Yoksa mahsur kaldığım bu adadaki olaylara yönelik hislerimi mi? | Open Subtitles | ام عن مخاوفى تجاه هذه الجزيرة وما يحدث فيها ؟ |
Sonradan büyüdükçe korteks gelişir ve anneye yönelik bu gizli cinsel dürtüyü engeller. | TED | وبعد ذلك تكبر، القشرة تتطور، وتوقف هذه الرغبات الجنسية الكامنة تجاه أمك. |
Eğer empatimin size yönelik olduğuna inanırsanız bana güvenme ihtimaliniz daha da yüksek. | TED | وإذا اعتقدت أن تعاطفي موجه إليك، فيوجد احتمال أكبر لوثوقك بي. |
Akatsuka'nın yeni kozmetik serisini çocuklara yönelik çıkarmayı düşünüyorum. | Open Subtitles | انا افكر ببدء خط جديد من مستحضرات التجميل موجه نحو الاطفال |
Yüzbaşı Renard, bu konuşma politik bir kariyer başlangıcı yapmaya yönelik miydi? | Open Subtitles | أيها القائد، هل يهدف هذا الخطاب إلى إطلاق مسيرة سياسية؟ |
Bu, Abu Dhabi hükümeti tarafından yerleştirilen uydu vericileriyle deniz ineklerinin nerede olduğunu bulmaya yönelik bir projedir. | Open Subtitles | هذا مشروع تقوم به حكومة أبو ظبي يهدف لمعرفة أين يذهب الأطوم قاطني الخليج عبر ربطهم بأجهزة تتصل بالأقمار الصناعية |
Kitle histerisini hedefleyen gerçek Zodiac'ın aksine bu kopyacının mesajı kafayı taktığı bir kadına yönelik. | Open Subtitles | على عكس زودياك الحقيقى الذى كان هدفه هو هيستريا جماعية رسالة هذا المقلد موجهه شخصيا لمرأة مهووس بها |
Lisa: Hindistan'dan sonra Doğu Afrika'ya seyahat ettik. LGBT bireylerine yönelik sert tutumlarıyla bilinen bir bölgeye. | TED | ليزا: من الهند، اتجهنا صوب شرق أفريقيا، لمنطقة معروفة بتعصبها تجاه المثليين. |
Çinlilere yönelik bir antipati Bu gibi belgeler geçer. Bu Kongre Kütüphanesi'nde aslında; | TED | هذه الكراهية تجاه الصينيين كان عبر وثائق من هذا القبيل. هذا في الواقع في مكتبة الكونغرس ؛ |
Bu üç yanlış birleştiğinde Batının enerji geleceği ile ilgili tartışmalarını dayatıyor ve Afrika'ya yönelik ataerkil davranışlara dönmeye neden oluyor. | TED | هذه الأخطاء الثلاثة مجتمعةً تقودنا لفرض نقاش غربي حول مستقبل الطاقة والتراجع عن منظور الوصاية تجاه أفريقيا |
Sanırım senin sanatsal çalışmalara yönelik uyuşturucu kullanımı hakkındaki felsefeni tartışmanın zamanı geldi. | Open Subtitles | أعتقد بأنه حان الوقت لمناقشة فلسفتك تجاه استخدام المخدرات لأسباب فنية |
İnsanlar bunu kadınlara yönelik şiddet olarak algılayabilir? | Open Subtitles | و عما يعتبره البعض مواقف عنيفة تجاه النساء؟ |
Bu da 12-25 yaş arasına yönelik olacak. | Open Subtitles | اذاً، هذا سيكون موجه للاعمار من 12 لـ 25 |
Paleontoloji küçük çocuklara yönelik bir bilim dalı, dinozor kalıntıları kazıp çıkarmaya dayalı, üstelik ''Jurassic Park'' kostümü giyerek. | TED | علم الحفريات، هو علم موجه للأطفال الصغار، ركز على حفر الديناصورات، بينما يرتدي زي "جيورسيك بارك". |
Keş ve Kuru, gençliğe yönelik aptal komedi tarzında tipik yaz filmlerinden biri. | Open Subtitles | عال و جاف هو نوع من الأفلام .... الكوميدية التافهه و التي تصدرت موجه الأفلام الصيفية الموجهه لسوق الشباب |
Noel'den iki gün sonra, Boston'daki bir üniversiteden araştırmacılar geldi, hastalık genini belirlemeye yönelik araştırma projesi için bizden ve çocuklardan kan örneği aldılar. | TED | و بعد يومين من عيد الميلاد أتى باحثون من جامعة بوسطن لأخذ عينات من الدم منا و من طفلينا وذلك لأجل مشروع بحثي يهدف لاكتشاف الجين المسبب للسرطان |
ve bu istek yalnızca Papa'nın kendisine yönelik. | Open Subtitles | وهذا التطبيق يهدف إلى البابا وحده. |
Bunların tümü yalnızca sivrisinekleri öldürmeye yönelik. | TED | كل هذا يهدف فقط لقتل البعوض. |
Ona yönelik bütün suçlamalardan daha önemli ve devam eden bir kriz var. | Open Subtitles | هناك ازمه مستمره تلغى اى تهم موجهه اليه |
Tekrarlıyorum! Füzeleri bize yönelik değildi. | Open Subtitles | أكرر، الصواريخ لم تكن موجهه إلينا |
Füzeleri bize yönelik değildi. | Open Subtitles | الصواريخ لم تكن موجهه إلينا |
Vali Devlin'in Oswald'da güç kullanımıyla ilgili kararına yönelik halkın protestosu devam ediyor. | Open Subtitles | الصَرخَة العامة ضِدَ قرارِ الحاكِم ديفلين باستخدام القُوة في سِجن أوزولد تبقى عالية |
Özgür Irak'ta komşularınıza yönelik saldırgan savaşlar olmayacak. Zehirli fabrikalar olmayacak. | Open Subtitles | لن يكون هناك المزيد من الحروب العدائية ضد جيرانكم |