ويكيبيديا

    "yaşaması için" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • ليعيش
        
    • لتعيش
        
    • للبقاء حياً
        
    • لكي يعيش
        
    • أجل حياة
        
    • أن يعيش
        
    • لنجاة
        
    • علي آن
        
    • للبقاء على قيد الحياة
        
    yaşaması için birşeyler yapması, mm... şey, gereken bir adam var. Open Subtitles أريد أن أطلب منك خدمة لدي ذلك الرجل الذي يحتاج الى سبب ليعيش من أجله
    Oğlumu kendi başına yaşaması için yollamak konusunda hiç endişe duymam. Open Subtitles ليس لدي هواجس أن أرسل ابني الوحيد ليعيش لوحده
    Neden daha önce buranın bir kadının tek başına yaşaması için uygun bir yer olmadığını söyledin? Open Subtitles لماذا أخبرتني أن هذا ليس مكاناً جيداً لتعيش فيه امرأة لوحدها
    Evet, ilaçlar pahalı ama hastanın yaşaması için gerekli. Open Subtitles أجل, الدواء صعب... لكن المريض يحتاجه للبقاء حياً.
    Eğer benim dünyamın yaşaması için bu dünyanın ölmesi gerekiyorsa, öyle olsun. Open Subtitles إن كان على هذا العالم ان يموت لكي يعيش عالمي, فليحدث هذا
    Bunca yolu bir insanın yaşaması için yalvarmaya mı geldi? Open Subtitles قطعت كلّ ذلك الطريق لتتوسّل من أجل حياة إنسان؟
    Ekonominin yaşaması için işsizlerin ölmesine izin vermek istiyorlar. Open Subtitles سيتركون العاطلين عن العمل لكي يموتوا من أجل أن يعيش الاقتصاد
    Unutmadan, bizimle yaşaması için koca, şişko, boklu bir kedi de getirmiş. Open Subtitles ودعنا لا ننسى ، قد أحضرت قط كبير سمين ليعيش معنا
    Bu yüzden, yaşaması için bu dünyada bir yer olduğunu düşünüyorum. Open Subtitles لذا أظنُ أن هُناك مكان له في هذا العالم ليعيش حياة كريمة.
    İnanç bir enerjidir, özellikle bu yaratığın yaşaması için gereken duygusal enerjidir. Open Subtitles الإيمان هو طاقة الطاقة العاطفية المحددة، يحتاجها المخلوق ليعيش
    Bana ailemizin, evcil hayvanımız olan öküz Sam'i yaşaması için başka bir çiftliğe götürdüğü zamanı hatırlattı. Open Subtitles يذكّرني بتلك الأوقات عندما أخذ والدانا سام الياك الأليف الخاص بنا إلى المزرعة ليعيش
    Kendisiyle birlikte yaşaması için alıp götürdü. Dediğine göre güçten çok düşmüş. Open Subtitles إنها تأخذه ليعيش معها، وقالت أنه ضعيف جداً
    Onun yaşaması için birinin ölmesi gerekiyor. Onun babası benim ve ben ölmeliyim. Open Subtitles شخص يجب أن يموت ليعيش أنا أبوه
    Bir kızın yaşaması için yaptıklarını takdir etmelisin. Open Subtitles مؤكد أنك تقدر ما على الفتاة فعله لتعيش
    Yani, onu bizimle yaşaması için almana. Open Subtitles لا ، أعني ، تأخذيها لتعيش معنا
    Tatmin olmayan bir Baküs'ün yaşaması için hiçbir sebebi yoktur. Open Subtitles باخوس" الذي لا يَستطيعُ الشُعُور" بالسعاده لَيْسَ لهُ سببُ للبقاء حياً
    Benim dünyamın yaşaması için bu dünyanın ölmesi gerekiyorsa... öyle olsun. Open Subtitles إذا توجب على هذا العالم الموت لكي يعيش عالمي, ليكن اذاً
    Kocanın yaşaması için, bu insanı öldürecek misin? Open Subtitles ،أتودي قتله في مقابل من أجل حياة زوجكِ؟
    Teorik olarak bu sular basit bir restorasyonla insanların yaşaması için yararlı forma döndürülebiliyor. Open Subtitles ومن المدهش أننا كنا حتى قادرون على استعادة البيئة إلى النقطة التي وصلنا البشر يمكن أن يعيش فيه.
    Halkınızın yaşaması için yapılması gerekeni yapacak mısınız yapmayacak mısınız? Open Subtitles ستفعلون ما يتحتم عليكم فعله لنجاة قومكم أم لا؟
    Doğruyu yanlıştan ayırmayı ve kanunların insanların rahat yaşaması için olduğunu hiç unutmadım. Open Subtitles في عجلة بإن سيارة الدواسة , كآن يجب علي آن آثبت لنفسي بإن القانون يمكن آن يكون صحيح ومستقيم ولمصلحة البشر
    Çoğu organizmanın yaşaması için su gereklidir. TED تحتاج معظم الكائنات الحية للماء للبقاء على قيد الحياة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد