Subtitles | والرب يعلم كم أنت مقنع. |
Marge'ın yardıma ihtiyacı var Ve Tanrı biliyor ki ben sağlayabilecek kişi değilim. | Open Subtitles | (مارج) تحتاج إلى المساعدة ويعلم الله أنني لا أستطيع مساعدتها. |
Ve Tanrı biliyor bunu senden daha çok hak eden yok. | Open Subtitles | والله يعلم بأن لا أحد يستحق هكذا حياة أكثر منك |