Beni gerçekten yüzüstü bıraktın, baba. Çok kızdım. | Open Subtitles | لقد خذلتني حقيقهً يا ابي انا محبطه جدا |
Çalışmanı bizim standartlarımıza çıkarman için sana her fırsatı tanıdım ama beni yüzüstü bıraktın. | Open Subtitles | لقدْ أعطيتكَ كل الفرص لتعمل طبقاً لمعاييرنا... و لكنّكَ خذلتني |
Beni yüzüstü bıraktın, Slean Keela ile evlendi, Rheda Jarl oldu! | Open Subtitles | لقد خذلتني تزوج (سلين) بـــ (كيلا)، و (ريدا) هي قائدة القبائل |
Farkında değil misin, Travers, kardeşini yüzüstü bıraktın, yine. | Open Subtitles | لا شك يا ترافرس, خيبت اخاك, مرة أخرى |
Mesele o değil. Beni yüzüstü bıraktın. | Open Subtitles | ليس هذا الموضوع خيبت أملي |
Bizi yüzüstü bıraktın. - Bu senin suçun, Themistokles. | Open Subtitles | أنت خذلتنا جميعًا هذا خطأك يا (ثيموستكيلس). |
Beni bir çok kere yüzüstü bıraktın, ve sana güvenmemeyi öğrendim." | Open Subtitles | أنتِ خذلتني كثيراً ...و أنا تعلمت الأ أثق |
Sen! Sen bizi yüzüstü bıraktın. | Open Subtitles | و أنت، أنت خذلتني |
Ben de şu an küfrediyorum. Çünkü beni yüzüstü bıraktın. | Open Subtitles | وأنا أشتم الآن، لأنك خذلتني. |
Sana güvendim ve sen beni yüzüstü bıraktın. | Open Subtitles | لقد وضعتُ ثقتي بك... وأنت خذلتني. |
Beni yüzüstü bıraktın Neal. | Open Subtitles | (لقد خذلتني ، (نيل |
Beni yüzüstü bıraktın. | Open Subtitles | لقد خذلتني |
Beni yüzüstü bıraktın. | Open Subtitles | لقد خذلتني. |
Beni yüzüstü bıraktın. | Open Subtitles | لقد خيبت أملي |
Bizi yüzüstü bıraktın. | Open Subtitles | لقد خذلتنا. |