ويكيبيديا

    "yaşamasını" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يعيش
        
    • يحيا
        
    • تحيا
        
    • يعيشوا
        
    • سيعيش
        
    • بالعيش
        
    • أن تعيش
        
    • يترعرعوا
        
    • لتعيش
        
    Zamanı durdurup oğlumun o anı sonsuza dek yaşamasını isterdim. Open Subtitles أردت إيقاف الزمن و ترك ابني يعيش بتلك اللحظة للأبد
    Burada gördüğünüz hiç kimsenin aşırı yoksulluk içinde yaşamasını istemediğiz nokta. TED فهنا على سبيل المثال، هذا هو التاريخ الذي نعتقد أنّه لن يكون بحلوله أيّ شخص يعيش في فقر مُدقع.
    Ben anıtımın dünyada yaşamasını ve deveran etmesini istedim. TED أردت لنصبي التذكاري أن يعيش وينتشر في العالم.
    Condé'nin yaşamasını istiyorsan sana pahalıya patlayacak. Open Subtitles لو أردت لكوندي أن يحيا, سيكلفك هذا أكثر مما تعرض.
    Büyük bir saksafon ustasının insanca yaşamasını istiyorum. Open Subtitles أريد لأعظم عارفي الساكس أن يعيش بشكل لائق
    Tanrı kimsenin böyle bir ölüm yaşamasını istemez. Open Subtitles الله لا يريد لرجل أن يعيش هذه الطريقة من الموت.
    Bir farenin bu kadar uzun yaşamasını sağladıysa benim daha ne kadar zamanım var? Open Subtitles إذا كان إستطاع أن يجعل فأرا يعيش كل هذه الفتره فكم تبقى لى ؟
    Hayatını toplum dışına itilmiş bir şekilde yaşamasını, toplumun saygıdeğer bireyleri tarafından reddedilmesini ve hor görülmesini ister misin Rose? Open Subtitles أتريديه أن يعيش طوال حياته منبوذاً، مردوداً ومحتقراً من أفراد المجتمع النزيهين؟
    Herkesin yaşamasını istiyorsan, onları gezegenin dışına geçitle çıkarmalısın. Open Subtitles إذا أردت أن يعيش الجميع فأرسلهم للعالم الخارجي بالبوابة النجمية
    Bu delikanlının yaşamasını istiyorsanız; Open Subtitles اذا كنت تريدين هذا الصغير ان يعيش عليك ان تعطيني بعض الاسبرين
    Eğer bebeğin yaşamasını istiyorsanız, hasar kontrol. Open Subtitles إذا أردت أن يعيش الطفل السيطرة على الضرر
    Çabucak alıştığı bu tarzda yaşamasını istiyorsan tabii. Open Subtitles لو اردته ان يعيش بنفس الطريقة التي تعود عليها بسرعة و بشكل تام
    İki çocuğun da yaşamasını istiyorsanız tek seçenek bu. Open Subtitles إذا أردتما أن يعيش الطفلان فهو الخيار الوحيد
    Ve hayatı boyunca beni hapishaneye attıran delil olduğunu bilerek yaşamasını istemiyorum. Open Subtitles وانا لن اسمح له بان يعيش في الحياة ويعاني من انه كان الدليل الذي ادخلني السجن
    Tüm kalbimle Kral'ın günahları için dua etmenizi sizinle sağlık ve refah içinde uzun yıllar yaşamasını dilerim. Open Subtitles أطلب منكم من كل قلبي أن تصلوا لسمو الملك وأن يعيش طويلا معكم في صحة وإزدهار
    Yaşamak istiyor musun? Babanın yaşamasını istiyor musun? Open Subtitles ، تريدين أن تعيشي أتريدين والدكِ أن يعيش ؟
    Birinin yaşamasını sağlayamam. Open Subtitles لا يمكنني أن ادعَ احدهم يحيا فقط
    Sağ kalan tek kişi bu, onun yaşamasını istemez misin? Open Subtitles .إنها الناجية الوحيدة ألا تريد منها أن تحيا ؟
    Çocuklarının karton bir evde mi yaşamasını istersin? Open Subtitles هل تريد لأطفالك ان يعيشوا مشردين في علب كرتون ؟
    Orada yaşamayacaksa, başkalarının da yaşamasını istememiş. Open Subtitles ‫إن لمْ تستطع هي العيش فيه ‫فلا أحد غيرها سيعيش فيه أيضاً
    Protein kodu havada daha uzun süre yaşamasını sağlayacak şekilde değişmiş. Yani grip gibi bulaşıyor. Open Subtitles تغيرت شفرة البروتيين معا ً يسمح له بالعيش لفترة أطول في الهواء
    Angel'in hep yanımızda yaşamasını istedim ama bu şekilde değil. Open Subtitles لقد رغبت دائما أن تعيش معنا إنجل ولكن ليس هكذا
    Çocuklarımın öyle bir anne ile yaşamasını istemedim. Open Subtitles لم أرد أولادى أن يترعرعوا مع أم من تلك النوعية
    Uçan payandalar, tıpkı katedrallerdeki gibi, ağacın tepesini güçlendirmeye yarar. ve o bireyin daha uzun yaşamasını sağlarlar. TED تساعد الدعامات الطائرة علي تقوية قمة الشجرة، كما تفعل في الكاتدرائيات. وتساعدها لتعيش لفترة أطول عبر الزمن.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد