Çenesiz balıklar okyanusu işgal etti; av noktaları, çatal dişler ve son olarak yüzgeçler. | TED | غزت الأسماك عديمة الفك المحيط، بارزة نقاط وشوكات وأخيراً الزعانف. |
Sahte yüzgeçler, kaynar suya atılınca esnekliğini kaybeder. | Open Subtitles | الزعانف المزيفة لا تتَمغط عندما تغلى بالمياه الساخنة |
Adaleli tüpler, modifiye olmuş bacaklar, yüzgeçler ve aynı şekilde memelilerde görünen ve hepimizin aşina olduğu -- ya da yarımızın -- etli, bükülemeyen, silindirik yapılar. | TED | تجد الانابيب العضلية,الارجل المعدلة,الزعانف المعدلة, وكذلك في الثديات,الاسطوانات المنفوخة والتي نحن معتادون عليها-- او على الأقل نصفكم. |
Ayrıca, eğer bir balıksanız aerodinamik yüzgeçler, bir kuşsanız aerodinamik kanatlar ya da bir tilkiyseniz koşmak için iyi koordine edilmiş bacaklar oluşturmanıza yardımcı olur. | TED | و يساعدك على بناء زعانف منظمة في حال كنت سمكة، وأجنحة هوائية في حال كنت طائرًا، أو أرجل ذات تناسق جيد للركض في حال كنت ثعلبًا. |
Sonra da belki küçük yüzgeçler de çıkarırlardı. | Open Subtitles | وحينها... ربما تنمو لها زعانف صغيرة وتسبح نحو الساحل |
yüzgeçler şehrindesin! | Open Subtitles | أنت في مدينة الزعانف |
Son olarak, yüzgeçler. | Open Subtitles | و أخيرًا الزعانف |
- yüzgeçler. Vay. | Open Subtitles | - الزعانف و كل الأشياء. |
Baktığım her yerde yüzgeçler vardı. Dişler, kanlar. | Open Subtitles | بكل مكان أنظر، يوجد زعانف وأسنان ودماء |