Bir elektronu yörüngede tutan gücün, kütleçekimiyle hiçbir ilgisi yoktur. | Open Subtitles | القوة التي تُبقي الإلكترون في مدار لا علاقة لها بالجاذبية |
Bunun aksine yıldız ise daha küçük bir yörüngede döner. | Open Subtitles | ولكن النجم يتحرك كذلك ، ولكن في مدار أصغر بكثير |
Başlıyoruz, Mars Keşif Gezgini gibi bir yörüngede dönüp sonra geri dönüyoruz. | Open Subtitles | وها نحن , نلف في مدار مثل كوكب المريخ يرحل و يبتعد. |
Yörüngeye bir dizi parçacık atarsınız, yörüngede çok uzun yıllar boyunca faydalı olmaktan çıkar. | TED | يمكنك التخلص من عدد من الجسيمات في المدار التي قد تجعل ذلك المدار عديم الجدوى لعشرات السنين أو أكثر. |
Ama koordinatların tutması için geminin ya yörüngede ya da bir gezegende olması lazım. | Open Subtitles | تلك السفينة يجب عليها ان تكون حول المدار لتعمل رموز الكوكب |
yörüngede gemi ya da yüzeyde ek hayat izleri kuşku uyandırır ve her şeyi tehlikeye atar. | Open Subtitles | إشارات الحياة أو أية سفن بالمدار.. ستثير الشبهات، وتعرض كل شيء للخطر |
AY'ın çekirdeğini patlatacak bir silah fırlattı, ...bu yörüngede olan Sokar'ın gemisini yok edecek. | Open Subtitles | لقد أطلق سلاحا داخل القمر الذى سوف ينفجر مدمرا معه سفينة سوكار التى هى فى مداره الآن |
Yine, bu yardımcı renkli eğrilerle birbirleri etrafında yörüngede olan iki kara deliği gösteriyor. | TED | و يمثل النموذج ثقبين أسودين كل واحد في مدار حول الآخر، مرافقا بهذه المنحنيات المساعدة على الفهم. |
Güneşin etrafında yörüngede olan ve iki gezegen arasında gelip giden uzay mekiğinin bir parçası. | TED | إنه جزء من المركبة الفضائية الموجودة في مدار الشمس والتي تجمع بين كوكبين. |
Jeosenkron (yer yüzüyle eş zamanlı) bir yörüngede, 25,000 mil yükseklikte, 100-meter çapındaki bir lens. | TED | التصميم استدعى إلى مدار ملازم للأرض، 26,000 ميل فوق الأرض، وعدسة قطرها 100 متر |
Bunun gibi 240 tane var yukarıda 12 değişik yörüngede, 20 uydu her halkada bir ana uydu her gece saat 10'da istasyon kontrolü ve yeniden programlama gibi şeyler için üstümüzden geçiyorlar | Open Subtitles | لدى 240 من هذه هناك فى الاعلى بها 12 مدار مختلف و20 قمر صناعي، قمر رئيسى لكل حلقة |
Dünyanın 200 mil dışındaki bir yörüngede duran uydunun lensinin açısını değiştirmek ne kadar bir masraf, biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل لديكم أدنى فكرة عن تكلفة تغيير فقط وجهة عدسة القمر الإصطناعي على مدار 200 ميل حول الأرض |
yörüngede gemisi var ve jaffaları her yerde. | Open Subtitles | لديه مركبة في مدار الكوكب والجافا التابعون له في كل مكان |
Sadece iki adamın yörüngede, uydu gibi bir hedefe... yakın bir yere gelmesini beklerdiniz. | Open Subtitles | حتى يصعد كلانا هناك كلانا .. في المدار بالقرب من الهدف |
yörüngede iki gemiyi patlattığınızda bütün bir orduyu kaybetti. | Open Subtitles | فقد جيشا عندما حطّمت تلك السفينتين في المدار |
Sokar'ın gemisi yörüngede. Apophis onunla görüşmek için gitti. | Open Subtitles | سفينة سوكار فى المدار و قد ذهب أبوفيس لملاقاته |
yörüngede kalmak için B tankını çıkarıp, A tankından yakıt yakmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن آخذ بعض الوقود من الخزان ايه الى الخزان بى لكى أثبت على المدار |
Yani gemi hala yörüngede olabilir, ancak görünmez durumda. | Open Subtitles | إذن السفينة يحتمل أنها لازالت في المدار لكنها , متخفية |
Orada, yörüngede bir yerlerde gizlenmiş bir gemi olabileceğini biliyor ve onu elde etmeyi çok istiyorlardı. | Open Subtitles | كانوا يعلمون أن هناك إحتمالية أن تلك السفينة متخفية في المدار وهم أرادوها بشدة |
O diyor ki, yörüngede zaman Dünya'dakinden farklı bir hızda akar. | Open Subtitles | لقد توقّع أنّ الوقت بالمدار يسري بسرعة مغايرة للتي على سطح الأرض. |
Yapabilirlerdi, bilmiyorum, belki asteroid'i yörüngede hareket ettirebiliyorlardır ya da başka bir şey? | Open Subtitles | يمكن أن أه أنا دونو, ربما تتحرك الكويكب من مداره أو شيء؟ |
Hepsini yörüngede tutan kütleçekimsel kuvvettir. | TED | انها القوة الجاذبة التي تجعل الأشياء تشكل مدارات. |
Dediklerine göre yörüngede kalma süresi en az John'unki kadar uzun olacakmış. | Open Subtitles | لأنهم يقولون ان دورانه سوف يكون على الأقل بنفس طول دوران "جون" |