ويكيبيديا

    "verebilecek" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يمكنها أن
        
    • إعطائها
        
    • لإعطائهم
        
    • لاتخاذ
        
    • بإمكانهِ
        
    • يمكنني أن أخظى
        
    • ينوي أن
        
    • يعني أن يسبب
        
    • يمكن الحصول عليه
        
    • يمكن أن يعطينا
        
    • أن يهدد
        
    • آخر يريد
        
    Elimizde bütün bu sorulara cevap verebilecek genel evrensel prensiplere dayanan bir matematiksel yapı var. TED يوجد آلية رياضية يمكن أن نبنيها على مبادىء جينية عالمية يمكنها أن تجيب تلك الاسئلة
    Belki, hayatına devam etmesine, benim varlığımı unutmasına, hakkettiğini verebilecek birisini bulabilmesine yardımcı olabilir. Open Subtitles ،ربما سيساعدها ذلك على متابعة حياتها تنسى أني موجود، تجد شخص ما يستطيع إعطائها ما تستحقه
    Ve onlara hayat verebilecek kişi, onları programlayan dehadan başka kim olabilir ki? Open Subtitles ومن أفضل من عبقري برمجة الذي صمّم برامجهم لإعطائهم ذلك الرمق من الحياة؟
    18 yaşında olabilirsin, ufak kızım, ama açıkça görülüyor ki ölüm kalım meselelerinde kendi başına karar verebilecek durumda değilsin. Open Subtitles ربما تكونين في 18 من عمركِ يا صغيرتي لكنكِ لستِ مستعدة لاتخاذ قرار يخص الحياة أو الموت بنفسكِ الآن
    Ama eğer bana elmalı turta verebilecek tek kişiye bulaşıyorsan o zaman korkarım ki beni ilgilendirir. Open Subtitles و لكن إذا كنتَ تعبثُ مع الشخصِ الوحيد الذي بإمكانهِ تحضير فطيرة تفاحٍ شهيّة، فأخشى أن الأمر يخُصني.
    Oradan bana üstüne azıcık bir Grey Goose koyup bir Jack Daniels verebilecek misin? Open Subtitles أجل، هل يمكنني أن أخظى بشراب) (جاك دانيالز) مع قليل من عصير العنب؟
    Fakat bence bu aynı zamanda bize de ilham verebilecek bir olgu. TED لكنني أعتقد أيضا أن هذه الظاهرة يمكنها أن تلهمنا نحن أيضا.
    Şirkete zarar verebilecek bir bilgiye sahip olduğunu söyledi. Open Subtitles لقد قالت بأنه لديها معلومات يمكنها أن تؤذي الشركة.
    Aşkına karşılık verebilecek olan kız. Open Subtitles الفتاة التي يمكنها أن تحب الذي يكن لها نفس الشعور.
    - Bilgi verebilecek tek kişi de sensin. Open Subtitles وأنت وحدك القادر علي إعطائها لي
    "Evvel zaman içinde, sevimli küçük bir kız varmış tanıdığı herkes tarafından çok sevilirmiş ama özellikle, onun için her şeyini verebilecek büyükannesi tarafından. Open Subtitles ذات مرة في قديم الزمان كانت هناك فتاة صغيرة غالية كانت محبوبة من قِبَلْ كل شخص قابلها لكن على نحو خاص من قبل جدتها التى كانت تود إعطائها أي شئ
    Deneyip görelim, bakalım ona panzehiri verebilecek misin? Open Subtitles ولنرَ إن كنت قادراً على إعطائها الترياق
    Peki ya onlara hem istediklerini verebilecek hem de onları oyalayabilecek bir şey bulsam. Open Subtitles ماذا لو كان هناك طريقة لإعطائهم ما يريدونه وخداعهم في نفس الوقت؟ ماذا لديك؟
    Fakat benim verebilecek hiçbir şeyim yok. Open Subtitles لكني ليس لدي أي شيء لإعطائهم
    Açık ki bu konuda karar verebilecek akıl sağlığına sahip değilmiş. - Karısı farklı düşünüyor. Open Subtitles حسنا ، من الواضح انه ليس في وضع يؤهله ذهنيا لاتخاذ مثل هذا القرار
    Ama eğer bana elmalı turta verebilecek tek kişiye bulaşıyorsan o zaman korkarım ki beni ilgilendirir. Open Subtitles و لكن إذا كنتَ تعبثُ مع الشخصِ الوحيد الذي بإمكانهِ تحضير فطيرة تفاحٍ شهيّة، فأخشى أن الأمر يخُصني.
    Oradan bana üstüne azıcık bir Grey Goose koyup bir Jack Daniels verebilecek misin? Open Subtitles أجل، هل يمكنني أن أخظى بشراب) (جاك دانيالز) مع قليل من عصير العنب؟
    Ama gizlice, şehrimi uzaylılardan ya da zarar verebilecek her türlü şeyden korumak için üvey kardeşimle birlikte NOB için çalışıyorum. Open Subtitles لكن في السرّ، فأنا أعملُ رفقة أختي بالتبني لـ(إ-ع-خ). لحماية مدينتي من الفضائيين وأيُ أحدٍ آخر ينوي أن يمسّها بسوء.
    Ama gizlice, şehrimi uzaylılardan ya da zarar verebilecek her türlü şeyden korumak için üvey kardeşimle birlikte NOB için çalışıyorum. Open Subtitles ولكن في السر، أنا أعمل مع أختي بالتبني لديو لحماية مدينتي من الحياة الغريبة وأي شخص آخر وهذا يعني أن يسبب لها ضررا.
    verebilecek başka bir şeyin olmadığına onu inandırmalıyız. Open Subtitles يجب ان نقنعه انه لا يوجد شئ يمكن الحصول عليه منك
    Nereye gittiklerine dair bize ipucu verebilecek bir şey olmalı bu evde. Open Subtitles لابد من وجود شيء في هذا البيت يمكن أن يعطينا دليلاً على المكان الذي ذهبوا أليه
    Ama aslında, şehrimi uzaylılardan ve zarar verebilecek olanlardan korumak için üvey kız kardeşimle DEO için çalışıyorum. Open Subtitles لكن في السرّ، فأنا أعملُ .(رفقة شقيقتي بالتبني لـ( إدارة عمليات الخوارق (إ-ع-خ) لحماية مدينتي من الفضائيين .وأيُ أحدٍ آخر ينوي أن يهدد أمنها
    Ama öte yanda, şehrimi uzaylılardan ve zarar verebilecek kişilerden korumak için üvey ablamla DEO için çalışıyorum. Open Subtitles ولكن سرًا، أعمل مع أختي بالتبني في إدارة مكافحة الخوارق لحماية مدينتي من أي خطر فضائي وأي أحد آخر يريد تعريضها للخطر

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد