eğer çok çocukları olursa yaşlandıklarında onlara bakacak çok kişi olacaktı. | Open Subtitles | سيصبح لديهم العديد من الأطفال الذين سيعتنون بهم عندما يكبرون في السن |
Korkarım ki, eğer bu nesilin genç insanlarının politikaya girişleri çok fazla tiksinme içerirse yaşlandıklarında siyasete dâhil olmak istemeyecekler. | TED | أخافُ أن هذا الجيل الكامل من الشباب الصغار، إذا تم تعريفهم بالسياسة التي تتضمن الكثير من الإشمئزاز، لن يرغبون في المشاركة في السياسة عندما يكبرون. |
Istakozlar kabuklarıyla, yaşlandıklarında birbirlerini bulurlar. | Open Subtitles | ... سرطانات البحر ... في البركة , عندما يكبرون... ... يتجولون... |
Kocaman bir arka bahçesi var. yaşlandıklarında, Chandler'ın diğer civciv ve ördeği götürdüğü o özel çiftliğe gidecekler. | Open Subtitles | وعندما يكبرون سيأخذوهم إلي تلك المزرعة المتخصصةالتي أعطى"تشاندلر" الكتكوت والبطة الآخرين لهم |
Ve sonra yaşlandıklarında, gerçekten bir yaşam felsefesi geliştirmemiş olurlar, ama karar vermişlerdir, "Her şeyde başarılı oldum, ben ölmeyeceğim." | TED | ثم عندما يكبرون في السن، ولم تصبح لهم في الواقع اي فلسفة للحياة، ولكنهم قرروا، "لقد حققت النجاح في كل شيء، فلا أنتوي الموت." |
yaşlandıklarında, Chandler'ın diğer civciv ve ördeği götürdüğü o özel çiftliğe gidecekler. | Open Subtitles | وعندئذ ،عندما يكبرون في السن ...سيذهبون إلي تلك المزرعة المميزة التي أخذ تشاندلر إليها الكتكوت و البطة الأخرين... . |
Şey... daha sonra, gerçekten yaşlandıklarında. | Open Subtitles | لاحقاً حين يكبرون كثيراً |