| Bu mektubu lp Man'e vermelisiniz. Teşekkürler! | Open Subtitles | لا بدّ وأن تعطي هذهِ الرسالة لـِ(ييب مان) شكراً لكِ! |
| Daha çok para almak için onlara bir şey vermelisiniz. | Open Subtitles | حسناً, يجب عليك أن تعطيهم شيئاً دافع ليأتي الأثرياء |
| Kardeşinize günde iki defa vermelisiniz yoksa acayip bela olur. | Open Subtitles | يجب أن تعطيه لأخيك مرتين يومياً وإلاً سيكون هناك متاعب جمّة |
| - Onu tanımıyorsun. - Belki de Marissa'ya biraz zaman vermelisiniz. | Open Subtitles | . أنت لا تعرفها . يجب أن تعطى (ماريسا) بعض الوقت |
| O zaman güvenlik sızıntısıyla ilgili bildiğiniz her şeyi bize vermelisiniz. | Open Subtitles | إذن عليك أن تسلّم كلّ شيئ تملكه حول الخرق الأمني. |
| Bana şimdi 4 Pound vermelisiniz. | Open Subtitles | حسنا، عليك أن تعطيني 4 جنيهات استرلينية الآن. |
| Üzgünüm, böyle olmaz. O tedaviyi, 100, 200 dolara vermelisiniz. | TED | عذرا ، هذه الطريقه لاتجدي. عليك أن تعطيه العلاج ب100 أو 200 دولار |
| Dövüş Sanatlarını öğrenirken samimi ve dürüst olmalı dürüst ve saygılı davranışlarda bulunmalı sağduyulu ve gerçekçi kararlar vermelisiniz. | Open Subtitles | تعلّم فنون القتال الحقيقيّة والأصيلة، السلوك السليم والمتميّز، الحُكم الموضوعي والعقلاني لا تقلق! |
| - Bize biraz daha zaman vermelisiniz. - Son gün son gündür. | Open Subtitles | يجب عليك أن تمنحنا مهلة الموعد النهائي ثابت ، آسف |
| Bana bir röportaj vermelisiniz. Özel olarak, tamam mı? | Open Subtitles | يجب أن تمنحني مقابلــة ، بشكل خاص ، حسنــا ؟ |
| Ve kitaplarla ilgili şey şu ki, uzun bir süre boyunca insanlara yarar sağlamalarını garantiye almak istiyorsanız onları dolaplarda saklamalı ve çok az insanın onlara bakmasına izin vermelisiniz. | TED | ما ينبغي القيام به مع الكتب، إذا كنت تريد ضمان كونها مفيدة على المدى الطويل، هو إخفاؤها بعيداً في المكتبات وترك القليل من النّاس تنظر لها. |
| Bu mektubu lp Man'e vermelisiniz. Teşekkürler! | Open Subtitles | لا بدّ وأن تعطي هذهِ الرسالة لـِ(ييب مان) شكراً لكِ! |
| Bende etmem vali bey. Bence onlara seçme hakkı vermelisiniz. | Open Subtitles | ولن أوافق على هذا أيضا يا سيدى العمدة أعتقد أنكى يجب أن تعطيهم هذا الخيار |
| Kaptan, çocuğu onlara vermelisiniz. Bundan daha azı için adam öldürmüşlükleri var. | Open Subtitles | أيّها القبطان، يجب أنْ تعطيهم الفتى فهم يقتلون لسببٍ أقلّ |
| Etkileyici. Yani hakkını vermelisiniz. | Open Subtitles | هذا مثير للإعجاب أعني، يجب أن تعطيه حقّه بهذا |
| Ona F vermelisiniz. | Open Subtitles | يجب أن تعطيه (درجة ضعيف) |
| Efendim, Mısır'ı savumak için Horemheb'e izin vermelisiniz. | Open Subtitles | مولاى ، يجب أن تعطى التصريح ل ( حورمحب ) ليدافع عن مصر |
| Sanrım ofisi Threepeat'e vermelisiniz. | Open Subtitles | أعتقد أن عليك أن تسلّم المكتب لـ (ثريبيت) |
| Davamda kendimi savunmam için bana bir şans vermelisiniz. | Open Subtitles | لا ، يا سيدي عليك أن تعطيني فرصة |
| Kelli'ye vermelisiniz, böylece onu da kaybetmezsiniz. | Open Subtitles | انها في حاجة اليه. يجب عليك أن تعطيه كيلي |
| Dövüş Sanatlarını öğrenirken samimi ve dürüst olmalı dürüst ve saygılı davranışlarda bulunmalı sağduyulu ve gerçekçi kararlar vermelisiniz. | Open Subtitles | تعلّم فنون القتال الحقيقيّة والأصيلة، السلوك السليم والمتميّز، الحُكم الموضوعي والعقلاني لا تقلق! |
| Bu birimin onayını istiyorsanız bize hala hayatta olan birisini vermelisiniz. | Open Subtitles | إذا تريد تأييد هذا المكتب، يجب أن تمنحنا شخص مازال علي قيد الحياة. |
| Başarısız olmuşum gibi duruyor ama bana bir şans daha vermelisiniz. | Open Subtitles | أعلم, أنه يبدو وكأني أفسدت الأمر لكن عليك أن تمنحني فرصةً أخرى معه |
| Veriler ile ilgili durum da şu ki, eğer baki kalmalarını istiyorsanız o veriler üzerinde olabildiğince az kontrol kurup herkesin onlara sahip olmasına izin vermelisiniz | TED | ما ينبغي القيام به مع البيانات، إذا كنت تريدها أن تبقى، هو نشرها، كي تكون في متناول الجميع مع أقل ما يمكن من السيطرة على تلك البيانات. |