Yani, bir bakıma, her zaman gerçeklik sonrası bir dönemde yaşadık. | TED | أعني، كنا نعيش دائماً في عصر، بشكل ما، ما بعد الحقيقة. |
Son zamanlarda güvenlikte birkaç güvenlik ihlali yaşadık, o yüzden önlem alıyoruz. | Open Subtitles | عانينا من اختراقات أمنيه عديده مؤخراً لذلك نحن نحاول حل هذا الأمر |
Ama daha önce benzer şeyler yaşadık. Önceden önlem almalıyız. | Open Subtitles | و لكننا خضنا هذا من قبل و نتوقع حدوث ذلك |
Birlikte çok şey yaşadık. Artık veda etme vakti geldi. | Open Subtitles | لقد مررنا بالكثير من الأمور معاً وقد حان الوقت لأقول: |
Yıllar boyunca, biz -Arap dünyasında ve Orta Doğu'da- otoriter rejimler altında yaşadık. | TED | لقد عشنا على مدى عقود من الزمن في ظل أنظمة استبدادية في العالم العربي والشرق الأوسط. |
Bu gerçek dünyada epey macera yaşadık. | Open Subtitles | حظينا بمغامرة رائعة هنا في العالم الحقيقي |
Ama gene de yıllardır burada barış içinde yaşadık. | Open Subtitles | وكنهم كانوا مسالمين وعشنا بسلام لعده أعوام |
Biz çok liberal bir şehirde yaşadık ve babam Demokrat Parti'de bir politikacıydı. | TED | كنا نعيش في مدينة ليبرالية جدًا و كان والدي سياسيًا تابعًا للحزب الديمقراطي. |
Bu kadar zaman rosto ısıtıcısı olmadan nasıl da yaşadık? | Open Subtitles | وكيف لنا أن نعيش كلّ هذا الوقت دون مجسّ للشواء؟ |
Beraber yaşadık ama o bile bana gerçekten bağlanman için yeterli olmadı. | Open Subtitles | لقد كنّا نعيش معاً, و لكن ذلك لم يكن كافياً لتلزم بعلاقتنا |
kirletici maddelerden dolayı, dünya çapında 80 kişiyi öldürdüğümüze... ...dair bir skandal yaşadık. Daha da kötüsü tedarikçilerin bazıları, | TED | و لهذا قبل عدة سنوات عانينا من فضيحة حيث قتل ثمانون شخصا حول العالم بسبب التلوث الذي تغلغل في سلسلة تزويد الهيبارين |
Söylediğim için bağışlayın, ancak o sorunları daha önce de yaşadık. | Open Subtitles | و سامحيني لذكر هذا لكننا عانينا من هذه المشاكل |
Birkaç gece önce annemle bir tartışma yaşadık ve ortam hala biraz gergin. | Open Subtitles | أنا وهي خضنا شجارًا قبل بضع ليالي، لا زال بيننا شيء من التوتر. |
Beni delirteceksin. - Birlikte korkunç şeyler yaşadık. | Open Subtitles | لقد خضنا الكثير معاً، وسوف نجتاز هذا أيضاً. |
Mitch ve ben de aynı zor zamanları yaşadık biliyorsun. | Open Subtitles | انت تعلمى انا و متيش لقد مررنا ببعض الاوقات العصيبه. |
Onun kurallarına göre yaşadık ve barış hüküm sürdü. | Open Subtitles | .لقد عشنا على كلماتها و بفضلها حل السلام على عالمنا |
Ben de senin yöntemlerini takip ettim ve şu ana kadarki en güzel yıldönümümüzü yaşadık. | Open Subtitles | قمنا بخطواتك و أنتهى الأمر بأننا حظينا بـ أفضل ذكرى سنويه |
Beraber Princeton'a gidip sonsuza dek mutlu yaşadık. | Open Subtitles | فقد ذهبنا لجامعة برينستون معاً وعشنا في سعادة أبدية |
Ama hayatlarımızı 20 yıl boyunca ayrı yaşadık. | Open Subtitles | لكننا عِشنا منفصلين لما يزيد عن عشرين عامًا |
O insanları biliyorum. Bunu daha önce de yaşadık. İdare ediyoruz. | Open Subtitles | أعرف أولئك الناس وقد تعرضنا لهذا من قبل ونحن نبلى حســناً |
Arabayı kiralarken de sorun yaşadık. | Open Subtitles | واجهتنا المشاكل مجدداً في وكالة تأجير السيارات |
Tamam, son birkaç ayda büyük bir iniş yaşadık ama... | Open Subtitles | نعم ربما كان لدينا فشل كبيرة هذه الشهور القليلة الماضية |
Senle ben her zaman, sıradışı bir ilişki yaşadık. | Open Subtitles | أنا وأنتِ كان بيننا دائماً علاقة غير مألوفة نوعاً ما، |
Güney Sudan'da başka problemler yaşadık. | TED | كانت لدينا صعوبات أخرى في جنوب السودان. |
Ölüm tehlikesini beraber yaşadık, köyümüze de arkadaş olarak dönelim. | Open Subtitles | لقد واجهنا الموت سوية لنبقى أصدقاء حتى نصل إلى القرية |
Bir yıl önce Kenya'da seçim sonrası şiddet olayları yaşadık. | TED | قبل عام في كينيا شهدنا أحداث عنف عقب الإنتخابات |