Çin'den buraya nişanlı vizesiyle gelmiş. | Open Subtitles | نعم، إنها هنا بتأشيرة خطيبها من الجزيرة الصينية |
Sana söylemediğim bir şey vardı.. ..ben buraya öğrenci vizesiyle gelmiştim ve vizem 6 yıl önce bitti. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي لم أخبرك عنه أني هنا بتأشيرة طالب، والتي إنتهت منذ ستّة سنوات |
Adamlar, öğrenci vizesiyle buraya gelmiş ve beyinleri yıkanmış radikaller değil. | Open Subtitles | هذه ليست عمليّة غسل لدماغ أطفال متطرّفين بتأشيرة طالب |
ABD'ye turist vizesiyle girmiş. | Open Subtitles | دخل الى الولايات المتحدة عن طريق تأشيرة زوار |
Buraya 6 aylık çalışma vizesiyle geldi. | Open Subtitles | non-MSA طب non-MSA يعني أنها هنا ستة اشهر تأشيرة عمل. |
Kayıtlara göre buraya iki ay önce çalışma vizesiyle gelmiş. | Open Subtitles | ملفه يشير الى أنه انتقل الى هناك بتأشيرة عمل |
Kayıtlar buraya iki ay önce çalışma vizesiyle taşındığını gösteriyor. | Open Subtitles | ملفه يشير الى أنه انتقل الى هناك بتأشيرة عمل |
Ve bir hafta önce ABD'ye turist vizesiyle giriş yapmış. | Open Subtitles | و دخل الولايات المتحدة قبل شهر بتأشيرة سياحية |
Doğru, eski eşi turist vizesiyle burdaymış. | Open Subtitles | صحيح، حسناً، لقد كانت هنا بتأشيرة سياحية. |
B1 vizesiyle yılın büyük çoğunluğunu burada geçiriyor. | Open Subtitles | يبلغ 31 عامًا، وغير مُتزوّج، ويقضي جُزءًا من كلّ عام هُنا بتأشيرة زيارة. |
Yeni hücre arkadaşın, Evi Sneijder buraya iki ay önce öğrenci vizesiyle gelmiş. | Open Subtitles | ان موكلك ايفي شنايدر اتت قبل شهرين بتأشيرة طالبة |
İki yıl önce kısa süreli öğrenci vizesiyle gelmiş ve burayı o kadar sevmiş ki, kalmaya karar vermiş. | Open Subtitles | جاءت إلى هنا منذ سنتين بتأشيرة طالب قصيرة المدى و أحبتها حباً جماً فقررت البقاء |
İhtiyacı olan ameliyatı yaptırabileceğim düşüncesiyle onu turist vizesiyle getirdim. | Open Subtitles | جلبتها بتأشيرة سائح بأمل أنني سوف أوفر لها العملية التي تحتاج |
Sonradan öğrendiğime göre, Tayland'dan ABD'ye getirildiğinde 19'una yeni girmişti ve turist vizesiyle geldiği bu yerde bana bakacaktı. | TED | تعلمت لاحقا بعد أن كبرت في العمر أنها كانت بعمر 19 سنة عندما تم جلبها من تايلند إلى الولايات المتحدة بتأشيرة سياحية لتعتني بي. |
Tamam. A.B.D.'ye 19.09.2004'te Los Angeles Havaalanından ziyaretçi vizesiyle girmiş. | Open Subtitles | حسنا، دخلت الولايات المتّحدة عن طريق المطار بتاريخ 19-9-2004 بتأشيرة زيارة |
- Yani buraya nişanlı vizesiyle geldi... | Open Subtitles | حَسناً هاجرتْ إلى هنا بتأشيرة خطيبِ |
Üç yıl önce İrlanda'dan çalışma vizesiyle gelmiş. | Open Subtitles | " دخلت هذه البلاد من " إيرلندا بتأشيرة عمل قبل ثلاث سنوات |
Kolombiya'dan çalışma vizesiyle geldin. | Open Subtitles | أنتَ على تأشيرة عمل من (كولومبيا) |