| Belki bazı insanlar için Veda etmek çok zordur. | Open Subtitles | ربما لبعض الأشخاص، قول الوداع هو صعب جداً |
| Birazdan bir toplantım var. Sadece Veda etmek istedim. | Open Subtitles | لديّ اجتماع خلال هنيهة، ووددت توديعك فحسب. |
| Bir zamanlar tanıdığım bir adama Veda etmek için gelmiştim buraya. | Open Subtitles | لقد جئتُ من أجل توديع رجل .الذي قابلتُه مرة واحدة بحياتي |
| O fark etmeden telefonunu aldım kocama ve çocuklarıma Veda etmek için eve gideceğimi söyledim. | Open Subtitles | فأخذت هاتفه خفية وقلت أنني ذاهبة للمنزل لأودع زوجي وأطفالي |
| Yarın gitmeden önce, Friedrich'e Veda etmek için geldim. | Open Subtitles | أنا أريد أن أقول وداعا لفريدريش قبل أن يغادر غدا. |
| Yeni bir hayat aramak için hayatından vazgeçmek; yeni arkadaşlar uğruna... sevdiğin arkadaşlarına Veda etmek anlamsız bir şey. | Open Subtitles | أن تستغني عن حياة لإيجاد حياة اخرى أن تودع أصدقائك الذين تحبهم فقط لإيجاد أصدقاء جدد. |
| Resmi bir banka işi için geldim. Bir de Veda etmek istedim. | Open Subtitles | أتيت إلى هنا بغرض عمل مصرفي رسمي وكما أنني أردت أن أودعك |
| Ama en çok da Veda etmek için geldim. | Open Subtitles | ولكن الأهم من ذلك كله، أردتُ أن أودّعك. |
| - 700 arkadaşıma Veda etmek zorundayım. | Open Subtitles | علي أن أقول وداعاً لـ 700 صديق |
| Sadece onunla konuşup, Veda etmek istedi. | Open Subtitles | أرادفقطأن يتحدثإليها, يودعها |
| Bu üzücü günde, burada, aramızdan ayrılan... sevgili arkadaşımız Lou Pratt'e Veda etmek için toplandık. | Open Subtitles | نجتمع في هذا اليوم الحزين لنودع صديقنا العزيز المغادر لو برات |
| Veda etmek istediğin birileri var mı? | Open Subtitles | هل هناك من تريدين قول الوداع له أيضاً ؟ |
| Artık kimseye Veda etmek istemiyordum. | Open Subtitles | لم اعد ارغب بعد الان فى قول الوداع |
| Sevdiğin birine Veda etmek zordur biliyorum. | Open Subtitles | أعلم مدى صعوبة توديعك لشخص ما تحبه |
| Havaalanında Veda etmek benim için çok duygusal olur. | Open Subtitles | من المؤثر جداً علي توديعك في المطار |
| Her neyse, Yani, sahip olduklarımın... yarısına Veda etmek üzereyim. | Open Subtitles | حسنًا، على اي حال أنا على وشك توديع نصف ممتلكاتي |
| 'Seni New York'ta görmeden önce...' ...eve anneme Veda etmek için sokuldum. | Open Subtitles | قبل ان اراك في نيو يورك تسللت الى المنزل لأودع امي |
| Sebastian'a Veda etmek istiyordum. | Open Subtitles | أردت أن أقول وداعا لسيباستيان. وأتساءل حيث لاذوا بالفرار إلى. |
| Emekli olmadan Jonesy'ye Veda etmek istersin sanmıştım. | Open Subtitles | حسناً، ظننت أنك ستريد أن تودع (جونزي) قبل أن يتقاعد |
| Ben gittikten sonra uyuyabilirsin. Sadece Veda etmek istedim. | Open Subtitles | من الأفضل ان تعود للنوم بعد أن أمضى أردت فقط أن أودعك |
| Veda etmek istedim ama nasıl yapacağımı bilemedim. | Open Subtitles | أردت أن أودّعك ولكنني لم أعرف فحسب كيف. |
| Kendi öğrencilerime ve aynı zamanda West Hill Okulu'nun tüm öğrencilerine Veda etmek istiyorum. | Open Subtitles | وأردت أن أقول وداعاً وحسب... لطلابي ولجميع الطلاب |
| Kimse Veda etmek istemez. | Open Subtitles | لم يرد أحداً أن يودعها |
| Yedi numaralı madene ve orada çalışan bazı kişilere Veda etmek için buradayız. | Open Subtitles | نحن لنودع المنجم سبعة وبعض الرجال الذين عملوا هناك |
| Sanat hiç bitmez. Bazen terk edilir. Lafı gelmişken Veda etmek için buradayım. | Open Subtitles | الفن لا ينتهي أبداً, يُهجر فحسب وبالحديث عن هذا, أنا هنا لأودعكِ. |
| Sana zeten iki kez veda etmiştim. Bir kez daha Veda etmek zorunda olmak istemedim. | Open Subtitles | لقد ودعتك بالفعل مرتين لا أريد أن أضطر لتوديعك ثانية |
| Ama onu öldürmezsen, maalesef ikinize de Veda etmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | واذا اخترت ألا تقتلها,أنا فقط سأكون مضطر الى قول وداعا الى كلاكما. |
| Buraya Veda etmek için bir sürü şey yazmışsın. Ama bunların çoğu iyi şeyler. | Open Subtitles | لقد كتبت كل تلك الأشياء التي أردت توديعها ولكن كثير منهم هي أشياء جيدة |