- Beni vuramazsın! - Yalan söylediğinde ne olduğunu gördün mü? | Open Subtitles | انت لن تطلق على النار انت ترى ماذا يحدث عندما تكذب |
Bir baba kızı Yalan söylediğinde bunu bilir, bebeğim. Bu çok kırıcı. | Open Subtitles | الأب يعرف عندما تكذب طفلته عليه، وهذا يكسر الفؤاد |
İnsanlar Yalan söylediğinde, kesinlikle başka bir şey düşünemezsin. | Open Subtitles | عندما يكذب الناس لك، لك فجأة يمكن أن أحرزنا ر التفكير في أي شيء آخر. |
Çocukken, sen Yalan söylediğinde baban seni terk mi etti? | Open Subtitles | في طفولتك عندما كذبت هل هرب هو في سيارة أجرة |
İnsanlar Yalan söylediğinde ben anlamalıyım, çünkü süper polisim. | Open Subtitles | من المفترض أن أكتشف متى يكذب الناس على لانى مخبره |
Yalan söylediğinde anlıyorum. | Open Subtitles | أعرفك بما يكفي لأميّزك حينما تكذب |
Bu raptiye Yalan söylediğinde olduğu şekliyle EKG'ni uyaracak. | Open Subtitles | هذه الرقاقة ستجعل جسدك يتفاعل كما يحدث عندما تكذب |
Bu raptiye Yalan söylediğinde olduğu şekliyle EKG'ni uyaracak. | Open Subtitles | هذه الرقاقة ستجعل جسدك يتفاعل كما يحدث عندما تكذب |
Dostum, Yalan söylediğinde kekeliyorsun! Ben depoyu doldururum. | Open Subtitles | يا رجل انت تتاتىء عندما تكذب هات سوف املأ الخزان |
Sen Yalan söylediğinde veya bir şeyler gizlediğinde böyle konuşursun sadece. | Open Subtitles | انت تفعل ذلك فقط عندما تكذب او تخفي شيئاً ما |
- Yalan söylediğinde burun deliklerin açılıyor. | Open Subtitles | ماذا فتحه انفك تتوهج بشده عندما تكذب |
Yalan söylediğinde burun kanatları titreyen bir erkek arkadaşım vardı. | Open Subtitles | كان لدي خليل كانت طاقتي أنفه ترتعشان عندما يكذب |
Russ'ı çocukluğundan beri tanırım ve Yalan söylediğinde anlarım; | Open Subtitles | إنّه لا يكذب. لقد عرفته منذ كان طفلاً، واستطيع أن أعرف عندما يكذب |
Biri Yalan söylediğinde bunu hissedebildiğini biliyorum. | Open Subtitles | وأعلم بأنك لديك ذلك الاحساس عندما يكذب شخصاً أمامك |
Bana Yalan söylediğinde onun kariyeri tehlikede değildi. | Open Subtitles | حياتها المهنية لم تكن على المحك عندما كذبت عليّ |
Annen babanın kim olduğu konusunda Yalan söylediğinde daha 16 yaşındaydı. | Open Subtitles | كان عمر أمك 16 سنة عندما كذبت بشأن هوية أبيك |
- Hizmet kaydın hakkında Yalan söylediğinde sen kendini zora koydun. | Open Subtitles | أنت من وضعت نفسك فيه عندما كذبت بخصوص سجل خدمتك |
Genellikle birisi Yalan söylediğinde anlarım.. | Open Subtitles | عادةً لا أستطيع أن أقول متى يكذب عليّ شخصاً ما |
Bizimki kadar uzun süre evli kalınca, kocan Yalan söylediğinde anlıyorsun. | Open Subtitles | حين تكونين متزوّجة لمدّة كمدّتي، فستعلمين متى يكذب زوجك |
Bizimki kadar uzun süre evli kalınca, kocan Yalan söylediğinde anlarsın. | Open Subtitles | حين تكونين متزوّجة لمدّة كمدّتي، فستعلمين متى يكذب زوجك |
Saklamak zorunda olduğum bir başka sırrın ve annemle babama Yalan söylediğinde sırrını sakladım çünkü seninle böylesine gurur duymalarına çok sevinmiştin. | Open Subtitles | أنه سر آخر من أسرار التي يجب أن أخفيها ولا أكشفها حينما تكذب على أمنا وأبانا.. لأنك تحب كم يجعلهما هذا فخورين بك ولكن هذا.. |
Biliyor musun, biri bana Yalan söylediğinde anlarım. | Open Subtitles | أتعلم ، أستطيع معرفة إذا كان شخصا ما يكذب أم لا |
Nasıl koktuğunu, nasıl düşündüğünü Yalan söylediğinde ellerini saçının arasına nasıl götürdüğünü. | Open Subtitles | أعرف رائحتك أعرف تفكيرك و أعرف كيف تضعين يديك خلال شعرك عندما تكذبين |
İnsanlar Yalan söylediğinde anlaması gereken kişi benim. | Open Subtitles | أنا الشخص الذي يُفترض أن يعرف عندما يكذبون الناس |