Ama, hâlâ evi, seni arayan kişinin yaktığını iddia ediyorsun. | Open Subtitles | ولكنّه لا يزال يدعي بأن المتصل هو من أحرق بيتكِ |
Bağımlı olduğunu zaten biliyoruz uyuşturucu hazırlarken, parmaklarını yaktığını düşünüyorum sonra da parmakları sargıdayken, kapıyı maymuncukla açıp, gitarı çaldı. | Open Subtitles | نحن نعلم بأنه مدمن مخدرات لذا , أعتقد بأنه كان يقوم بصنع المخدّر الخاص به و قد أحرق أصابعه و قد كانت الضمادات على يده |
İlk salı yaktığını bildiğim için, babanı zehirlediğini düşündüğümü mü sanıyorsun? | Open Subtitles | أتظن لأنني أعرف أنك أحرقت القارب الأول أنني سأظن أنك أذيت أباك؟ |
Onu kitaptan çıkaramazsın. Son kopyasını yaktın. yaktığını gördüm. | Open Subtitles | أنت لا تستطيع أن تجلبه خارجاً من الكتاب لقد أحرقت آخر نسخة , لقد رأيتك تفعل ذلك |
Buradan bu alevlerin organik bir bileşik yaktığını anlıyoruz. | Open Subtitles | ذلك يخبرنا أن تلك المشاعل تحرق مركب عضوي |
Kahlid, bize ordunun belge yaktığını kanıtlarsan elimde limonlu oda parfümüyle şahsen yanına geleceğim. | Open Subtitles | خالد,أحضر لنا أفلامًا مصورة عن الجيش وهو يحرق الأدلة وسآتي بنفسي إلى مصر مع شاحنة محملة بعصائر الليمون. |
Babam öldürüldükten sonra cesedine ne olduğunu sorduğumda onu yaktığını söyledin. | Open Subtitles | عندما سألتك عما حدث لجثة أبي بعد قتله قلت أنك حرقت جثته |
Seni kimin yaktığını bulmadan, ...hiç bir yere gidemezsin. | Open Subtitles | حتى تعرف مَن وضعك على لائحة الحرق لن تذهب إلى أي مكان |
Sizi F-18'in yaktığını düşünmeye başlamış. | Open Subtitles | سيبدأ بالتفكير بأن طائرة الأف 18 قد احرقتك |
Wax'ı Paige'in yaktığını mı düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | هل تعتقدون حقاَ بأن " بيج " من أحرق منتجع " واكس " ؟ |
O evi Briggs'in yaktığını düşünüyor olamazsın. Bazen FBI için 5 kişi öldürüldü demek yerine elektrik kaçağından oldu demek daha kolay gelir. | Open Subtitles | "لايمكنك الإعتقاد بأن "بريجز هو من أحرق المنزل |
-Tat tomurcuklarını yaktığını görüyorum. | Open Subtitles | كما أرى فقد أحرق خلايا التذوق لديه |
Spor salonunu neden yaktığını Liam'a niçin sormuyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تسأل (ليام) لماذا أحرق صالة الألعاب؟ |
Evini yaktığını unutma. | Open Subtitles | لا تنسي أنه أحرق منزلك |
Düşünsene, Lise. Bizim turşu suyumuzun Figüran Bob'un gözünü yaktığını. | Open Subtitles | (ليس) ، إنها علب مخللنا التي أحرقت (سايد شو مل) |
Çimenlerini neden yaktığını tekrar anlatsana. | Open Subtitles | أخبرْيني مجدداً لماذا أحرقت عشبه؟ |
Kevin'in sunağını yaktığını mı? | Open Subtitles | أنّك أحرقت مذبح كيفين؟ |
Wes, 50'den fazla insan Minx'in başkanın kızını yaktığını gördü. Durumun farkındayım. | Open Subtitles | ويس ، أكثر من خمسون شخص رأها تحرق يد إبنة الرئيس |
Farelerin oyuncakları yaktığını biliyormuydun? | Open Subtitles | أتعرفين أن الجرذان تحرق الألعاب؟ |
Kremin yaktığını ve Porto Rikolu gibi koktuğunu söyledi ama şu an için iyisin. | Open Subtitles | قالت بأنه يحرق قليلاً, وأن رائحته تبدو مثل البورتوريكو. لكنكِ بخير الآن. |
Sen kanatlarını yaktığını söyleyince, metafor muydu...? | Open Subtitles | عندما قُلت أنك حرقت أجنحتك هل كان هذا تعبيراً مجازياً ؟ |
İşin özü, seni kimin yaktığını bulmadan, ...hiç bir yere gitmezsin. | Open Subtitles | على الأقل... حتى تعرف مَن وضعك على لائحة الحرق لن تذهب إلى أي مكان |