Bugünden itibaren Yüzündeki her iz için 1 peni alacaksın. | Open Subtitles | اعتباراً من الليلة ستحصل على بنس لكل ندبة على وجهك |
Photoshopla Yüzündeki o aptal ifadeyi silemediğim için kusura bakma. | Open Subtitles | آسف لم استطع أن امسح التكشيرة على وجهك في لفوتوشوب |
Çünkü bu konuyu her açisimda Yüzündeki o ifade olusuyor. | Open Subtitles | لأنّ في كلّ مرّة أتحدّث عنه، أرى نظرة على وجهك. |
Sana gelince, seni aptal şey. Şunun Yüzündeki ifadeye bir bakın. | Open Subtitles | أما بالنسبة لك ، فحديثك كان سخيفاً انظروا إلى تعبيرات وجهه |
Onu korkutmak ve Yüzündeki o havalı ifadeyi silmek istedim. | Open Subtitles | أردت أن أخيفه، فقط لأزيل تلك النظرة المتعجرفة عن وجهه |
Geçen gece Yüzündeki o büyük gülümseme sadece numaraydı yani. | Open Subtitles | حسناً، إذاً الإبتسامه المرتسمه على وجهكِ في تلك الليله لم تكن إلا تمثيلاً |
Çünkü bu konuyu her açışımda Yüzündeki o ifade oluşuyor. | Open Subtitles | لأنّ في كلّ مرّة أتحدّث عنه، أرى نظرة على وجهك. |
Biraz sıra dışı olacağını biliyorum ama... Yüzündeki ifade bu partiden hoşlanmadığını gösteriyor. | Open Subtitles | أعلم أن هذا فارض لكن وجهك يخبرني أنك تعيشين الجحيم في هذه الحفلة |
Ama yine de şu anda seni istiyorum. Yüzündeki öfkeden, yanağındaki ateşli kandan dolayı. | Open Subtitles | ورغم ذلك, فى هذه اللحظة أريدك بسبب غضبك المرسوم على وجهك |
Beni çekilmeye zorlarken Yüzündeki ifadeyi hiç unutmayacağım, Ney. | Open Subtitles | لن أنسى وجهك ، نى عندما أجبرتنى على التنازل |
Yüzündeki bakış güzelim viskiyi sidiğe dönüştürebilir. | Open Subtitles | هذه النظره على وجهك يمكن ان تحول الويسكى الجيد الى بول بغيض |
Benim yemeklerim ancak senin Yüzündeki ifade kadar iyi. | Open Subtitles | طعامي جيد بقدر التعبير الموجودّ على وجهك. |
Araban bozulduğunda Yüzündeki ifadeyi, orada olup çok görmek isterdim. | Open Subtitles | تمنيت لو كنت هناك ورأيت وجهك عندما تعطلت سيارتك |
Humerusundaki kırığı temizleyip cebire ile bağladım ve Yüzündeki kesikleri diktim. | Open Subtitles | لقد نظفت وجبرت كسر العضد لديه وقمت بخياطة التمزق في وجهه. |
Erkek bir misk öküzü, Yüzündeki bezlerden salgıladığı kokuyla bölgesini işaretliyor. | Open Subtitles | يُحدد فحل ثور المسك حدوده برائحةٍ تصدر من غددٍ على وجهه |
Ameliyatı hemen yapmazsak Yüzündeki kas yapısı geri döndürülemeyecek biçimde bozulacak. | Open Subtitles | إذا لم تقومي بهذا الآن الجهاز العضلي في وجهه سيصبح ضامر |
Yüzündeki şekil bozukluğu, onu etkilemedi, çünkü bir aile desteğine sahipti, başarılı, doyurucu bir mesleği vardı. | TED | تشوه وجهه لم يأثر به لأنه لديه عائلة تسانده، وهو ناجح ، لديه عمل مرضي. |
Yüzündeki o ucuz boyayı silip atacağım. | Open Subtitles | أنا على وشك أن أصفعكِ على وجهكِ الخجول الرخيص هذا |
Evet, bazı erkeklerin Yüzündeki utanca bakılırsa siz de öylesiniz. | Open Subtitles | أجل، وبالحكم من العار على وجه بعض الرجال، كذلك أنت |
Ama bence yıllar sonra bile beni ondan koparamayan daha başka bir şey, o da şu: kızın Yüzündeki bakış, Yüzündeki çelişkili bakış. | TED | ولكن أعتقد الشيء الذي جعلني أستمر في العودة إليها سنة بعد سنة، هو شيء أخر تماماً، ألا وهو نظرتها، النظرة المتضاربة على وجهها |
Var ya, şu an Yüzündeki ifade bugün mahkemede başıma gelenlere neredeyse değiyor. | Open Subtitles | النظرة على وجهكَ الأن تجعل ما حصل لي في المحكمة يستحقُ العناء تقريباً |
Kocaman palyaço Yüzündeki, aptal gülümsemeyi yapması içinde mi siz zorladınız? | Open Subtitles | أجبرتَ تلك الإبتسامةِ الغبيةِ الكبيرةِ على وجهِ مهرّجِه الضخمِ؟ |
Hanno'nun gözlerine baktığımda,... pek çoğunun Yüzündeki korkuyu görüyorum,... sevdiklerini Goa'uld birleşmesi için hazırlarlarken. | Open Subtitles | عندما أنظر في عيني هانو أرى الرعب على وجوه العديد من الاخرين بينما أحبائهم يستعدون لاستيعاب الجواؤلد |
Sana iyi geceler dediğimde, Yüzündeki ifadeyi bir görebilseydin. | Open Subtitles | أتمنى أن ترى النظرة التي كانت تعلو محياك حينما أخبرتك تصبح على خير |
Her birinin Yüzündeki ifadeyi görmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | أنا متشوقة لأرى نظرة المفاجأة على وجوههم |
Gerçekten harikaydı Yüzündeki ifade | Open Subtitles | لقد كَانَت عظيمَه جداً النظرة على وجهِه. |
Yüzündeki ifadeye bakacak olursak fast food restoranının servis penceresinde yan yana duracağız. | Open Subtitles | بالنظر لوجهك ..أعتقد أن أنا و أنتى سوف يلقون بنا من النافذة جنبا إلى جنب |
Yüzündeki duvağı kaldırıp.... ...seninle yanyana yürümek isterdim. | Open Subtitles | أُريدُ إسْقاط حجابِ الخجل. أُريدُ تجاوز الحدود مَعك. |
Yüzündeki o ifade ve söylediği şeyler, ben... | Open Subtitles | النظرة علي وجهها والأشياء التي قالتها |
Eğer başka bir soru sorarsan, Yüzündeki bütün kemikleri kırarım. | Open Subtitles | اطرح سؤالاً آخر وسأحطم كلّ عظمة بوجهك |