ويكيبيديا

    "vicdan azabı" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الندم
        
    • ندم
        
    • بالذنب
        
    • ضمير
        
    • بالندم
        
    • نادماً
        
    • ضميرك
        
    • تأنيب للضمير
        
    • بتأنيب الضمير
        
    • ندمها
        
    • وازع من الضمير
        
    • تأنيب الضمير
        
    Neden kıyafetlerini giydirmeye zaman harcayarak vicdan azabı gösterdi,ama buraya attı? Open Subtitles لماذا يظهر الندم ، بأن يكسوها ثم يرمي بها هنا ؟
    Gecenin geç saatlerinde tüm sesler karanlık düşler tarafından bastırıldığında, vicdan azabı ve dehşet onu ele geçiriyordu. Open Subtitles في ساعات الليل الصغيرة عندما يقيده كل صوت بذهول التخيلات فيتمكن منه الندم و الرهبة
    Senin tutsağınım. Bundan dolayı hiç vicdan azabı çekmiyor musun? Open Subtitles بل أصبحت أسيرتك ألا تشعر بأيّ ندم مطلقاً بسبب هذا؟
    Param yüzünden bana vicdan azabı çektirecek biri ile çalışamam. Open Subtitles لا أستطيع العمل مع شخص سيجعلني أشعر بالذنب بسبب أموالي،
    Neden aileme şantaj yapıp cinayet suçunu üzerime yıkacak kadar cesur olan bir suçlu bir anda vicdan azabı duysun? Open Subtitles لماذا يستيقظ بغتةً ضمير مجرم محترف كان قد ابتز والديّ ولفّق لي جريمة؟
    Ama mahkemede konuştuğum için de vicdan azabı çekiyorum. Open Subtitles ولكنى ايضا اشعر بالندم على الحديث عن هذه الواقعة
    Bunca yıl sonra bile en ufak vicdan azabı duymuyorsun. Open Subtitles كل تلكَ السنوات و لا الندم فى نبرة حديثك.
    Hata yapmak insanlara mahsussa, vicdan azabı çekmek de öyle olmalı. Open Subtitles "إن كان الزلل من طبع البشر فلا بدّ أنّ الندم كذلك"
    - Ve görünen o ki yaptıkları ile ilgili vicdan azabı çekiyor. Open Subtitles ويبدو انه يشعر ببعض مستويات الندم في عملياته
    Çünkü birkaç dakika içinde pişmanlık olmayacak ya da vicdan azabı Open Subtitles لأنه في لحظات قليلة لا يشعر بأي ندم أو الندم
    Sonuçta hayatımın birikimini yok etmişsin ve biraz daha vicdan azabı çekmesi gerekirdi. Open Subtitles أتعلم، تُفقدني مدخرات حياتي كلها، عليكَ أن تظهر بعض الندم
    O kadar kolay oyuna getirildiği için vicdan azabı çekiyor. Open Subtitles إنّه في حالة ندم عميقة كيف يمكنه أن ينخدع بهذه السهولة؟
    Dürüstçe kendi kendime sordum ve karar verdim ki, vicdan azabı duymuyorum. Open Subtitles لقد فحصتُ نفسي بصدقٍ، ووجدتُ أنّي لا أشعر بأيّ ندم.
    Senden ve babandan uzak olduğum için her zaman vicdan azabı çektim. Open Subtitles كان لدي شعور بالذنب حول أني بعيدة عنكِ وعن أبيكِ
    Ama çektiği vicdan azabı, asit gibi yedi bitirdi onu. Open Subtitles أظن أن الشعور بالذنب ..... أكل أحشائة مثل الحمض الحارق...
    vicdan azabı çektiğini söyleme sakın çünkü iş lügatinde vicdan bulunmaz. Open Subtitles لا تقلْ لي لديك ضمير, لِأن في مجال عملك, الضمير لا ثمن له.
    Liam vicdan azabı çekiyor ve Karma'ya anlatmak üzere. Open Subtitles ليام يحس بتأنيب ضمير كبير، هو على وشك أن يخبر كارما.
    Brad? Galiba biri, onuncu sınıfta bana randevu verip ektiği için vicdan azabı çekiyor Open Subtitles براد أعتقد أن شخصاً ما شعر بالندم لتخليه عني في الصف العاشر
    Üniversitede harcadığı onca para için vicdan azabı çekmiyor herhalde. Open Subtitles إنه ليس نادماً على النقود التى أنفقها بالجامعة
    Birini öldürebilirsin. İnan bana, vicdan azabı çekersin. Sakinleş. Open Subtitles يمكن أن تقتل شخصاً ما، أنت لا تريد أن تحمل ضميرك ذلك، إهدأ وحسب
    - O zaman vicdan azabı duymaz mısın? - Ne hakkında? Open Subtitles ـ لا تأنيب للضمير ـ بشأن ماذا؟
    Seni şuracıkta gebertsem zerre kadar vicdan azabı çekmeyeceğimi biliyorum. Open Subtitles يعني أنني لو قتلتك الآن فلن أشعر بتأنيب الضمير
    Notta, sabık olduğu Başkan Kincaid'in ameliyatında "ihmalkar ve neredeyse ölümcül hata" olarak tanımladığı hata yüzünden aşırı derecede vicdan azabı duyduğunu ifade etmiş. Open Subtitles "بما فى غضون ذلك , أعربت عن ندمها الشديد بهذا" "عن خطأها فى مجال الجراحة"
    - Bu sefer vicdan azabı duymuyorum. - O bir Roma vatandaşı, hem de zengin. Open Subtitles و لن يكون لدي أي وازع من الضمير هذه المره "إنه الآن مواطن "روماني و مواطن غني
    Daha önceden söylediğim gibi vicdan azabı duymuyorum. Open Subtitles لا أعاني من تأنيب الضمير, أخبرتك ذلك مسبقاً

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد