Beyler, şimdi gerçekle yüzleşme zamanı. | Open Subtitles | ايها السادة,انه وقت مواجهة الواقع |
Sanırım yaptıklarımla yüzleşme zamanı geldi. | Open Subtitles | حسنا اعتقد انه وقت مواجهة العواقب |
Gerçeklerle yüzleşme zamanı geldi. | Open Subtitles | إنه وقت مواجهة الحقائق. |
Diğer cesetler de öyle. Yani, gerçeklerle yüzleşme zamanı. | Open Subtitles | وأيضاً لا توجد جثث أخري لذا فحان الوقت لمواجهة الحقيقة |
Her neyse. Özgeçmişimden yeterince bahsettim. Hadi, bunun sonuçlarıyla yüzleşme zamanı. | Open Subtitles | على كل حال، يكفي حديثاً عني حان الوقت لمواجهة العواقب |
- Hadi. yüzleşme zamanı. | Open Subtitles | تعالي, حان وقت مواجهة مخاوفك |
# Gerçeklerle yüzleşme zamanı # | Open Subtitles | * إنه وقت مواجهة الحقائق * |
Ama, Alan... üzgünüm, sadece gerçekle yüzleşme zamanı. | Open Subtitles | ...(لكن يا (آلان - آسف, لكن حان وقت مواجهة الحقيقة - |
Şimdi, dünyayla gözleriniz apaçık yüzleşme zamanı - evet, uzmanları bazı şeyleri anlama konusunda kullanarak, kesinlikle - burada kendimi işten tamamıyla çıkarmak da istemiyorum - ama onların sınırlarından haberdar olarak ve, elbette, kendimizinkilerden. | TED | الآن هو الوقت لمواجهة العالم بعيون مفتوحة -- نعم، نستعين بالخبراء ليساعدونا على فهم الأشياء، بالتأكيد -- لا أريد بالطبع أن أكون بلا عمل هنا -- لكن ندرك حدودهم و بالطبع، أيضا، حدودنا. |
Gerçekle yüzleşme zamanı. | Open Subtitles | لقد حان الوقت لمواجهة الحقيقة |
Müzikle yüzleşme zamanı. | Open Subtitles | حان الوقت لمواجهة الأمر |
- Bana mı? Tom, gerçekle yüzleşme zamanı geldi. | Open Subtitles | (توم)، حان الوقت لمواجهة الحقائق. |