Yalnız ve yaşlı bir kadının kendisine "Büyükanne" denmesine hevesli olabileceğini mi düşündün? | Open Subtitles | قد تعتقدين أن امرأة عجوز وحيدة ستكون حريصة على مناداتها بجدتي |
Ted, bir keresinde, yaşlı bir kadının bana sürtük diye bağırıp yüzüme kedi attığını biliyor muydun? | Open Subtitles | تيد, أتعلم انه كان مره امرأة عجوز نادتني بالساقطة ورمت قطة في وجهي؟ |
Bu yaşlı bir kadının konuşması olabilir ama senin çirkin çocuğun tıpkı çirkin bir kediye benziyor. | Open Subtitles | هذا ربما يبدو كحديث امرأة عجوز فقط ولكن طفلك القبيح يبدو سلعة قبيحة مثل قطة قبيحة |
Bir gün, cehennemin dibinde, huysuz, zengin, yaşlı bir kadının bakıcısıydım. | Open Subtitles | ذات يوم, انا كنت فقيرة فى مؤخرة الحياة أقوم بعناية سيدة عجوز شرسة غنية |
İlaç konusunda tamamen yanıldığını düşündüm ama yine de seni destekledim çünkü yaşlı bir kadının evinde beni becerebileceğini farkettim. | Open Subtitles | أظن أنك مخطئة تماماً طبياً لكن وافقتك علي أية حال لأنني أظن أنك ستضاجعيني في منزل سيدة عجوز |
3 tane kalmıştı ve bunları almak için yaşlı bir kadının sırasını çaldım. | Open Subtitles | بقيت ثلاثة فقط وكان عليّ أن أتخطى إمرأة عجوز لأحصل عليها |
Sen çocukken... yaşlı bir kadının sana musallat olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | عندما كنتَ صغيراً، قلت أن هناك امرأة عجوز تُطاردك |
yaşlı bir kadının oyalanmasına yetecek kadar! | Open Subtitles | إنه يجعل امرأة عجوز مثلي مشغولة |
Yaşlı bir adamın maymunu yaşlı bir kadının köpeğini ısırılmış. | Open Subtitles | قرد رجل عجوز قضم ساق كلب امرأة عجوز |
Sensei deme lütfen yaşlı bir kadının isteğini yerine getir sadece. | Open Subtitles | ،كفي عن مناداتي بـ "سنسي" رجاءً انظري إلى الأمر على أنه رجاء من امرأة عجوز وحسب |
Profesör, yaşlı bir kadının hafızasını mı sınıyorsunuz? | Open Subtitles | بروفيسور، أنت تختبر ذاكرة امرأة عجوز |
Oh, Profesör, yaşlı bir kadının hafızasını yokluyorsunuz. | Open Subtitles | بروفيسور، أنت تختبر ذاكرة امرأة عجوز |
yaşlı bir kadının fotoğraf albümünü mü çaldın? | Open Subtitles | أخذت البوم صور من امرأة عجوز ؟ |
yaşlı bir kadının, iki yetişkin adamı bu hale getirmesi.. İnanılmaz. | Open Subtitles | لا يوجد سيدة عجوز تستطيع فعل شيئاً كهذا برجلين بالغين |
Hey, uzaydan gelen kocaman bir şeyin yaşlı bir kadının evine düştüğünü duymuş muydun? | Open Subtitles | هل سمعت عن ذلك الجسم الفضائي الضخم الذي هبط في منزل سيدة عجوز |
Bunu geçen ay anahtarlarını yaşlı bir kadının dalağında unutan adam söylüyor. | Open Subtitles | يقول هذا من نسي مفاتيحه في طحال سيدة عجوز الشهر الماضي |
yaşlı bir kadının kalbi durunca hepimiz görev başına çağrıldık. | Open Subtitles | سيدة عجوز يتوقف قلبها وتم استدعاء الجميع |
Bu evde geri kalan tek seçenek... saf ve yaşlı bir kadının çene çalması, ki o da bir o kadar kötü. | Open Subtitles | -فى هذا البيت ، ان البديل الوحيد هو ثرثرة سيدة عجوز ضيقة الأفق -و الذى له نفس الوقع |
Onun gibi sevimli ve yaşlı bir kadının silahlı soygunda bizimle çalışması hiç de doğru gözükmüyor. | Open Subtitles | سيدة عجوز مثلها ... لايبدومنالصواب أن نشركها معنا في تلك السرقة |
ölmekte olan yaşlı bir kadının bakış açısından. | Open Subtitles | من منظور إمرأة عجوز على وشك الموت |
yaşlı bir kadının kaldırımları yerinden söktüğünü gördüm ama burada deniz adamlarından oluşan bir aile mi var? | Open Subtitles | . لقد رأيت إمرأة عجوز , تكنس الرصيف . لكن اهنالك عائلة " ميرمين " هنا ؟ |