ويكيبيديا

    "yalnız başına" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • لوحدك
        
    • وحيداً
        
    • وحدك
        
    • لوحده
        
    • بمفردك
        
    • لوحدها
        
    • وحدها
        
    • بمفردها
        
    • بمفرده
        
    • وحده
        
    • وحيدة
        
    • وحيدا
        
    • لوحدكِ
        
    • بمفردكِ
        
    • وحيدًا
        
    Ben uzun yoldan gideceğim. Aynı zamanda, tek bayan, yalnız başına, geç saatte... Open Subtitles أنا سَآخذُ الطريقَ الحلزونيَ بالإضافة لا أربد أن تمشى لوحدك في وقت متأخر
    Ama bu senin neden yalnız başına topraklarından uzakta olduğunu açıklamıyor. Open Subtitles هذا لا يُفسرُ كيفَ إنتهى بِكَ المطافُ وحيداً فى الأراضى الخارجية
    Daha önce aptalca davranan bir ordunun yapamadakılarını yalnız başına yaptın. Open Subtitles لقد فعلت من قبل وحدك ما لا يمكن لجيش ان يفعله
    Ve işte, herşeyin ortasında duran Whitey Durham... olanları yalnız başına karşılıyor. Open Subtitles وهناك في وسط هذا كله وايتي درهام يقف لوحده محاولاً استيعاب الامر
    ...eve yalnız başına git. Bu neden seni rahatsız ediyor? Open Subtitles إذهب للمنزل بمفردك , حسناً فلماذا هذا العناء بحق الجحيم؟
    Şu anda, annem o arabada yalnız başına... ve gerçekten yanında olmanı istiyordu. Open Subtitles حتى الان امي على ذلك الطوف لوحدها حقاً اتمنى ان تكون هناك معها
    Hiçbir cadı büyüyü yalnız başına yapacak kadar güçlü değil. Open Subtitles اي ساحرة لن تكون قوية بما يكفي لألقاء التعويذة وحدها
    İlk kez tanıştığın bir kız, yalnız başına, evine geliyor. Open Subtitles المرة الأولى التى تقابل فتاه جاءت إلي بيتك الفارغ بمفردها
    - Tanrım. yalnız başına yapmadığı bir şey var mı? Open Subtitles يا آلهي هل يفعل أي شيء عندما لا يكون بمفرده
    Neden o bu çirkin Texas topraklarının 1600 km ortasında yalnız başına dışarıda kalmak zorunda. Open Subtitles لماذا كان يجب أن يبقى بعيدا عن الأنظار وحده في منتصف 1000 ميل من هذا البلد تكساس القبيح
    Sen lisedeki gibi bütün akşam yalnız başına oturmak istersin. Open Subtitles تفضلين الجلوس في المنزل طوال الليل وحيدة , كما كنتِ في المدرسة الثانوية
    Onlara yalnız başına katlanabilsen de, eğer sorunlar yığılırsa bir gün altında ezilebilirsin. Open Subtitles حتى لو أستطعتي أن تتحملينهم لوحدك إذا اجتمعوا ، فستنهارين تحتهم يوماً ما
    Korkuyor olmaktan daha kötü olan tek şey, yalnız başına korkuyor olmak. Open Subtitles لا يوجد أسوء من أن تكون خائفا على أن تكون خائفا لوحدك.
    - Bunca yolu yalnız başına bizi uyarmaya mı geldin? Open Subtitles إذن ، جئت طوال الطريق إلى هنا لوحدك للبحث عنا؟
    Franz arabaya atladı ve ateşli bakışlarla üzgün ve yalnız başına etrafta dolandı. Open Subtitles ركب فرانز السيارة وتجول بالجوار حزيناً و وحيداً ، منفعل العينين
    Aciz hissediyorsun uzun, karanlık bir tünele yalnız başına bakıyormuş gibi. Open Subtitles كالنظر في نفق طويل ومظلم وكأنك وحدك ولكن هذا غير صحيح
    Onu elde etme tecrübesi var ama yalnız başına bir çözüm bulması imkansız. Open Subtitles ولديه الخبرة الكافية لاستخراجه ولكنه من المستحيل ان يجد الجواب لوحده هناك ؟
    Portland'da bir otel odasında tek başına, arkadaşsız, yalnız başına oturmak... Open Subtitles جالسا في غرفة فندق في بورتلاند بمفردك تماما، بلا أصدقاء، وحيدا
    Güvenlik, terörizm, insan hakları ve kalkınma sorunlarını ele alalım: yalnız başına Afrika'da çözülemezler; ya da yalnız başına Amerika ya da Avrupa tarafından çözülemezler. TED خذ مشاكل الأمن والإرهاب و، على السواء، مشكلة حقوق الإنسان والتنمية: لا يمكن حلهما بواسطة أفريقيا لوحدها. لا يمكن حلهما بواسطة أمريكا أو أوروبا لوحدهما.
    Yarını tahmin bekliyorlar ki bu şempanzeleri, hele ki yalnız başına, hapsetmenin korkunç olmasının sebebi. TED يمكنهم ان يتوقعوا غدا, وهذا هو السبب لماذا هو رهيب جدا سجن الشمبانزي ، وحدها على وجه الخصوص.
    Bir zamanlar, korkunç bir mağarada yalnız başına yaşayan bir kız vardı evinden çok uzaktaydı ve bu onu çok üzüyordu. Open Subtitles فى زمن من الأزمان , كان هناك فتاه عاشت بمفردها فى كهف مرعب بعيداً عن منزلها من ما جعل قلبها يؤلمها
    95 ya da trende, hiç bir farkı yok yalnız başına gitmemeliydi. Open Subtitles أو قطاراً، لا يهمّ، ما كان يجدر به الذهاب إلى هناك بمفرده
    Forestier yalnız başına veya Ali ile veya bir başkasıyla her gece kat yaprağı çiğniyordu. Open Subtitles ليلةً بعد أُخرى كان فوريستر يمضغه وحده مع علي أو أحدٍ آخرَ أو في منزل صديق
    Onu burada yalnız başına bırakınca mutlu olacağımı mı sanıyordun? Open Subtitles تعتقد بأنّني سأكون سعيد لتركها وحيدة هنا?
    Büyükannen geceleri yalnız başına dışarı çıkmana izin veriyorsa pek de katı biri sayılmaz. Open Subtitles جدتكِ ليست صارمة جداً إذا كانت تدعكِ تخرجين . طوال الليل لوحدكِ
    yalnız başına burada kalmana izin veremem. Open Subtitles أنا لا أستطيع أن أترككِ تعيشين هنا بمفردكِ
    yalnız başına oturduğunu gördük ve yardımcı olabileceğimizi düşündük. Open Subtitles رأيناك تجلس وحيدًا وإعتقدنا أنه بإمكاننا مساعدتك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد