ويكيبيديا

    "yaşıyormuş" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يعيش
        
    • تعيش
        
    • عاش
        
    • عاشت
        
    • يعيشون
        
    • يسكن
        
    • تسكن
        
    • ويعيش
        
    • يقطن
        
    • عاشَ
        
    • تقطن
        
    • سكن
        
    • عاشوا
        
    • كانت حية
        
    • أعيش ♪
        
    Yoksa her zaman dahinin gölgesinde yaşıyormuş gibi mi hissedesin? Open Subtitles أم أنك من يشعر دائماً أنه يعيش في ظلال العبقري؟
    Sanki askeri kullara bağlı yaşıyormuş gibi saygılı bir tavrı vardı. Open Subtitles كان يملك المصداقية، كمن يعيش وفقًا لقواعد مهنيّة، عسكرية بلا شك.
    Yaşıyor ve gayet iyi durumda görünüşe göre Virgin Island'da yaşıyormuş kaltak. Open Subtitles حي يرزق وعلى ما يبدو ، أنه يعيش في جزر فرجينيا عاهرة
    Matmazel Carroll, anladığım kadarıyla Lord hazretlerinin kızı burada yaşıyormuş. Open Subtitles انسة كارول, لقد فهمت ان ابنة اللورد ادجوار تعيش هنا
    Bu beyefendi burada uzun zamandır yaşıyormuş, unutamıyormuş. Open Subtitles هذا السيد عاش هنا لوقت طويل صعب أن ينسى الموقف
    Üç yıldır burada yaşıyormuş ama şimdiye kadar alarm sistemi kurdurtma ihtiyacı hissetmemiş. Open Subtitles لقد عاشت هنا مدة 3 سنوات و لم تشعر بضرورة تركيب جهاز إنذار للآن
    Babası onu çağırdığında ve Artemisia'dan, onun kar marjının yüksekliğinden bahsettiğinde, aslında Kibera varoşlarında yaşıyormuş. TED لقد كان يعيش في أحياء كيبيرا الفقيرة عندما أستدعاه والده وأخبره عن الأرطماسيا والقيمة المضافة المحتملة.
    Babam tanır. Ben doğmadan önce bu şehirde yaşıyormuş. Open Subtitles أبى يعرف الكثيرين ، فقد كان يعيش فى هذه البلدة قبل أن أولد
    Kim fantazilerle yaşıyormuş, bakın bakalım! Open Subtitles و الآن .. انظر من بيننا يعيش في التخيلات
    Büyük annenin dediğine göre; şelale_BAR_havuzunda küçük bir su şeytanı yaşıyormuş. Open Subtitles تقول جدتي أنه كان يوجد عفريت ماءٍ صغير يعيش في بركة الشلال
    Üst katta kız kardeşiyle birlikte yaşıyormuş. Depresyonda değilmiş. Open Subtitles إنه يعيش بالأعلى مع أخته لم يبدو أنه منزعج أو مستاء
    Ama adam Duluth'ta yaşıyormuş. Duluth nerede? Open Subtitles ثم اكتشفنا أن الشخص يعيش في دولوث أين دولوث ؟
    Bekarmış. Burada yedi aydır yalnız yaşıyormuş. Open Subtitles أوه ، إنه أعزب و يعيش هنا وحده طوال السبعة أشهر الماضية
    Büyük bir yükseklikten küçük insanlar iki boyutta yaşıyormuş gibi görünüyor. Open Subtitles من إرتفاع شاهق ، يبدو أن الناس تعيش في بعدين فقط
    Sarışın ve birkaç aydır Oak Park'ta bir tedavi merkezinde yaşıyormuş. Open Subtitles أنها شقراء ، تعيش بمصلحه في اواك بارك منذ عدة شهور
    New York'a taşınmış ve bir adamla birlikte Soho'da yaşıyormuş. Open Subtitles لقد عادت إلى نيويورك كانت تعيش في سوهو مع أحد الشبان
    Pekâlâ Icabod Crane, Hayalet Süvarinin köyünde yaşıyormuş. Open Subtitles . حسنا . اكابود كراين عاش في قرية النائم الفارغ
    Üniversiteden önce teyzesiyle yaşıyormuş. Onu birkaç kez gördüm. Open Subtitles لقد عاش مع خالته قبل الكلية لقد قابلتها مرتين ربما
    Şehirdeki kütüphanede 25 yıl çalıştıktan sonra... az bir emekli maaşıyla tek başına yaşıyormuş. Open Subtitles عاشت بمفردها على معاش صغير بعد العمل لمدة 25 سنة في مكتبة وسط المدينة.
    Çocuğu olan insanlar, çocuğu olmayanlara göre daha uzun yaşıyormuş. Open Subtitles يقول بأنّ الناس ذوي الأطفال يعيشون لعمر أطول من الناس بدون أطفال
    Diğer seçeneklerimi gözden geçirdim hikâyelere göre burada gizli ilime sahip biri yaşıyormuş. Open Subtitles استنفدت خياراتي، وكل القصص تقول أن الرجل الذي يسكن هنا لديه علم سري.
    Ondan önce, Jacksonville, Florida'da yaşıyormuş. Open Subtitles قبل ذلك كانت تسكن في قرية جاكسون بفلوريدا
    Buralarda yeniymiş, şurada yaşıyormuş, Open Subtitles سطحية في أحسن الأحوال: كان جديدا لبناء ، ويعيش هنا.
    Babamı bulmuş ve bu evde yaşıyormuş gibi davransam olmaz mı? Open Subtitles أيمكنني التظاهر بأنّي وجدت أبي وبأنّه الشخص الذي يقطن هنا؟
    25 yıldır bu binada yaşıyormuş. Open Subtitles هو ما كَانَ عِنْدَهُ أطفالُ. عاشَ لوحده في هذه البنايةِ ل25 سنةِ.
    Onu bulan kapıcıya göre yıllardır burada yaşıyormuş. Open Subtitles وفقًا لكلام البواب الذي وجدها فهي تقطن هنا منذ عدة سنين
    Geçen aya kadar bir hotelde yaşıyormuş. Open Subtitles لقد سكنت في سكن فندقي حتى الشهر الماضي
    Bu evde kaç yıldır yaşıyormuş? Open Subtitles يَبْدو مثل هم عاشوا في الذي يُسكنُ حياتَهم المُتَزَوّجةَ الكاملةَ.
    Kraliçe de onu lağıma atmış. Ve o da ne bulursa yiyerek yaşıyormuş. Open Subtitles الملكة سقطت في البالوعة، وهية كانت حية هنا مهما كان هي يمكن أن تبحث.
    Yüzüme çarpan rüzgarı, kalbimin hızla atışını yani sanki o anı gerçekten yaşıyormuş gibi hissettim. TED شعرت بنسمات الريح على وجهي وبنبضات قلبي المتسارعة كما لو كنت أعيش تلك اللحظة حقاً.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد