ويكيبيديا

    "ve yol" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • والطريق
        
    • الطريق
        
    • والإرشاد
        
    Çünkü dışarısı çok karanlık ve yol kaygan. Open Subtitles لان الظلام كان حالكاً جداً في الخارج والطريق زلقة
    Helikoptere binelim de kamyonet ve yol sende kalsın. Open Subtitles حسناً ، عندما نُصِل إلى المِروحية أنت مُرحَب بك أكثر في الحافلة والطريق.
    Yavaşla biraz çünkü kıymetli bir yolcumuz var ve yol oldukça buzlu. Open Subtitles إلهى , حسناً إبطىء قليلاً لدينا حمولة غاليه هنا والطريق ملىء بالثج هُناك ثلجى , عما تتحدث أنا لا أرى أيه ثلج ؟
    ve yol boyunca, sokak lambası direkleri üzerindeki afişlerde konseri yer alıyordu. Open Subtitles وطوال الطريق ، على أعمدة الإنارة . هناك لافتة اعلانية عن الحفلة
    Haftada üç gece Freddy'yi okuluna götürüyorum ve yol boyunca konuşuyoruz. Open Subtitles ثلاث ليال في الأسبوع، واتخاذ فريدي إلى المدرسة، وتحدث الطريق كله.
    Kralımızın, idarenin nasıl devam edeceği konusunda içinizi rahatlatacağına ve yol göstereceğine eminim. Open Subtitles متأكد من أن الملك سيوفر الراحة والإرشاد لكيفية قيامنا بالتعامل. مع الحكم
    Sadece ikimiz varız ve yol yalnız hissettiriyor. Open Subtitles ,الأمر أنه أنا وأنت لوحدنا . والطريق يجعل الشخص يشعر بالوحدانية
    # Otoban çıkışı rasgele değişir ve yol ikiye ayrılır # Open Subtitles مخرج الطريق السريع تغير بعشوائية والطريق تقسّم
    Şimdi barışa kavuştunuz ve yol, varisleriniz için hazırlandı. Open Subtitles لديكم سلام الآن والطريق اصبح ممهداً لأولادكم
    Yalnız kapı dar ve yol zorsa... bunun anlamı hayattır, ve onu bulabilenlerin sayısı çok azdır. Open Subtitles عندما تكون البوابة ضيقة والطريق صعب... .. ـ
    Sadece ben ve yol arkadaşım olarak yollar. Open Subtitles فقط أنا والطريق المفتوحة كأنها شراكة
    Gece soğuk ve yol uzun. Open Subtitles إن الليل بارد والطريق طويل
    ve yol kenarında satılan her şeyden birer tane satın aldım. TED وهكذا اشتريت عينة فقط من كل ما هو معروض للبيع على جانب الطريق.
    Genç beyinleri serbest bırakmalıyız, önlerini açıp yeni şeyler üretmeleri ve geliştirmeleri için onları desteklemeliyiz ve yol göstermeliyiz. TED علينا أن نطلق العنان لعبقرية شبابنا نبتعد عن طريقهم وندعمهم ليخلقو ويبدعو ويمهّدوا الطريق
    Benimle aynı yaşta olan çocukların bile temiz plastik şişeleri dere ve yol kenarlarındaki pis sudan doldurduklarını gördüm. TED رأيت أطفالاً يبدون في مثل عمري يملؤون زجاجات المياه الشفافة بمياه قذرة من ينابيع بجانب الطريق.
    Önden ben gideceğim ve yol temizse seni çağıracağım. Open Subtitles سوف ادخل اولاً و إذا كانت الطريق آمنه سوف انادي عليك
    Kralımızın, idarenin nasıl devam edeceği konusunda içinizi rahatlatacağına ve yol göstereceğine eminim. Open Subtitles متأكد من أن الملك سيوفر الراحة والإرشاد

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد