Lemon'a de ki, Dr. Hart'a gittim omzuma baktı ve kaslarda yırtık tespit etti ve performans sergileyemeyeceğimi söyledi. | Open Subtitles | قولي لـ ليمن بأنكِ التقيتي بـ د.هارت التي قامت بفحص كتفكِ ووجدت تمزق عضلي وأصرت على انكِ لاتستطيعين المشاركة |
Diz bağlarında yırtık var. Yakında düzelir. | Open Subtitles | لديه تمزق جزئي في أربطة الركبة سيكون بخير |
yırtık elbiseli yaşlı bir adam. | Open Subtitles | لقد كان رجلاً عجوزاً جداً في سترة ممزقة. |
Yıllardır aklında olan biri olabilir ya da yanında duran, yırtık kot pantolonlu motosikletine parça alan adam olabilir. | Open Subtitles | قد يكون شخصاً شاهدتهِ لسنوات, أو قد يكون الشاب الواقف جنبك مرتدياً بنطال ممزق يشتري قطع غيار لدرّاجته النارية. |
Evet. Ölüm nedeni, kafatasındaki kırık nedeniyle beynin temporalinde oluşan yırtık! | Open Subtitles | أجل , سبب الوفاة شق صدغي في في الدماغ وفقاً لكسر جمجمة |
Küçük bir yırtık değil. Büyük bir delikle karşı karşıyayız millet. | Open Subtitles | هذا ليس مجرّد تمزّق بسيط، لدينا ثقب كبير يا قوم. |
Maalesef, tomografinize göre, dalağınızda bir yırtık var, bu yüzden cerrahi danışma istedim. | Open Subtitles | ولكن لسوء الحظ ، تشير صورة الأشعة الطبقية إلى وجود تمزق في الطحال لهذا السبب طلبت استشارة جراح ، بالمناسبة |
İyileşecek. Ciddi bir şeyi yok. yırtık falan yok. | Open Subtitles | سيكون بخير الأمر ليس خطيراً، ليس تمزق الغضروف سيتعافى في أسبوع |
Kliniğe tekrar gideceğiz... ama yırtık olmadığını zaten söylediler. | Open Subtitles | سنعود للعيادة ولكنهم قالوا بأنه لا يوجد تمزق |
Bıyığı olan yaşlı bir adam. Kırmızı gözlü ve yırtık bir tişört'ü vardı. | Open Subtitles | رجل عجوز نحيل بشارب كان عنده عيون حمراء و فانلة ممزقة |
Bir yırtık kot pantolon. | Open Subtitles | قطعة واحدة ممزقة من بنطال جينز بلوزة كتانية حمراء واحده |
Bir kadın kolunun yırtık olduğunu bildiği halde niçin önemli bir şükran yemeğine gider? | Open Subtitles | لماذا مرأة في عشاء مشهود ضخم تفعل هذا وهي تعلم أن كمها ممزق ؟ |
Elbisesinde yırtık var ve omzu da morarmış. | Open Subtitles | فستانها كان ممزق كانت لديها كدمات بكتفها |
İlk çocuğumu yırtık bir prezarvatif yüzüne doğurdum. | Open Subtitles | حملي بطفلي الأول كان واقياً ذكرياً به شق |
Eğer boyutlar arası bir yırtık engelleyemiyorsa seninle irtibata geçmemi sence birkaç bin kilometre engelleyebilir mi? | Open Subtitles | اذا كان شق زمني متعدد لم يمنعني من الإتصال بكي أتظنين أن بضعة آلاف كيلومترات ستحول دون ذلك؟ |
Bayanlar, atletim yırtık olan tek şey değil. | Open Subtitles | مهلا، سيدات. سترتي ليست الشيء الوحيد الذي تمزّق. |
Ama eğer uzayın dokusunda yırtık ve ayrılmalar varsa, bunların kozmik bir felakete yol açmasını engelleyen şey nedir? | Open Subtitles | لكن لو حدث هذا,ماالذى يمنع التمزق فى نسيج الفضاء من عمل كارثة كونية؟ |
İnsanlar yıllardır yırtık kot alıp giyiyor. | TED | ما زال الناس يشترون الجينز الممزق لسنوات. |
Sperm örnekleri, parmak izleri bilekte izler yırtık giysiler ve kanımda senin uyku haplarından biri. | Open Subtitles | العينات المنوية وبصمات الاصابع التهاب الرسغين الملابس الممزقة |
Göçük veya yırtık olmasın. | Open Subtitles | طالما حالتها جيدة، بدون انبعاجات أو تمزّقات. |
-Kalçasına kadar yırtık etekli bir arkeolog. | Open Subtitles | -عالمة الآثار كانت ترتدي تنورة مقطوعة |
Tırnak altında yabancı doku yok, sıyrık yok, yırtık giysi yok. | Open Subtitles | لم أجد أي أنسجة جانبية أسفل أظافرها ولا سحنات كشط ولا تمزيق ثياب |
Uzay-zaman sürecindeki bir yırtık. | Open Subtitles | تلك دمعة في إستمرارية المكان الزمان. |
Çıkıntının doğu ucunda Kızıl Gezegen'in kabuğundaki devasa yırtık yer alır. | Open Subtitles | ..فعند الحافة الشرقية للنتوء هناك صدع هائل في قشرة الكوكب الأحمر |
Dinle, elimizdeki bilgiler göre, etrafımızda olan bitene sebep olan şey "yırtık" değil. | Open Subtitles | اسمع، لدينا بيانات تقترح بقوة بأن الأحداث التي تحصل لنا لا يمكن أن يكون سببها الثقب |
Kasık bölümünde kocaman bir yırtık var sanki. | Open Subtitles | يوجد هذا الشق الغريب على طول المنشعب |