Yeni yaşam formları oluşturmak gibi şeyleri yapabiliyoruz. | TED | نستطيع القيام بمثل بأمور كخلق أشكال حياة جديدة |
Eğer uzaylı yaşam formları Dünya'da bir yerde yaşayacak olsalar, okyanus dibinde yaşarlardı. | Open Subtitles | إذا كان هناك مكان على الأرض يُحتمل أن تكون به أشكال حياة فضائية سيكون قاع المحيط |
Belki de sentetik DNA kullanarak gelişmiş yaşam formları geliştirebileceğiz. | Open Subtitles | بل ربما نطور أشكال حياة اصطناعية متطوره باستخدام حمض نووى مخلق |
Yeni yaşam formları oluşturdukça, yine korkutucu ve rahatsız edici görünüyor, ta ki bu yaşam formlarının yemek masanızda yaşadığını fark edene dek. | TED | و هذا ما قد يبدو مخيقاً جداً ,وأيضاً مقلق إلى حين أن تدرك أن أشكال الحياة الجديدة هذه موجودة على مائدة طعامك |
Aslında, çok çeşitli yaşam formları mevcut. | Open Subtitles | في الواقع هناك العديد من أشكال الحياة المختلفة |
Ancak yeni yaşam formları, Permiyan soykırımından geriye kalan boşlukları doldurmak için yavaş yavaş evrimleşti. | Open Subtitles | لكن أشكال حياة جديدة تطورت ببطأ لتملأ الفجوات التي خلفتها مجزرة العصر البرمي. |
edebilmeye ihtiyacımız vardı. Tıpkı periyodik tabloda olduğu gibi biz de kendi element tablomuzu yarattık; bilgisayarlarla türetilmiş, 3 boyutlu basıcılarla basılmış ve biyolojik olarak birleştirilmiş yeni yaşam formları ürettik. | TED | لذلك مثل الجدول الدوري، توصلنا إلى جدولنا الخاص بالعناصر: أشكال حياة جديدة مزروعة حسابيا، مصنعة إضافيا وزائدة للإنتاجية البيولوجية. |
Hadi ama, Bones, dışarıda bir yerlerde başka yaşam formları olduğunu düşünmüyor musun? | Open Subtitles | بالله عليك يا (بونز)، ألا تصدقين أنه توجد أشكال حياة أخرى حقيقية؟ |
Fermi'nin paradoksuna göre başka yaşam formları olması olanak dışı. | Open Subtitles | أتعرف، مُفارقة (فيرمي) تقول أنّ من غير المُحتمل تواجد أشكال حياة أخرى. |
Çarpma sonunda, 24 saat içinde bütün yaşam formları tarihe karışacak. | Open Subtitles | في خلال أربعة وعشرون ساعة من الضربة ، كلّ أشكال الحياة ستمحى |
yaşam formları daha sonradan oldukça hızlı bir oranda büyüyor. | Open Subtitles | نما أشكال الحياة في وقت لاحق في معدل تسارع إلى حد كبير. |
Dünya'daki gibi yaşam formları veya gizli okyanuslar tek seçenek değildir. | Open Subtitles | أشكال الحياة في الكواكب الشبيهه بالأرض . أو في المحيطات الخفيه ليست الخيار الوحيد |
Onlar daha yüksek yaşam formları. | Open Subtitles | أما هذه المخلوقات فهي شكل أرقى من أشكال الحياة |
Bütün yaşam formları bir gün bir araya gelecek tek olacak. | Open Subtitles | كل أشكال الحياة سوف تتحد لتكون الواحد وسوف نصبح واحداً |
"Dünya dışı yaşam formları" kokmayan bir şeyler yayımlamam için üniversite bana çok fazla baskı yapıyor. | Open Subtitles | أنا واقع تحت ضغط كبير من الجامعة لنشر شىء لا يبدو من أشكال الحياة علي الأرض |