Orta Halka gezegeni Aleen yıkıcı depremler sonucu harap olmuş durumda. | Open Subtitles | الحافة الوسطي لكوكب لكوكب اليين قد خربت عن طريق زلزال مدمر |
Bu hareket halindeki yıkıcı güce daha yakından bakmak istiyorum. | Open Subtitles | أود أخذ نظرة عن كثب لهذه القوة المدمرة وهي تعمل. |
Sanırım Hispanic halkı içlerinden ölümcül, yıkıcı bir ölüm makinesi görmeyi çok istiyorlar. | Open Subtitles | لأني أعتقد الشعب الأسباني يصرخ ليرى ألة قتل مميتة مدمرة يستطيعون أن يقبلوا |
Evet, çünkü şu anda yıkıcı sonuçları olacak olan paranormal araştırmaları faaliyetine giriştiler. | Open Subtitles | أجل، لأنهم حاليًا يعملون فيه على بحث عن الخوارق والذي سيؤدي لنتائج كارثية |
Bu, erkeğin yıkıcı doğasının güçlü bir işareti değil mi? | Open Subtitles | ألم يكن ذلك إشارة قوية من طبيعة الرجال التدميرية الذاتية؟ |
Oysa algoritmalar hatalı kurulabilir ve kötü niyetle oluşturulmasalar da yıkıcı sonuçları olabilir. | TED | ولكن يمكنُ للخوارزميات أن تفشل وتسبّبَ آثارًا مدمّرة بشدّة حتى رغم النوايا حسنة. |
Ted bir motorsiklet yarışçısıydı, fakat 1978 bir araba kazası geçirdi ve görme yeteneğini kaybetti. Motorsiklete binmeye çalışıyorsanız yıkıcı bir durum. | TED | كان تيد متسابق للدراجات النارية، لكن في عام 1978 تعرض لحادث سير وفقد بصره, الشيء المدمر هو إذا حاولت ركوب الدراجات النارية. |
Haritanın hemen ötesinde bekleyen yıkıcı bir kasırga tehdidiyle birlikte. | Open Subtitles | ناهيكم عن ذكر خطر إعصار مدمر يتربص من مكان بعيد. |
Bazen yapabileceğiniz en yıkıcı şey evet, onu alkışlayın. | TED | في بعض الأوقات. أكثر شيء مدمر يمكنك فعله نعم، صفقوا له. |
Pedro Hernandez yıkıcı bir biçimde eski büyük şampiyona karşı ortasiklet tacını aldı. | Open Subtitles | لقد فاز بيدروفرنأنديز باللقب بأسلوب مدمر ضد بطل سابق |
Kongo'da devam eden yıkıcı savaştı ve Dünyanın umursamazlığı. | TED | كان استمرار الحرب المدمرة في الكونغو واللامبالاة في العالم. |
Amerika'da sahip olduğumuz yıkıcı zenginliğin iyileştirilmesi için bazı öncü fikirleri görebiliyoruz. | TED | يمكننا أن نرى بعض الأفكار أولا لإعادة ضبط بعض من الممتلكات المدمرة التي لدينا في أميركا. |
"Yuva yıkıcı" trajik bir şekilde yalancılar veliahtı tarafından reddedildi. | Open Subtitles | مدمرة المنازل تم رفضها بقسوة من قبل وريث عرش الخونة |
Bu sivil hedeflere karşı uygulanan... en yıkıcı saldırıydı. | Open Subtitles | وكانت هذه الهجمات هي الأكثر كارثية ضد أهداف مدنية قد تم تنفيذها على الاطلاق |
"Şamanların anlayışına göre zinde bir bedende hastalık dediğimiz yıkıcı enerjiye yer yoktur." | Open Subtitles | من وجهة نظر السحرة فى كامل حيوية الجسم لا يوجد مكان للطاقة التدميرية |
Çığ bize ne kadar yıkıcı görünse de iş Dünya'yı şekillendirmeye geldiğinde yüzeyde çizik oluşturmuş bile sayılmaz. | Open Subtitles | ولكن مهما تظهر هذه الإنهيارات مدمّرة بالنسبة لنا عندما يتعلّق الأمر بإعادة تشكيل الأرض فهي بالكاد تخدش سطحها |
Keşişe karşı halen temkinliydi, ancak aynı zamanda Bai Su Zhen'in yıkıcı eylemini de hatırlayarak Xu Xian hediyeyi kabul etti. | TED | لا يزال قلقًا من الراهب، لكنه أيضًا تذكر الحادث المدمر الذي قامت به زوجته، قبل زو شيان الهدية. |
Duyguları harap eden, yıkıcı bir hastalık. | TED | إنه مرض مدمّر يسبب كمًا هائلًا من الخسائر العاطفية. |
Zamanında eşek şakası olduğunu düşündüğüm şey sonradan hükümet için yıkıcı halk için tehlikeli bir hal aldı. | Open Subtitles | ما ظننتُ أنّها مُزحة آنذاك إتّضح أنّها مُدمّرة لحكومتنا وخطرة على عامّة الشعب. |
Haftalar geçiyor ve muhteşem volkanik günbatımlarının üzerinde, daha yıkıcı, başka bir doğal felaketin belirtileri izlenmekte. | Open Subtitles | تمر الأسابيع وفوق مشهد الغروب البركاني الرائع تظهر علامات كارثة طبيعية أكثر تدميرا |
Şimdi bu,Allison,Her parçası herhangi bir nükleer bomba kadar yıkıcı olan topyekün bir yıkım silahının mihmandarı yapıyor seni... | Open Subtitles | الآن ذلك، أليسون، يجعلك الساعي من السلاح الدمار الشامل كل جزء كتدمير كأي قنبلة نووية |
350 metre altımdaki mürettebat yıkıcı bir füze saldırısına hazırlanıyor Müdür Bey. | Open Subtitles | تحتى ب1200 قدم أيها المُدير هُناك طاقم تم إعداده لشن هجوم بنسبة مُدمرة |
Ancak bu sağlam maddenin bir zayıflığı var: Her yıl on milyarlarca dolarlık bir maliyete yol açan yıkıcı bir çatlamaya eğilimlidir. | TED | ولكن هذه المادة القوية لديها نقطة ضعف: إنها معرضة لتشقق كارثي يكلف عشرات مليارات الدولارات للصيانة كل عام. |
Ateş karıncalarını burada eko sistemle tanıştırmak son derece yıkıcı olur. | Open Subtitles | بقاء النمل الناري في النظام البيئي في الجوار سيكون مدمرا جداً |
Farketmek yıkıcı olabilir, açığa vurucu olabilir, aslında, komik de olabilir, tıpkı benim aptal Çince yazı hatam gibi. | TED | اعني انه قد يكون مدمراً .. ولكنه قد يكون مُلهماً ويمكن ان يكون مضحكاً مثل وضعي عندما ادركت خطأي بخصوص الحرف الصيني |