| İşte bu yüzden son sıradayız, çünkü oynamaya değer vermiyoruz. | TED | و لهذا فنحن متأخرون. لأننا لا نعطي قيمة للعب. |
| Saat neredeyse beş oldu ve bu saatten sonra yeni randevu vermiyoruz, o yüzden başvurunuza bu damgayı vuracağım. | Open Subtitles | للأسف قربت الساعة الخامسة لم نعد نعطي مواعيد سأختم طلبك الأن |
| Gerçekten Hep-E olsa bile ona Hep-E ilacı vermiyoruz. | Open Subtitles | و بالمناسبة، إنه كان التهاب الكبد لن نعطيه الدواء المناسب له |
| Eğer istediği savaşsa, neden ona istediğini vermiyoruz? | Open Subtitles | إذا يريد حرباً , لماذا لا نعطيها له ؟ |
| Neden geri çekilip savaşmaları için onlara şans vermiyoruz? | Open Subtitles | لذا لم لا نعطيهم فرصة الاجتهاد للنجاح وندعمهم |
| O sınıftan insanlara hizmet vermiyoruz. Bizim müşterilerimiz orta sınıftan. | Open Subtitles | إننا لا نتعامل مع هذه الطبقة هنا إن لدينا تجارة من الطبقة الوسطى |
| Niçin istedikleri kanıtı onlara vermiyoruz? | Open Subtitles | لذا , لماذا لا نقدم لهم الدليل الذى يريدونه؟ |
| Neden şu işine on saniyelik bir ara vermiyoruz ben de böylece olup biteni anlatabilirim. | Open Subtitles | لماذا لا نأخذ راحة لعشر ثواني لأُريك ما يحدث هنا |
| Neden çöp kutusu olan bayana parayı vermiyoruz? | Open Subtitles | لم لا نعطي النقود للسيدة التي معها الحقيبة؟ |
| Diğer çocuklara onları daha fazla aşağılama fırsatı vermiyoruz. | Open Subtitles | نحن نعطي فرصة للأطفال الآخرين لإثبات وجودهم |
| Bu adamlara Josh'ı görünceye parayı vermiyoruz, tamam mı? | Open Subtitles | لن نعطي هؤلاء الرجال ايةَ اموال حتى يظهروا |
| Tek bir fikir, kişisel değil, bu yüzden yüzlerimizi göstermiyoruz, bu yüzden isimlerimizi vermiyoruz. | Open Subtitles | إنَّه صوتٌ واحد , و ليسَ مجموعةَ أصوات , ذلك هو السبب أننا لا نظهر وجوهنا, و أيضاً ذلكَ هو السبب أننا لا نعطي أسمائنا. |
| - Los Angeles'ta. - Neden onunla konuşup ne istediğini öğrenip vermiyoruz? | Open Subtitles | و لكن لماذا لا نفوت هذا الإسبوع و نعرف ماذا يريد ثم نحاول أن نعطيه ما يريد |
| Buna ihtiyaçları var, ve biz onlara bunu vermiyoruz. | TED | فاشل . إنهم يحتاجونه , ونحن لا نعطيه لهم . |
| Niye ona ilacı yandan vermiyoruz yani deneme dışında? | Open Subtitles | لمَ لا نستطيع أن نعطيها العقار وحسب بعيداً عن التجارب ؟ ! |
| Onlar fakir ve aç ise neden hep onlara yiyeceklerimizin yarısını vermiyoruz? | Open Subtitles | إن كانوا جائعين وفقراء لِمَ لا نعطيهم نصف طعامنا دائماً؟ |
| Artık kimseye hesap vermiyoruz. | Open Subtitles | إننا لا نستجيب لأي شخص بعد الآن. |
| Terapide şarap vermiyoruz. | Open Subtitles | نحن في الحقيقة لا نقدم النبيذ في العلاج النفسي |
| Bu yüzden neden sadece mutluluğa odaklanıp diğer şeyleri boş vermiyoruz? | Open Subtitles | لذا لماذا لا نأخذ الأمر السعيد ونترك الباقي؟ |
| Dersleriniz için not vermiyoruz. Size maaş da vermeyeceğiz. | Open Subtitles | لا نوفر لكم تسديد دين الجامعة ولا نستطيع منحكم أي نوع من الأجر |
| - Saat 10:00'dan önce tenekeleri vermiyoruz. - Bunlar teneke değil. | Open Subtitles | لا نبدل العلب حتى الساعة العاشرة - هذه ليست علب - |
| Fiziksel işlev bozukluğu, o bakımdan bu konuda söz vermiyoruz. | Open Subtitles | خلل بدني. ولم نقدّم أي وعود في هذا الصدد. |
| "Josh, sana neden şey vermiyoruz -- neden Zyprexe vermiyoruz. | TED | "حسنا، جوش، لم لا نعطيك بعض -- لم لا نعطيك بعض الزيبريكسا. |
| Bu yüzden onun eline bomba vermiyoruz. | Open Subtitles | لهذا السبب لم نعد نسمح له بحمل القنابل بعد الآن. |
| Haydi adamım kalk ve kendini toparla. Sana uyuman için para vermiyoruz. | Open Subtitles | هيا استيقظ انت نحن لا ندفع لك لتنام هكذا |
| Banka soydukları için de kimseye madalya vermiyoruz. | Open Subtitles | ونحنُ لا نمنح ميداليّات لِسارقي المصارِف |
| Biz Dodge City'de kimsenin silah taşımasına izin vermiyoruz. Duymadınız mı? | Open Subtitles | نحن لا نسمح لأي شخص بحمل السلاح هنا في "دودج سيتي". |