2002'de ölünceye kadar Münih'te yaşadı ve sekreterlik yaptı. | Open Subtitles | عملت كسكرتيرة وعاشت في ميونخ، حتى وفاتها في 2002 |
2002'de ölünceye kadar Münih'te yaşadı ve sekreterlik yaptı. | Open Subtitles | عملت كسكرتيرة وعاشت في ميونخ، حتى وفاتها في 2002 |
Önemli olan şu, çok iyi bir insandı, iyi gözüküyordu ve uykusunda öldü, ve uzun bir hayat yaşadı ve iyi bir yerde ve Patton'la tanışmıştı ve muhteşem cheesecake yapardı. | Open Subtitles | المغزى هو أنها كانت سيدة لطيفة التي بدت جيدة وماتت في منامها وعاشت عمراً طويلاً و تقبع الآن في مكان جميل |
Onun için yaşadı, ve kelimenin yasal olan tam manasıyla, onun için öldü. | Open Subtitles | عاش من أجله وبغض النظر عن الرأي القانوني لسبب موته مات من أجله |
Ayrıca otokratik bir Meksika'da yaşadı ve bir gazeteci olarak 1958 Venezüela darbesinin haberini yaptı. | TED | كما أنه عاش تحت الاستبداد المكسيكي وغطى الانقلاب الفنزويلي كصحفي عام 1958. |
Amerika Yerlileri bu topraklarda 10.000 yıl yaşadı ve pek çok kasıtlı yangın çıkardılar. | TED | عاش الأمريكيون الأصليون على هذه الأرض لعشرة آلاف عام وقاموا عمداً بإحراقها العديد من المرات |
107 yaşına kadar yaşadı ve ölene kadar da kuşu ötüyordu. | Open Subtitles | عاش 107 سنة ! وهو ما زال يضع الملح على طعامه |
Uzun bir hayat yaşadı ve tam da istediği gibi yaşadı. | Open Subtitles | ،لقد عاش حياة طويلة وعاشها بالطريقة التي يحبها |