Şempanzem ve hepimizi alacak büyük ve yumuşak bir yatağım var. | Open Subtitles | وسرير كبير وثير وناعم يمكننا جميعا النوم فيه |
Şempanzem ve hepimizi alacak büyük ve yumuşak bir yatağım var. | Open Subtitles | وسرير كبير وثير وناعم يمكننا جميعا النوم فيه |
- Ama çok tatlı, tüyleri kabarık ve yumuşak. | Open Subtitles | لكنها ظريفه وفرويه وناعمة جداً |
- Ama çok tatlı, tüyleri kabarık ve yumuşak. - Evet. | Open Subtitles | لكنها ظريفه وفرويه وناعمة جداً |
Gözleri kafasının arkasına döndüğünde güzel ve yumuşak olduğunu anlarsın. | Open Subtitles | لحظة ما تتدحرج عينيه الى مؤخرة رأسه، تعرف بأنه جيد و ناعم. |
Evet, çatısı yıldızlar olan, sıcak ve yumuşak... | Open Subtitles | نعم، سرير من الرمل، دافئ و ناعم |
Biraz daha yavaş ve yumuşak konuşsan... | Open Subtitles | لَرُبَّمَا إذا تَكلّمتَ أبطأ إلى حدٍّ ما، و أنعم إلى حدٍّ ما... |
Tek istediğim şey sıcak bir küvet ve yumuşak yastıklar. | Open Subtitles | كل ما أريده حقا، حمّام دافئ ووسادة طرية. |
Deriye ve yumuşak dokulara etki ediyor. Çok hızlı. | Open Subtitles | إنّها تؤثر على الجلد والأنسجة الناعمة, سرعة عملها.. |
Ben doğduğumda ben de öyle sıcak ve yumuşak mıydım? | Open Subtitles | عندما ولت هل كنت دافئ وناعم كما كان؟ |
- Cocker spaniel büyük bir köpek değil. - Evet, ama şirin ve yumuşak. | Open Subtitles | هذا النوع من الكلاب ليس ضخما - نعم، لكنه جميل وناعم الملمس - |
Ve şu papağanı da, bir de şöyle küçük ve yumuşak bir şey. | Open Subtitles | شيء صغير وناعم. |
Şey, yatak rahat ve yumuşak. | Open Subtitles | حسنا، السرير هو لطيف وناعم |
Sizde gayet tatlı ve yumuşak bir taraf var Bayan Torres. | Open Subtitles | -هناك شيء لطيف وناعم جداً حيالكِ سيدة (توريس ) |
ve yumuşak. | Open Subtitles | وناعم الملمس. |
# patatesler ve pekmez # # biraz istersen, sadece söyle # # ılık ve yumuşak tıpkı köpek yavrusu ve çorap # # krema ve şekerlemeyle dolu # # patatesler ve pekmez # # cebir dersinden çok daha tatlı # # karnın gurulduyorsa # | Open Subtitles | * البطاطا ودبس السكر * * إذا تريد البعض , أسأل وحسب * * إنها دافئة وناعمة مثل الجراء والجوارب * |
Özür dilerim ama tüm saygımla kurbanın kaburgasının küçük ve yumuşak bir şey tarafından kırıldığı görülüyor. | Open Subtitles | أنا آسف، ولكن، اه، مع كل الاحترام الواجب، يبدو أن القفص الصدري الضحية مكسورة، من شيء صغير وناعمة... |
Elnett Satin saç spreyi sayesinde saçım gün boyunca canlı ve yumuşak oluyor. | Open Subtitles | تسريحتي تبقى لامعة وناعمة طوال اليوم بفضل رذاذ (إيلنت) |
Vücudun parlak ve yumuşak, benim ise kıl dolu. | Open Subtitles | هل رأيتِ شعر جسمي، انهُ زاهٍ و ناعم. |
Yüzün, güçlü ve yumuşak, Senin gibi.. | Open Subtitles | إن وجهكِ قوي و ناعم .. مثلكِ |
Biraz daha yavaş ve yumuşak konuşsan... | Open Subtitles | لَرُبَّمَا إذا تَكلّمتَ أبطأ إلى حدٍّ ما، و أنعم إلى حدٍّ ما... |
Az pişmiş ve yumuşak. | Open Subtitles | غير مطهوة مع الدم و طرية |
Bana göre, bir erkek ılık tepelerin ve yumuşak akıntıların ürünü olan yalnız bir müzisyen olmamalı. | Open Subtitles | بالنسبة لي ، الرجل يجب ألا يكون عازف وحيد في التلال الدافئة والجدوال الناعمة |