Çok kıymetli bir cevherin üstünde yaşıyoruz ve yaşarken bu gezegenden ayrılacağız. | TED | نحن نعيش على جوهرة ثمينة وفي خلال حياتنا سننتقل من هذا الكوكب. |
Basit, sıradan hayatımızı yaşıyoruz. Ve zulüm güvenli dünyamızı parçalıyor. | Open Subtitles | نحن نعيش حياتنا اليومية البسيطة وأعمال وحشية تمزّق عالمنا الآمن |
Hep birlikte, tek bir gezegende yaşıyoruz ve gezegen bizim eylemlerimizin tehdidi altında. | TED | نحن نعيش معاً في كوكب واحد وهو كوكب مهدد بأفعالنا نحن |
Dünyamız değişiyor. Şu anda farklı bir dünyada yaşıyoruz ve bir zamanlar kişisel olan sorunlar şimdilerde hepimiz için dünya çapında sorunlar oldu. | TED | إن عالمنا يتغير. نعيش في عالم مختلف الآن، و ما كان مرة مشاكل فردية هي الآن في الحقيقة مشاكل عالمية بالنسبة لنا جميعاً. |
Ve hala böyle bir dünyada yaşıyoruz ve elimizdeki bu. | TED | وما زلنا نعيش في ذلك العالم، وهذا ماانتهينا إليه. |
Ama yaşıyoruz ve sağlığımız yerinde. Sen de bizi gördüğüne şaşırmamış gibisin. | Open Subtitles | ولكن ها نحن ذا أحياء معافون ولا تبدو مندهشاً لرؤيتنا |
- Modern bir çağda yaşıyoruz, ve burası bir servis dairesi. | Open Subtitles | نحن نعيش في العصر الحديث وهذه شقة مزودة بخدمة فندقية |
Lanet bir bataklıkta yaşıyoruz. Ve alabildiğimiz bütün arazilere ihtiyacımız var! | Open Subtitles | نحن نعيش في مستنقع ملعون لذلك نحتاج الكثير من الأراضى |
Biz 15 yıldır burda yaşıyoruz ve bizim de hiç arkadaşımız yok. | Open Subtitles | نحن نعيش هنا منذ 15 عام وليس لدينا أصدقاء |
Evlat, duvarları olan bir dünyada yaşıyoruz ve bu duvarların silahlı adamlar tarafından korunması gerekiyor. | Open Subtitles | يا بني، نحن نعيش في عالم به جدران و هذه الجدران يجب أن يحميها رجال معهم أسلحة |
- Buradan taşınıp gidemeyiz. Buraya bir yerden gelmedik. Burada yaşıyoruz ve yaşamaya devam edeceğiz. | Open Subtitles | لن نتحرك من هنا , نحن نعيش هنا وسنبقى هنا |
Hayatlarımızı yaşıyoruz ve işlerimize anlam yüklemeye çalışıyoruz. | Open Subtitles | نحن نعيش حياتنا ونحاول ان نجد معنى لعملنا |
Kapitalist bir toplumda yaşıyoruz ve ben bunun kötü olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | نحن نعيش في مجتمع رأسمالي، و لم أعتقد بأن هذا شيء سيء. |
Büyük, farklılıkları olan ve güzel bir dünyada yaşıyoruz ve bu beni onu korumak için daha da tutkulu yapıyor. | TED | إننا نعيش في عالم كبير ومتنوع وجميل، وهذا ما يجعلني أكثر شغفاً للحفاظ عليه. |
Bizler Adem 1 zihniyetine sahip bir kültürde yaşıyoruz ve Adem 2 hakkında konuşma özürlüyüz. | TED | نعيش في ثقافة بعقلية آدم الأول غير صرحاء بشأن آدم الثاني. |
Artık bilgi dünyasında yaşıyoruz ve büyük verilere erişmekle deneyimlemek arasında fark var. | TED | نحن اليوم نعيش في عصر المعلومات، ويوجد فرق بين الحصول على البيانات وبين تجربة هذه البيانات والشعور بها. |
Bu dünyaların birinde yaşıyoruz ve bunu sadece bir sayfa olarak gösterebilirim, ama bu gerçekten üç boyutlu. | TED | نعيش في أحد هذه العوالم , و أستطيع عرضها فقط كورقة و لكنها في الواقع ثلاثية الأبعاد |
Birçok beyin takımı olan bir toplumda yaşıyoruz ve oralarda müthiş beyinler dünya hakkında düşünüyor. | TED | نحن الآن نعيش في مجتمع حيث لدينا الكثير من مراكز البحوث، حيث العقول العظيمة تذهب للتفكير بالعالم. |
Ama yaşıyoruz ve sağlığımız yerinde. Sen de bizi gördüğüne şaşırmamış gibisin. | Open Subtitles | ولكن ها نحن ذا أحياء معافون ولا تبدو مندهشاً لرؤيتنا |