Beyler sizi buraya, basit vergi isteklerinin papaz sınıfına yakışmayan bir biçimde neden bu kadar homurtu çıkardığını bulmak için çağırdım. | Open Subtitles | أيها السادة، لقد دعوتكم هنا لمعرفة لماذا يسبب طلب ضرائب بسيط إزعاجًا بما لا يليق بقساوسة |
Mahkumlar, kurumlarımıza yakışmayan bir şekilde kötü besleniyorlar ve ihmal ediliyorlar. | Open Subtitles | المعتقلين يعيشون في ظروف سوء التغذية والإهمال وهذا لا يليق على مؤسساتنا. |
Aslında pek taburcu oldu denemez. Daha çok bir kalp hastasına yakışmayan davranışları yüzünden kovuldu. | Open Subtitles | لقد طرد لسلوكه الذى لا يليق بمريض القلب |
Bir gün bütün o kütükler üzerine düşüp az kalsın onu öldürdü derken ona hiç de yakışmayan genç bir kadınla geri döndü. | Open Subtitles | وذات يوم كلّ تلك الحمولة من الأشجار تسقط فوقه، كادت أن تقتله ويعـــود مع فتاة شـابة والتي لا تناسبه مُطلقــًا |
- Fidye istenilen tipik kaçırma vakalarında fail orta yaşlı ve ona yakışmayan bir işte çalışan biridir. | Open Subtitles | جميعهم بمتوسط العمر و وظيفة تناسبه دقيق و يحب التلاعب في حياة الناس |
Bu sabah gördüklerim bir Selfridges çalışanına yakışmayan şeylerdi. | Open Subtitles | ما شهدته بصباح اليوم كان لا يليق بموظف في "سلفريدجز". وبصراحةٍ, محرج. هذه العلاقة قد تمادت. |