| Yaşam ve ölüm vuku bulur, kahramanlar bundan pişmanlık duymaz. | Open Subtitles | الحياة و الموت يحدث و الأبطال لا يشعروا بأي ندم |
| Yaşam ve ölüm arasındaki sınırı geçip geri geliyor. | Open Subtitles | تأتي و تذهب الفضاء ، بين الحياة . و الموت |
| Bir kozmik boşlukta yakalanır Yaşam ve ölüm arasında. | Open Subtitles | .. لقد علقنا بمجال كوني . بين الحياة و الموت |
| - Hadi canım! Burada Yaşam ve ölüm söz konusu. | Open Subtitles | لا مزاح في هذا الصدد هذا مسألة حياة أو موت |
| Yaşam ve ölüm arasında, ikisini birbirine bağlayan ince bir çizgi dışında hiçbir ayrım yoktur. | TED | لا يوجد فصل بين الحياة والموت يوجد فقط خيط رفيع يربط بين الاثنين. |
| Burada sadece Yaşam ve ölüm var. | Open Subtitles | هذا أمر حياة وموت |
| Aydınlık ve karanlık. Gerçeklik ve rüyalar. Yaşam ve ölüm. | Open Subtitles | .الضوء و الظلام.الحقيقة و الاحلام الحياة و الموت. |
| Tüm o Yaşam ve ölüm ile alakalı şeyler ve dünya üzerindeki yaşamımızın öyle fani olması. | Open Subtitles | كل هذه الأمور عن الحياة و الموت و وقتنا على الأرض يمر بسرعة |
| Yaşam ve ölüm vuku bulur, kahramanlar bundan pişmanlık duymaz. | Open Subtitles | الحياة و الموت يحدثوا و الأبطال لا يعرفوا الندم |
| Yaşam ve ölüm vuku bulur, kahramanlar bundan pişmanlık duymaz. | Open Subtitles | الحياة و الموت يحدث الأبطال لا يشعروا بأي ندم |
| Bazı yerlerde, Yaşam ve ölüm arasında her gün sürekli bir savaş var. | Open Subtitles | الحياة و الموت هي معركه مستمره في بعض الاماكن |
| Ajan Einstein, orada Yaşam ve ölüm arasında bir yerde yatan bir terörist var. | Open Subtitles | عميلة أينشتاين لديك إرهابي يرقد في حالة بين الحياة و الموت |
| Yaşam ve ölüm konularında kafanı toparlayabildiğini. | Open Subtitles | و أن رأسك فى المكان الصحيح لتتعامل مع مواقف الحياة و الموت |
| Biri ölebilirdi. Burada Yaşam ve ölüm söz konusu. | Open Subtitles | كان يمكن أن يتعرّض أحدهم للقتل، تلك مسألة حياة أو موت |
| Ama dışarı çıktığımız her seferinde giyindiğinde aklına geliyor Yaşam ve ölüm. | Open Subtitles | لكنك تدرك كل مرة تلبس فيها البدلة كل مرة نخرج تكون مسألة حياة أو موت ترمي النرد |
| Tamamlandığında KÖC bize bütün gezegen üzerinde Yaşam ve ölüm gücü verecek. | Open Subtitles | فور نهايته، الجهاز سيعطنا قوة حياة أو موت على الكوكب بأسره. |
| Onun 120 yıllık çok ilginç bir tarihi var kelimenin tam anlamıyla sahil boyunca Yaşam ve ölüm yer alır. | TED | كان عمر السفينة 120 عامًا، تاريخ ممتع جدًا، في الواقع له دور في الحياة والموت على امتداد الساحل. |
| Bu büyük bir sorun olabilir, özellikle Yaşam ve ölüm konularında. | TED | يمكن أن يشكل ذلك مشكلة كبيرة، خاصة عندما يتعلق الأمر بمواقف الحياة والموت. |
| Çalışmamı rehabilitasyon merkezinde yapabilecek kadar şanslıydım, böylece Yaşam ve ölüm arasında kalan bağımlı insanları görebilecektim. | TED | أنا محظوظة جدا بحكم عملي في مركز إعادة التأهيل حيث أرى أشخاصا يواجهون الحياة والموت بسبب الإدمان. |
| Yaşam ve ölüm. | Open Subtitles | حياة وموت |
| Tanrı değilim. Yaşam ve ölüm konusunda gücüm yok, var mı? | Open Subtitles | هذا صحيح ، إننى لست إلهاً ، ليس لدى قدرة على الحياة أو الموت ، أليس كذلك ؟ |
| Tehlikelerle dolu karanlık bir ormanın içinden, Yaşam ve ölüm görevine çıkacaksın. | Open Subtitles | خلال غابة مظلمة محفوفة بالمخاطر في مهمة حياة او موت |