| Sizin kullandığınız kadar büyük değil ama bizi yağmurdan koruyor. | Open Subtitles | أعرف أنه ليس بجودة بيتك الكبير لكنّه سيحمينا من المطر |
| Yağmur geldiğinde, hassas duvarlarımızı yağmurdan korumak için acele ediyoruz. | TED | عندما يأتي المطر نسرع لنغطي جدراننا الهشة ضد المطر |
| Ancak her yıl, yağmurdan dolayı sel problemimiz var. | TED | لكن كل سنة، لدينا مشاكل فيضانات بسبب المطر. |
| Bir saçak altından diğerine koştum. yağmurdan kaçmaya çalıştım. | Open Subtitles | أدخل واخرج الى الطرقات محاولة الابتعاد عن المطر |
| Kötü haber, ayıcıklar. Hava durumu yağmurdan başka birşey göstermiyor. | Open Subtitles | أخبار سيئة أيتها الدببة، توقعات الطقس ستكون الأمطار بعد الأمطار |
| Bu bulutta yağmurdan başka bir şey yok. Sence eve dönmeli miyiz? | Open Subtitles | لا شيئ فى هذا سوى المطر اعتقديجبعليناالعودهللمنزل. |
| Kulağa ilginç geliyor, en azından ben yağmurdan korunurken. | Open Subtitles | لقد بدا كلامك مثير على الأقل أثناء إبتعدادى عن المطر |
| yağmurdan seni duyamadım. | Open Subtitles | انا اسف . لم اسمعك بسبب هذا المطر.فلتتدخلي من فضلك |
| Ve çocuklar, yağmurdan etkilenmeden camdan çatının altındaki parkta oyunlar oynayacak. | Open Subtitles | وسيلعب الاطفال في متنزه مظلل من المطر بسقف من البلور |
| Ama çok seksiydin. yağmurdan sırılsıklamdın. | Open Subtitles | لكنكِ كنتِ مثيرة جداً، لقد كنتِ مبتلة تماماً من المطر |
| yağmurdan sonra balıklar neden yüzmeyi bırakıp birikintilerin üstünde kalakalır? | Open Subtitles | لماذا الأسماك تتوقف عن السباحه عند هبوط المطر ؟ |
| Ormandaki bebekler gibiler, her anlamda. yağmurdan kurtulacak kadar zekilerse bir şey olmaz. | Open Subtitles | حسناً، سيكونوا على ما يرام إذا عرفوا كيف يتجنبون المطر. |
| Donuyorum. yağmurdan dolayı üşütmüş olmalıyım. | Open Subtitles | أشعر بالبرد، لا بد أن نزلة البرد أصابتني بسبب المطر |
| Trampetler ve marşlar eşliğinde... bir tabut, bir bayrak ve onu yağmurdan koruyan plastik muşamba... | Open Subtitles | طبول مكبوتة و موسيقى جنائزية تابوت و علم مغطى بالبلاستيك لحمايته من المطر |
| Ve akıllı bir adamın onu yağmurdan çıkaracak kadar zekası vardır. | Open Subtitles | أجل، والشخص العاقل لديه وعى كافى ليبقى بعيداً عن المطر |
| Şimdilik pek güneş yok ama yağmurdan da korur. | Open Subtitles | لا توجد شمس حارقه الآن نعم لكنها تقيك من المطر أيضا |
| "yağmurdan dışarı çıkamıyoruz, soğuktan da top oynayamıyoruz. " | Open Subtitles | لا يمكن الخروج بسبب المطر ولا يمكن اللعب بسبب البرد |
| Temellerin yarım kalıp, yağmurdan hasar görmesini istemem. | Open Subtitles | لا أريد صب الأساسات، وبعدها يفسدها المطر قبل تشطيبها. |
| O nehirde ancak çok sık bir yağmurdan sonra yüzülebilir ve çok güçlü bir şaman tarafından korunmakta. | TED | أترى، يمكنك السباحة في النهر بعد هطول الأمطار الغزيرة جداً، وهو محميٌ من قبل قوة الشامان، |
| Dün gece yağmurdan dolayı, bu yol oldukça kayganlaşmıştı. | Open Subtitles | الطريق كان أملس جداً .من مطر الليلة الماضية |
| Yapmayın, hayatta yağmurdan daha beter şeyler de var. | Open Subtitles | أوه، هيا،هناك أشياء في الحياةِ أسوأ مِنْ المطرِ. |
| Taşınma ve yağmurdan zarar görmüş dosyalar. İnanılmazsın. | Open Subtitles | رجال نقل و ملفات متضرره بالمطر أنت غير معقول |
| Fırtına ve sağanak yağmurdan bahsediyorum. | Open Subtitles | أتحدث عن رياح عكسية و أمطار غزيرة |