Böyle bir yerde, bir şeyin bizden uzaklaştığı ya da bize yaklaştığı konusunda bir şey söyleyemem. | Open Subtitles | في مثل هذه المناطق، لن أجازف بقولي أن أي شيء يبتعد عنا أو يقترب منا. |
Düşmanın yaklaştığı her bölgede topyekûn imha gerçekleştirilecek. | Open Subtitles | خصوصا في تلك المناطق التي يقترب منها الأعداء .. سيكون التدمير شاملا. هل هذا مفهوم؟ |
- Defol git! Sonra da yaklaştığı için öldürdün onu. | Open Subtitles | ثم قتلته لأنه كان يقترب من الحقيقة. |
Aslında balo çok yaklaştığı için 10 dolar. | Open Subtitles | في الواقع، المبلغ 10 مع إقتراب موعد الحفلة |
New York Times'ın bugünkü haberi, Saddam Hüseyin hükümetinin nükleer kapasitesini arttırmaya ne kadar yaklaştığı ile ilgili. | Open Subtitles | بالإضافة في "نيويورك" الآن ...(إلى أي مدى حكومة (صدام حسين إلى أي مدى قريبة هذه الحكومة من تطوير القدرات النووية؟ |
Benim öğrendiğim şey,ölümün yaklaştığı. Evet güçsüzüm.Değersizim de.. | Open Subtitles | لدى معرفتي أنّني مع اقتراب أجلي عاجزٌ وضئيل؟ |
Bu ilk kez Jupiter tarafından saptırılıp değişmeye başlamasına yetecek kadar güneşe yaklaştığı tarihti. | TED | وكانت تلك هي المرة الأولى التي يؤثر فيه كوكب المشتري ويحرف مساره. وأصبح قريبًا من الشمس بما يكفي ليبدأ بالتغير. |
Ulusal yarışma yaklaştığı için ideal bir durum olmadığını biliyorum ama başka seçeneğimiz yok. | Open Subtitles | أنا أعلم بأنه ليس مثالياً. مع أقتراب التصفيات الوطنية ولكننا لا نملك خياراً آخر. |
Sence Burns gerçeği bulmaya çok yaklaştığı için mi öldürüldü? | Open Subtitles | برنز) قتل لانه كان يقترب أكثر من الحقيقة ؟ ) |
Bir dünya savaşının gezegenimize yaklaştığı ile ilgili içimde bir his var. | Open Subtitles | لديّ شعور أن كوكبنا يقترب من ذلك |
- Anlatsana. - Evet kız güzel ama yaklaştığı falan yok. | Open Subtitles | إنّها جميلة، لكنه لا يقترب بتاتاً |
Belki de bu kıza yaklaştığı anlamına geliyordur. Amelia mı? | Open Subtitles | ربما هذا يعني أنَّهُ يقترب مِنَ الفتاة |
O yaklaştığı zaman hissedebiliyorum. | Open Subtitles | أشعر به عندما يقترب |
yaklaştığı zaman kokusunu hissedebiliyorum. | Open Subtitles | أشعر به عندما يقترب و أشمه |
Ellerinde Bob'un birkaç gün önce Doug'un evine... yaklaştığı video kayıtları varmış. | Open Subtitles | لديهم فيديو مراقبة أظهر (بوب) وهو يقترب من بيت (دوغ) بعد ذلك اليوم بأسبوعين |
Nate de tedavisinin sonuna yaklaştığı için, kendim tamamlamayı düşündüm. | Open Subtitles | ومنذ إقتراب نيت من نهاية علاجة أعتقدتُ أني سأود إنهاء الامور بنفسي |
Yani, birisinin doğum günü yaklaştığı zaman, kulaklarımı açık tutarım. | Open Subtitles | عند إقتراب عيد مولد أحد ما أبقى متأهباً |
New York Times'ın bugünkü haberi, Saddam Hüseyin hükümetinin nükleer kapasitesini arttırmaya ne kadar yaklaştığı ile ilgili. | Open Subtitles | بالإضافة في "نيويورك" الآن ...(إلى أي مدى حكومة (صدام حسين إلى أي مدى قريبة هذه الحكومة من تطوير القدرات النووية؟ |
İnsanlarımı Wraith'in yaklaştığı konusunda uyarabiliyorum. | Open Subtitles | استطيع بها مساعدة شعبى بتحذيرهم عند اقتراب الريث. |
Füzelerin yaklaştığı onaylandı! | Open Subtitles | تم التأكد من اقتراب الصواريخ |
Deneyimlerimizin adil olduğu anlamına gelmiyor ve kesinlikle ırkçılığı aşmış bir toplumun, hakkında bu kadar çok konuştuğumuz şeyin, gerçekleşmeye yaklaştığı anlamına gelmiyor. | TED | لا يعني ذلك أن تجاربنا متساوية، ولا يعني بالتأكيد أن المجتمع بعد العنصرية، وأن الشيء الذي تحدثنا عنه كثيرًا أصبح قريبًا من الحقيقة الواقعة أبدًا. |
İşçiler, altına gitgide yaklaştığı için, yetkililer, FBI ve Gizli Servis ajanlarının katılımıyla "Ground Zero"ya giriş kısıtlaması başlattılar. | Open Subtitles | عند أقتراب العمل من الذهب ، بدات السلطات فى منع الأقتراب إلى الطابق صفر إنضم إليهم وكلاء جهاز الأمن ومكتب التحقيقات الفدرالى |