O çit örgülerden aşağı inmene imkan yok, çünkü ben denedim ve üzerime yıkıldı. | Open Subtitles | مستحيل أنكِ تسلقتِ نزولاً .. على ذلك السلّم لأنني حاولت ذلك للتوّ، وقد انهار فوقي |
Birkaç taş yıkıldı ama ülkemiz güçlü, birleşik, kararlı ve hiç olmadığı kadar üretken. | Open Subtitles | بعض الحجارة قد تحطمت لكن بلدنا قوية، مُتحدة و عاقدة العزم و أكثر إنتاجا مما قبل |
Bir program dışı atraksiyonda, Kamboçya toplumu yıkıldı ve kütle soy kırımıyla sonuçlandı. | Open Subtitles | وعلى هامش ذلك، تحطم المجتمع الكمبودي ونتج عن ذلك مذابح عرقية كبرى |
Büyükannemin yanına gidiyorum. Bütün köy yıkıldı ve annemi hiçbir yerde bulamıyorum. | Open Subtitles | سأنتقل للعيش مع جدتي، قريتنا انهارت بالكامل ولم أقدر على ايجاد أمي |
İnşa ettiğim her şey gözümün önünde yıkıldı. Bütün her şey ölecekmiş gibi gözüküyordu ve 15 senelik emeklerim bir hiçe dönmüştü. | TED | رأيت -- شاهدت كل شئ بنيته ينهار. وبدى لي أن كل هذه الأشياء ستموت وحصيلة 15 عاماً من العمل ستكون لا شئ. |
O zaman belki de sen gitmelisin, çünkü hayatım zaten yıkıldı. | Open Subtitles | إذا ربما يجب أن تذهبي أنتِ حياتي محطمة الآن |
Ne yazık ki eski şehrin büyük çoğunluğu yıkıldı. | Open Subtitles | أجزاءٌ كثيرة من المدينة القديمة للأسف تم تدميرها. |
, Villa yıkıldı, efendim, ancak vücudun varlığı işareti yok | Open Subtitles | تم تدمير الفيلا يا سيدي، ولكن لا علامة لوجود جثة |
Berlin duvarı yıkıldı, yönetimin yarısı da. | Open Subtitles | مبنى برلين انهار والحكومة تبعته في الانهيار |
Daha sonra çok üzüldü ve yere yıkıldı. | Open Subtitles | ومن ثم اصبح جداً حزين ومن ثم هو فقط انهار |
Ayrıca bina yıkılırken beraberinde baz istasyonu da yıkıldı. | Open Subtitles | وعندما انهار ذلك المبنى, انهار معه برج إرسال الهواتف النقالة. |
Ağaçtaki süslerle birlikte uçtun dans ettin ve sonra ağaç yıkıldı öylemi? | Open Subtitles | الزينة رقصت وأنتِ طرتِ وبعدها تحطمت الشجرة؟ |
Örneğin,Galveston'daki bu dirençli ev Ike Kasırgası tarafından yıkılmadı fakat diğerleri kasırgaya dayanamayıp yıkıldı. | TED | مثلا هذا منزل متكيف في كالفستون والذي نجا من اعصار "آيك" بينما تحطمت البيوت المجاورة. |
Tamam, adil neymiş bakalım. Dün gece 5 yaşında bir çocuk yıkıldı.. | Open Subtitles | حسناً هيا نقيم العدل اليلة الماضية تحطم ... قلب ولد عمره خمس سنوات |
Sonunda duvarlarından biri yıkıldı. | Open Subtitles | أخيراً، واحدٌ من جدرانك قد تحطم. |
Gözleri fıldır fıldırdı. Saçları beyazladı sonra yıkıldı. | Open Subtitles | كانت عيناها غريبتان، تحوّل شعرها للبياض ثم انهارت. |
Acıyla bağırdı ve yere yıkıldı. | Open Subtitles | إنه يصرخ من الألم، ثم ينهار أرضاً. |
Brad gittiğinde dünyam başıma yıkıldı ama şimdi yalnız kaldım. | Open Subtitles | كنت محطمة عندما رحل (براد) ولكن الان, أنا وحيدة وحسب |
Bölgedeki laboratuvarların çoğu kasırgada yıkıldı. | Open Subtitles | معظم المختبرات التي في المنطقة تم تدميرها خلال الإعصار |
Manastırın bir parçası yıkıldı. Güney kanadı. | Open Subtitles | تم تدمير جزء من الدير وبالذات الجناح الجنوبي |
Dünyam başıma yıkıldı. | Open Subtitles | ولقد تفكك عالمي |
Evi, sonradan, 1990'larda Balkanlarda yaşanan savaşta yıkıldı. | Open Subtitles | دُمر منزله خلال (حرب البلقان) في مطلع القرن |
Haiti'nin taşkın yatakları ile ilgili detalı bilgiye sahip tek kurum, yöneticileri de içindeyken deprem sırasında yıkıldı. | TED | المؤسسة الوحيدة التي تملك معلومات مفصلة عن سهول هايتي الفيضية، قد دمرت بسبب الزلزال، مع مسؤوليها بداخلها. |
Çünkü Savcılığın iddiaları tek tek yıkıldı. | Open Subtitles | لأن التلفيق في قضية المدعي العام قد إنهار تماما |
Axl'ın hiçbirimizin sevmediği bir sevgilisi var, işler karıştı, Şükran Günü'ne gelmedi annem yıkıldı ve Axl'la konuşmalı mıyım konuşmamalı mıyım bilmiyorum. | Open Subtitles | ارتبط أكسل بحبيبة لا يحبها أحد وقد فسد كل شيء ولم يأتِ للبيت في عيد الشكر وأمي منهارة |
Önceden burada bunun gibi birçok bina vardı ama çoğunu yıkıldı. | Open Subtitles | لقد كان هناك العديد من المنازل هنا لكن أغلبهم تم هدمه |
Kardeşinin kafasındaki duvar yıkıldı ve cehennemi açığa çıkıyor. | Open Subtitles | قد تهدّم الجدار القائم برأس أخيك وأصبح الوضع خارج عن السيطرة |