ويكيبيديا

    "yaşanacak" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • للعيش
        
    • لتعيش
        
    • لنعيش
        
    • لتعيشين
        
    • صالحاً للسكن
        
    • لتعيشها
        
    Çok yavaş ilerliyoruz. Zeminin güçlendirilmesi lazım. Odaların yaşanacak hâle getirilmesi gerekiyor. Open Subtitles عملنا بطيء، عليّنا أن نؤمن الطوابق مزيداً من الغرف الخالية للعيش بها
    İngiltere'de yaşanacak en kötü yer seçilmişti. TED و حصلت في التصويت على نتيجة أسوأ مكان للعيش في بريطانيا.
    Ve bu güzellik için binalar yapmak, şehirleri daha iyi yaşanacak yerlere dönüştürür. TED وتشييد المباني من أجل هذا الجَمال يجعلُ المدن أماكن أفضل للعيش فيها.
    - Böyle zor bir zamanda size düzgün yetişkin gözetmenliğinde yaşanacak bir yer bulduk. Open Subtitles لنجد لك مكان لتعيش به بـ إشراف بالغ مناسب
    Führer'den ve Nasyonal Sosyalizmden sonra, uğruna yaşanacak pek bir şey kalmıyor. Open Subtitles بعد الفوهرر والإشتراكية الوطنية لايوجد شيء يبقى لنعيش من أجله
    En gencimiz sensin. Uğruna yaşanacak çok şeyin var. Open Subtitles أنت الأصغر هنا لديك الكثير لتعيشين من أجله
    Otoyolun kenarı yaşanacak yer değil. Open Subtitles جانب الطريق السريع ليس مكاناً صالحاً للسكن
    Yermuk Dünya'da yaşanacak en kötü yer olarak tarif ediliyor. TED تُعرف اليرموك كأسوأ منطقة للعيش بها على وجه الأرض.
    Onlar dünyanın içinde daha fazla bulunurlar su veya besin maddeleri gibi, azot ve demir ve fosfor gibi ya da yaşanacak yerler. TED إنها مُهمَلةٌ في باطن الأرض، كما المياه أو العناصر الغذائية، مثل النتروجين، والحديد، والفسفور، أو أماكن صالحة للعيش.
    Burayı yaşanacak hale getirene kadar bir şey söylemek istememiştim. Open Subtitles لم أرد أن أقول شيئاً حتى أتمكن من أن أجعله مكان للعيش به
    Bir ev sayılmaz ama. Yine de yaşanacak bir yer. Open Subtitles انه ليس بيتا كبيرا ولكنه مع ذلك مكان للعيش
    HILL VALLEY'E HOŞ GELDİNİZ "yaşanacak Güzel Bir Yer" Open Subtitles مرحباً بكم فى هيل فالى. أجمل مكان للعيش. من فضلك قُد بحرص.
    Burayı yaşanacak hale getirmek için çok çalıştım. Open Subtitles عملت جاهده لجعل هذا المكان لائقا للعيش فيه
    Gelecekte yaşanacak dünyaları hayal etmektedir. Open Subtitles إنه يضع تصورا للعيش في العوالم المستقبلية.
    Hapishane yaşanacak bir yer değilse de orada birkaç beceri kazandım. Open Subtitles السجن ليس بمكان لطيف للعيش بول ولكنني تعلمت بعض المهارات
    Ellerini biraz kirletirsen, dünya daha yaşanacak hale gelir. Open Subtitles وسخ يديك قليلاً فيتحول العالم لمكان نقي للعيش
    Herhangi bir insan şehrindeki gibi, yaşanacak çok farklı yerler var. Open Subtitles مثل أي مدينة بشرية، ثمة" "العديد من الأماكن المختلفة للعيش فيها
    Bu, onlar için yaşanacak en korkunç yer olurdu. Open Subtitles . فهذا قد يكون أشد الأماكن رعباً لها للعيش فيه. أتعلم ما أعنيه؟
    Var mı? 1882'de sınır bölgesinde yaşanacak ne var? Open Subtitles مـاذا يوجد هنـاك لتعيش من أجله في الحدود بعـام 1882 ؟
    Issız bir yerde bir başına yaşanacak zaman değil. Open Subtitles هذه أوقات صعبة لتعيش لوحدك في البرية
    Führer'den ve Nasyonal Sosyalizm'den sonra, uğruna yaşanacak pek bir şey kalmıyor. Open Subtitles بعد الفوهرر والإشتراكية الوطنية لايوجد شيء يبقى لنعيش من أجله
    Oysa uğruna yaşanacak öyle çok şey var ki. Open Subtitles هناك الكثير لتعيشين من أجله
    Orası yaşanacak yer değil. Open Subtitles إنه ليس مكاناً صالحاً للسكن
    Beğensen de beğenmesen de önünde yaşanacak bir hayat var. Open Subtitles شئت أم أبيت , أنت ما زلت تملك حياة لتعيشها.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد