Ama benim burada olmamın sebebi, size cevabı bulmaya ne kadar yaklaştığımızı anlatmak. | TED | ولكن أنا هنا لأخبركم فقط, كم اقتربنا من الإجابة على هذا السؤال |
Senin için bir tedavi bulmaya yaklaştığımızı söylemekten büyük bir mutluluk duyuyorum. Sonsuza dek mi? | Open Subtitles | و يسرني أن أقول لك أننا اقتربنا لايجاد علاج |
Tahminimce, onu yakalamaya çok yaklaştığımızı sezdi ve kolay yolu seçti. | Open Subtitles | إعتقادي هو أنّه شعر بأنّنا كنّا نقترب منه. لذا قام بالإنتحار. |
Geçen yılki seviyeye yaklaştığımızı söyleyebilirim. | TED | أودّ أن أقول بأننا نقترب من مستويات العام الماضي. |
Ama biz nörolojik olarak yaratıcı dehanın kökenine inmek istiyoruz. Ve bu yöntemlerle hedefimize yaklaştığımızı düşünüyorum. | TED | ولكنا اصبح لدينا جذر لمفهوم الابداع .. عصبياً واعتقد انه بهذا النمط سوف نصبح قريبين من تحديده تماما |
Onu bulmaya yaklaştığımızı biliyordu nişanlısı için geri döndü. | Open Subtitles | حسنا,كانت تعرف أننا قريبون لذلك عادت لأجل الخطيب |
Görünüşe göre bu lanet pervane vagon tekeri gibi mahallelilere kadar gitti ama yaklaştığımızı düşünüyorum. | Open Subtitles | يبدو بأنّ عمود ناقل الحركة اللّعين، تدحرج طوال الطريق إلى الحيّ مثل عجلة العربة، ولكن أعتقد أنّنا أقتربنا منه. |
yaklaştığımızı gizlemek için şehirdeki binaları kullanacağız. | Open Subtitles | سنستخدم المسار الخفيّ من المدينة للإخفاء إقترابنا |
Bize gerçek buza yaklaştığımızı söylüyor. | Open Subtitles | والذي تخبرنا إياه ، أننا اقتربنا من الجليد الحقيقي |
Her yaklaştığımızı düşündüğümüzde ortadan kayboluyor. | Open Subtitles | في كل مرة نعتقد أننا اقتربنا منه فإنّه يختفي |
CIA neredeyse on yıldır hareketlerini takip ediyor ama ne zaman yaklaştığımızı sansak, ortadan kayboluyor. Sanki bizimle oyun oynuyor. | Open Subtitles | المخابرات المركزية كانت تتعقّبه للإطاحة به، لكن كلما اقتربنا منّه، يحتفي كأنّه يتلاعبُ بنّا |
yaklaştığımızı düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعتقد بأننا اقتربنا من مكانهم لكن اتصالاتنا الآن قد توقفت |
Burada anladığınız şey ise farklılıklar olsa dahi aşağı yukarı doğru bir yerde olduğunuzu ve yaklaştığımızı göstermesidir. | TED | لكن ما تشاهده هنا، حتى الاختلافات، يجعلك تفهم بأنّنا في النسبة المئويّة الصحيحة، بأنّنا نقترب أكثر. |
En azından ona yaklaştığımızı biliyoruz, değil mi? | Open Subtitles | على الأقل نحن نعلم أننا نقترب,أليس كذلك؟ |
yaklaştığımızı gösteriyor. Ama batıda. Batıda olamaz. | Open Subtitles | تقول بأننا نقترب لكنه الغرب، لا يمكن أن يكون غربا |
Ona yaklaştığımızı biliyordu, bunu kendin söyledin. | Open Subtitles | كان على علم بأننا قريبين منه لقد قلتها بنفسك |
Bak, pek çok görev raporuna erişimim engellendi, çünkü kimse benim şeye ne kadar yaklaştığımızı bilmemi... | Open Subtitles | لقد تم منعي من الوصول ألى العديد من ملفات المهمات بسبب لاحد يريدني أن أعلم كم نحن قريبين لنكون |
yaklaştığımızı biliyor olmalı. Görünüşe göre her şeyi terk etmiş. | Open Subtitles | لابد أنه علم أننا قريبين يبدو أنه تخلى عن كل شيء |
Elinde tek balon kaldı. Ona yaklaştığımızı da biliyor. | Open Subtitles | تبقى له بالون واحدة فقط، ويعرف أننا قريبون |
Onlara sonuca yaklaştığımızı söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرتهم بأننا قريبون من الحل |
Stuart'a mesaj atayım. yaklaştığımızı söyleyeyim. | Open Subtitles | سأراسل ستيوارت و أعلمه أننا قريبون. |
Çok yaklaştığımızı tahmin etmiştim. | Open Subtitles | هذا ما أعتقدته لقد أقتربنا إلى حد كبير |
Demek yaklaştığımızı görebiliyorlar. | Open Subtitles | لذا يمكنهم رؤية إقترابنا. لايمكننا المخاطرة والترجل الآن. |
Ancak benim gibi inananlar mücadelenin sonuna yaklaştığımızı biliyor. | Open Subtitles | و كل من يؤمن منكم.. يعرف أننا قاربنا على نهاية نضالنا |