- Bizim oğlana uyuşturucu vermiş. - Hemen odasına götür onu. | Open Subtitles | لقد أعطى ابني المخدرات أريدك أن تمنعه من الخروج في الحال |
Birisi onlara sinyal engelleme teknolojimiz konusunda bilgi vermiş olmalı. | Open Subtitles | لابد أن شخص ما أعطاه فكرة عن مضاداتنا للتقنية الشعاعية |
O da pek şanslı biri değilmiş. Bunu ona kim vermiş? | Open Subtitles | هي لم تكن محظوظة أيضا ً , من أعطاها إياه ? |
Bu oda, polis beye kiri boyayla gizlediğimiz... ..izlenimi vermiş sanırım. | Open Subtitles | أظن أن هذه الغرفة أعطت أنطباع لهذا السيد من دائرة الشرطة |
Lucien'e kancayı takmışsın. Sana bir kaz vermiş. | Open Subtitles | لوسيان واقع في حبك أعطاك الإوزه و كل ما هناك |
Anneannem ona 13 yaşındayken vermiş ve ben 13 yaşına basınca, annem bana verdi. | Open Subtitles | جدتي أعطته لها عندما كانت في الـ13. و عندما بلغت انا الـ13, والدتي أعطته لي. |
Evet. Sanırım mısırlarını Calvera'ya vermiş olmayı isterdin, hıı? | Open Subtitles | نعم ، أظن أنك بطريقة ما تمنيت لو أنك أعطيت المحاصيل إلى كالفيرا |
Çeki Stans'a vermiş. | Open Subtitles | لقد أعطى الشيك لستانز من أجل لجنة إعادة الإنتخاب |
Dedesi, büyük babana bu saati şans getirsin diye vermiş. | Open Subtitles | أعطى جدك الأكبر ساعته لجدك لتجلب له الحظ |
Bu şurup oğluna epeyce gaz vermiş gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أن هذا الدواء أعطى ابنك الكثير من الغازات |
Çocuktaki her bir kırığı, aldığı her yarayı, katil anneye de vermiş. | Open Subtitles | و كلّ كسر و ضرر تعرض له الإبن أعطاه القاتل إلي أُمه |
En önemlisi de Müdür Jo bugün adama para vermiş. | Open Subtitles | والأهم من ذلك، يقولون أنّ المدير جو أعطاه المَال اليوم. |
Çiocanii, Dumitru'ye evdeyken yardım olsun diye vermiş. | Open Subtitles | شوكان , كان قد أعطاها لديميترو نظير تقديمه لمساعدة له |
Oğluma eşcinsellerin çalıştığı yerlerin numarasını vermiş ve aramasını söylemiş. | Open Subtitles | أعطت لإبني ارقام بعض مثيلي الجنس وطلبت منه أن يتصل |
Tanrı, size istediğiniz herkesin sesini taklit etme yeteneği vermiş, kendinizinkini bile. | Open Subtitles | فالله أعطاك هبة أن يكون صوتك مثل أي أحد في العالم ، حتي نفسك |
Bir ay önce. Kız arkadaşı ona doğum günü hediyesi olarak vermiş. | Open Subtitles | منذ حوالي شهر أعطته له حبيبتها بعيد ميلادها |
Anahtar kartını da sen vermiş olmalısın. | Open Subtitles | أنت لا بدّ وأن أعطيت ه بطاقتي الرئيسية، أيضا. |
Babama şikayet edebileceği bir şey vermiş olacağım, bunu biliyorsun. | Open Subtitles | سوف اعطى أبى شىء يشتكى منة , تعلمين ذلك أجل |
Tanrı bana bu ağzı vermiş ve ben de onu kullanıyorum. | Open Subtitles | الله أعطاني هذا الفمّ لذا أنا يمكن أن أستعمله وذلك ماافعله |
Bayan Rood ona izin vermiş çükü o Lucy'nin çok özel bir arkadaşı. | Open Subtitles | السيدة رودز أعطتها ألأذن لأنها صديقة لوسي المقربة |
Bu insanlar hiç tanımadıkları bir yabancıya böbreklerden birini vermiş kişilerdir. | TED | هؤلاء هم الأشخاص الذين منح كل واحد فيهم إحدى كليتيه إلى شخص غريب تماماً. |
Onlara paylarını vermiş... ama kullanmaları konusunda onları bekletmiş. | Open Subtitles | .. أعطاهم نسبة من النقود و لكن قال لهم أن ينتظروا قبل إنفاقه |
Eğer bize vermiş olsaydın, o zavallı kız yaşıyor olabilirdi. | Open Subtitles | إذا كنت قد أعطيته لنا ربما تلك الفتاة الفقيرة كانت لا تزال حيّة |
Hayır. Öyle olması şart değil. İğneyi başka biri vermiş olabilir. | Open Subtitles | لا.شخص أخر يمكن أن يكون قد اعطاها الدبوس. |
Ve anneme minnettar olduğun son şey, bana gözlerini ve bakışını vermiş. | Open Subtitles | والشيء الأخير الذي أمتن لك فيه يا أمي أنك أعطيتني بصرك الثاقب |