Başka köylerin yıkıntıları ya da buradaki gibi, eski Sovyet dökümhanesinin kalıntıları arasında. | Open Subtitles | في حطام القرى الأخرى أو هنا في بقايا مصنع سوفييتي قديم لصهر المعادن |
Herhalde malikanenin yıkıntıları arasında kayboldu. | Open Subtitles | ربما تم حمله مع حطام القصر أتعرف؟ |
Sadece yıkıntıları kaldı. | Open Subtitles | كل ما تبقى في حالة حطام |
Kendi yıkıntıları arasında kaybolmuş durumda, biz de onu eve geri getirmeliyiz. | Open Subtitles | إنه ضائع في خراب نفسه، وعلينااعادتهالىالوطن. |
Hebalon, Abagos'un yıkıntıları üzerine kuruldu. | Open Subtitles | ( بنى ( هيبالون ) على خراب ( أباجوس |
Eskinin yıkıntıları üzerine yenisini inşa etmek bizim görevimiz! | Open Subtitles | يجب ان نبني مجتمعا جديدا على انقاض المجتمع القديم |
Aynı eski Roma'nın yıkıntıları ya da Rodos heykeli gibi. | Open Subtitles | مثل انقاض روما القديمة العملاق رودس |
Karşı madde sadece yıkıntıları değil aşağıdaki depoyu da yok eder. | Open Subtitles | مضاد المادّة لن يلتهم الحُطام فحسب، بل وحدة التخزين تحته أيضًا. |
Edie'nin evinin yıkıntıları arasında buldum. | Open Subtitles | وجدته بين حطام منزل (إيدي) |
Edie'nin evinin yıkıntıları arasında buldum. | Open Subtitles | (وجدته بين حطام منزل (إيدي |
Askerlerim ateş ve kanın al kefeninde Medine'nin yıkıntıları altında kalana dek hiçkimse Medine'nin burçlarında dalgalanan al Osmanlı bayrağını indiremez. | Open Subtitles | -حتى يُدفن جنودي تحت انقاض (المدينة المنورة) -في الكفن القرمزي من الدماء والنار -فإن العلم الأحمر العُثماني لن يزال من أبراج القلعة في (المدينة المنورة) |
Aşağıdaki yıkıntıları temizlemeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تُخلي ذلك الحُطام بالأسفل |