ويكيبيديا

    "yükünü" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • العبء
        
    • ثقل
        
    • حملك
        
    • حمولتها
        
    • عبئك
        
    • حمولة
        
    • يضع الحقائب
        
    • وزركَ
        
    • يثقل
        
    • عبئها
        
    • الحِمل
        
    • عبء
        
    • أعباءك
        
    • المستمر لي
        
    • بفوائد
        
    Nasıl işlediğini öğrenene dek... bu gereksiz korku yükünü sırtımızda taşımaya devam edeceğiz. Open Subtitles حتى نعرف كيفية عملة نحن سنواصل حمل هذا العبء الغير ضروري من الخوف
    Ama senin yükünü değil, onu demek istiyorsan. Open Subtitles ليس مثل هذا العبء كما لك ، إذا كنت تعني لي.
    Daha rahatsın. Dünyanın yükünü omuzlamış gibi değilsin. Open Subtitles تبدو أكثر هدوءاً، كما لو أنك لا تحمل ثقل العالم على كتفيك
    Onları senden uzak tutabilirim. Bilirsin... yükünü hafifletmek için. Open Subtitles استطيع ان امنعهم من الأقتراب منكِ اخفف حملك ..
    Daha kötüsü de olabilirdi. Mesela gökyüzü yükünü üzerimize bırakıyor olabilirdi şu an. Open Subtitles يمكن أن يصبح الوضع اسوء يمكن للسماء أن تفرغ حمولتها علينا
    yükünü Rab'a bırak, o sana destek olur. Open Subtitles ضع عبئك على الله وسوف يحملك
    Fırtınalı havalarda, en hasta olanları seçip geminin yükünü hafifletmek için denize atıyorlar. Open Subtitles في الطقس العاصف يأخذون المرضى ويرميهم في البحر لتخفيف حمولة السفينة
    Neden yükünü bırakmıyor? Open Subtitles لما لا يضع الحقائب أرضاً ؟
    Çocuk gibi davranıp dünyanın en ağır yükünü o taşıyormuş gibi yapabiliyor. Open Subtitles هي لديها الفرصة لتكون طفلة انها العبء الأكبر في العالم.
    Haftada birkaç gün gelip, kamyonetleri boşaltırsın ve Cherie'ye yardım edip yükünü hafifletirsin, tamam mı? Open Subtitles ما رأيك أن تأتي يومين أسبوعيا ..ترتب المخزن وتساعد شيري هنا ، وتخفف عنها العبء ، حسن؟
    Kalkanımız patlamanın yükünü çekebildi ama bu, diğer gezegenlerde de oluyorsa milyonları öldürebilir. Open Subtitles دروعنا تحملت العبء الأكبر من الانفجار و لكن إذا حدث هذا على عوالم أخرى يمكن أن يقتل الملايين
    Sevdiğim kadının yardımı ve desteği olmadan bu sorumluluğun ağır yükünü taşımayacağımı ve kral olarak görevlerimi ifa etmenin imkansız olduğunu anladım. Open Subtitles بأني وجدت من المستحيل القدرة على تحمل العبء الثقيل من هذه المسؤولية بأن أسرح من واجباتي كـ ملك
    Bazen tüm bu korkuların ve bir çocuğun yükünü üstünde hissetmemek de belki de bir lütuftur diye düşünüyorum. Open Subtitles اتسائل لو لم يكن موجود هذا العبء من .. الخوف ..
    Yine dünyanın yükünü taşıyor gibi görünmeye başladın. Open Subtitles مرة أخرى تبدو وكأن لديك ثقل العالم كله فوق كتفيك
    Bu görevi aldığımda bütün dünyanın yükünü omuzlarımda hissettim. Open Subtitles حين فزت بالمنصب، كنت أظنّ أنّ ثقل هموم العالم كلّها على كاهلي
    Sen çocuk gibi surat asarken ben de krallığımızın tüm yükünü tek başıma sırtlanıyorum. Open Subtitles أحمل ثقل مملكتنا كاملًا على حين تبوّز كطفل.
    Ama yükünü tutar tutmaz aşk bitiyor, değil mi? Open Subtitles ولكن حينما تزيد حملك تنتهى علاقة الحب اليس كذلك؟
    - Her tanker yükünü buraya mı boşaltıyor? Open Subtitles -وجميع العربات تنزل حمولتها هنا؟ -نعم هذا هو القانون
    Oswald'un kargo uçağı, yükünü Manchester'da boşaltıyor. Open Subtitles طائرة حمولة " آزولد " تفرغ البضاعة في " مانشستر "
    yükünü neden yere bırakmıyor? Open Subtitles لما لا يضع الحقائب أرضاً ؟
    * orada bırak * oh orada bırak * yükünü kralına ver ve orada bırak * * eğer güvenir şüphe etmezsen* * seni kurtaracaktır * * yükünü kralına ver ve orada kal * Open Subtitles "اتركه هناك، اتركه هناك" "خذ وزركَ إلى الله واتركه هناك" "إن كنتَ تثق ولا تشكّ أبداً فسينجيكَ بالتأكيد"
    Dünyanın yükünü omuzlarında taşıdığında insanları kendine yaklaştırman, onlara güvenmen pek kolay olmuyor. Open Subtitles عندما يثقل العالَم كاهلك يصعب الانفتاح على الناس والثقة بهم
    Bırak kalan zamanını başkası alsın. İzin ver yükünü başkası devralsın. Open Subtitles دعي أخرى تأخذ سنينها الباقية، دعي أخرى تحمل عبئها.
    Çünkü annenin yükünü hafifletmek istiyorum. Ne kadar çok çalıştığını biliyorsunuz. Open Subtitles أريد تخفيف الحِمل على والدتك تعرف أنّها تقاسي في العمل
    Çalışanlar, imparatorluğunun... yükünü taşırken onları yönetenlerin en tepesindeki sendin. Open Subtitles أنت رجل قبل كل شيء يأمر عمّاله لحمل عبء إمبراطوريته
    yükünü Tanrı'nın ayağının önüne bırak tüm acılarını ve ızdıraplarını ve O'na bizleri affetmesi için yalvar. Open Subtitles ضعي كل أعباءك تحت قدمي الرب كل معاناتك ضعيها تحت قدميه وتوسلي إليه ليغفر لنا
    Dünyanın sürekli üstümdeki yükünü hafifletmek için biraz zevk. Open Subtitles بعض المتعة لتخدير الجراح سحب العالم المستمر لي
    Bu borçları tek elde toplamana yardım edersem, hatta yükünü hafifletirsem, acaba beni kazıklamaya kalkar mısın? Open Subtitles إذا ساعدتك في تسديد هذه الديون ‎. ‎. حتى بفوائد قليلة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد