16 yaşındaymış ve sinir krizinin sınırındaymış. | Open Subtitles | لقد كانت في السادسة عشر من عمرها وعلى وشك الإصابة بإنهيار عصبي |
Çocukluklarından beri arkadaşmışlar. Eve, üç ya da dört yaşındaymış. | Open Subtitles | أنهما يعرفان بعضهما منذ الطفولة كانت إيف فى الثالثة أو الرابعة من عمرها فقط |
Babam babasını kaybettiğinde 5 yaşındaymış fakat doğduğum zaman çoktan iş adamı olmuştu. | TED | كان والدي في الخامسة من عمره عندما توفّي والده، ولكن بحلول الوقت الذي وُلدت فيه، كان قد أصبح رجل أعمالٍ. |
Taliban'a bir yıl önce katıldığında 13 yaşındaymış. | TED | لقد إنضم لطالبان قبل سنة مضت، عندما كان عمره 13. |
Mulder 12 kardeşi 8 yaşındaymış. | Open Subtitles | لقد كان بعمر الثانية عشر وهي كانت بالثامنة |
Babası öldüğünde baban kaç yaşındaymış? | Open Subtitles | وكم كان عمر والدك عندما توفي والده ؟ |
- Anladım. Ama kocası 82 yaşındaymış, o yüzden zamanımız kısıtlı. | Open Subtitles | ـ صحيح ـ لكنه بسن 82 عام، لذا الوقت حرج جدًا |
Bir de şunu dinle, öldüğünde sadece 12 yaşındaymış. | Open Subtitles | الآن اسمع هذا, كانت فقط بالثانية عشر من عمرها حينما ماتت |
İlk kez kadın ıslahevinden kaçtığında 16 yaşındaymış. | Open Subtitles | أول مرة هربت فيها من اصلاحية نساء كان عمرها 16 عاماً |
Yapma ama. O zaman daha 15 yaşındaymış. | Open Subtitles | دعك من هذا, كانت في الخامسة عشر من عمرها عندما قامت بهذا. |
Annem 20 yaşındaymış gibi davranıyor. | Open Subtitles | أمي تتصرف وتلبس مثل فتاة في العشرين من عمرها |
Buraya geri döndüğünde, 18 yaşındaymış. | Open Subtitles | وعندما جاء هنا، كان في الثامنة عشر من عمره |
28 yaşındaymış ve tavuklu sandviç yiyebilirmiş. Çok etkileyici. | Open Subtitles | هو في 28 من عمره و يأكل سندويش الدجاج.رائع جداً. |
Enteresan. Görünüşe göre Seymour ölmeden önce 15 yaşındaymış. | Open Subtitles | مثير للإهتمام, يبدو أن سيمور مات بسبب الشيخوخة و عمره 15 سنة |
Ama burada yazana göre 64 yaşındaymış. | Open Subtitles | لكن مذكور هنا بأنها بعمر الرابعة و الستين |
Hayır, çünkü kız 16 yaşındaymış ve çocuk da görüntülerini internete koymuş. | Open Subtitles | لا , لأنها كانت بعمر 16 عاماً ، و لأن علاقتهم شوهدِت على الهواء. |
Eh, kaybolduğunda oğlu 5 yaşındaymış. Şimdi 25 olmuştur. | Open Subtitles | الابن بعمر 5 سنوات حين اختفت مما يعني 25 سنة الآن |
Bu olduğunda kaç yaşındaymış? | Open Subtitles | كم كان عمر عندما يحدث؟ |
Ve kız da 16 yaşındaymış. Buna inanabiliyor musun? | Open Subtitles | وكانت الفتاة بسن 16 هل يمكنك أن تصدق هذا؟ |
Ben sırf kızım diye, bana 12 yaşındaymış muamelesi yapıyorsun. | Open Subtitles | لكن لأنني فتاة 12 حيث تعاملني كأنني في عمر الـ |
- Evet, o 65'ken kız 26 yaşındaymış. | Open Subtitles | صحيح، كان عمرة 65 سنة وعمرها 26 سنة. |
Anne ve babası naziymiş ama o buraya geldiğinde sekiz yaşındaymış. | Open Subtitles | والداها كانا نازيين، لكنّها كانت تبلغ 8 سنوات عندما جاؤوا هنا |