ويكيبيديا

    "yakışıksız" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • لائق
        
    • ملائم
        
    • لائقة
        
    • اللائق
        
    • ملائمة
        
    • لائقه
        
    "yakışıksız bir şey yapmak için aradı" Her ne demekse artık. Open Subtitles انه شيء يدعى سلوك غير لائق اثا كان ما يعني هذا
    İşte hiçbirşey yapmamak, mastürbasyon yapmak ile aynı; ikisi de tamamiyle yakışıksız. TED فعدم القيام بشيء في العمل يماثل الإستمناء اثناء فترة العمل انه تصرف غير لائق على الإطلاق
    İyi bir aile kızının bu yakışıksız şeyleri görmesine göz yumdunuz. Open Subtitles لانك جعلتها ترى اشياء غير لائق لفتاه محترمه
    Yaptığın, tamamen yakışıksız ve kabul edilemez bir şeydi. Open Subtitles ما فعلتهِ كان أمراً غير ملائم وغير مقبول تماماً
    Annemle babamın yanına git. Çok yakışıksız davranıyorsun. Open Subtitles اذهبي لوالدينا فأنتِ بوضع غير ملائم جدًا
    Evlilikteki herhangi bir yakışıksız bağışlayın beni ithamlardan kaçınmak için. Open Subtitles من اجل تحاشي أي أشتباه أعذرني بأن العلاقة غير لائقة
    Bazıları lezyondaki askerlerle içerken görülmenizin yakışıksız olduğunu söylüyorlar. Open Subtitles يرى البعض أنه من غير اللائق أن تتناول الشراب مع رجال الفيلق.
    Evet, kendimizi bu yakışıksız elbiseden kurtarmalı, ve popomuza uygun ideal bir kıyafet bulmalıyız hemen. Open Subtitles نعم , يجب أن نتجنب أي من هذه العواقب ونستبدل الملابس بملابس ملائمة لهم
    Kendimi savunacak olursam, e-posta olayı o zamanlar yeniydi ve yakışıksız olup olmadığı muallaktaydı daha. Open Subtitles دفاعاً عن نفسي , الرسائل الإلكترونية كانت حدث جديد بتلك الأيام و لا زلت حينها مشوشاً و لا أظن أنه أمر لائق
    yakışıksız davrandığın için özür dilemeni ve bir daha yapmayacağına dair söz vermeni istiyorum. Open Subtitles أريدك أن تعتذر لعملك عمل غير لائق وعِدني أنك لن تكرر هذا
    Ben evli ve çocukluyum ve bu oldukça yakışıksız oldu. Open Subtitles أَنا مُتزوّجة ولديّ طفل وهذا غير لائق على الإطلاق
    Dışarıda olanlar yakışıksız ve zararlı. Open Subtitles ما يحدث في الخارج أمرٌ غير مثمر وغير لائق
    Size yakışıksız olabilecek bir soru sormalıyım. Open Subtitles لا بد لي من أن أطرح عليك سؤالا غير لائق إلى حد ما
    Bence ilişkimizin bu aşamasında, hareketi sana göstermem yakışıksız olur, bu yüzden senin için çizeceğim. Open Subtitles -حسناً ، أعتقد أنه في هذه المرحلة من علاقتنا سيكون غير لائق أن أريكِ الحركة علي الطبيعة لذا ، سأقوم برسمها لكِ
    Bu kamu alanı için oldukça yakışıksız bir durum. Open Subtitles هذا موضوع غير لائق للمجتمع العام
    Tebrikler. Övünmek çok yakışıksız. Open Subtitles عمل جيد، و التفاخر شيئ غير لائق
    Bu konunun konuşulması bile yakışıksız. Open Subtitles أعتقد أن هذا الوضوع بأكمله غير ملائم
    Biliyorum çok yakışıksız bir istek. Open Subtitles و أدرك بأن هذا الطلب غير ملائم بتاتاً
    Evet, biraz yakışıksız bir durum oldu. Open Subtitles نعم,نعم,حسنا ذلك كان غير ملائم قليلا
    Yolda biri bana Ilie Nastase ile ilgili, çok kaba, yakışıksız ve ırkçı şeyler söyledi. TED من ناحيةٍ أخرى، كان أحدهم يخبرني عن إيلي ناستاسي، والذي قال أشياء غير لطيفة وغير لائقة وعنصريّة جداً.
    Kusuruma bakma, ben de ırkçı ve yakışıksız biri olmayı bekliyordum. Open Subtitles اعذرني كنت اتوقع انك ستصل لنقطه غير لائقة أو عنصرية
    Böyle taze ve yeni bir acıyı deşelemek yakışıksız görünüyor. Open Subtitles إنه يبدو من غير اللائق بأن أتابع التحقيق في وأنت جراحك لم تلتئم بعد
    Diyordum ki, Dr. House'un uygulamaları tehlikeli ve yakışıksız. Open Subtitles كما كنت اقول عملية د.هاوس خطيرة غير ملائمة
    Chris evime geldi ve benim pek yakışıksız bulduğum bir fotoğrafınızı verdi. Open Subtitles ظهر كريس أمام منزلي وقام بتسليمي الذي أنا أعتبره صورة غير لائقه لكما أنتما الإثنين

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد