O zaman feda ettiklerinin, kazandıklarının yanında bir hiç olduğunu fark edeceksin. | Open Subtitles | ذلك الصوت سيبهت عندما تدرك أنّ ما تتركه لا يقارن بشيء بما ستكسبه |
O Alman domuzu yönetmene yapacaklarımın yanında bir hiç. | Open Subtitles | لا شيء يقارن بما سأفعله لهذا المخرج المستبد |
Tabii duyduklarıma göre senin bir aile üyesinden gördüğün ihanetin yanında bir hiç. | Open Subtitles | لا يقارن هذا بالخيانة التي تجرّعتها على يدّ أفراد العائلة كما سمعت |
Bu çocuğa olabilecek herhangi bir şey, bu şehre olabileceklerin yanında bir hiç kalır. | Open Subtitles | أياً كان ما قد يحدث لذلك الطفل لا يُمكن مُقارنته بماقديحدثلتلكَالمدينة. |
Bu çocuğa olabilecek herhangi bir şey, bu şehre olabileceklerin yanında bir hiç kalır. | Open Subtitles | أياً كان ما قد يحدث لذلك الطفل لا يُمكن مُقارنته بماقديحدثلتلكَالمدينة. |
Tabii duyduklarıma göre senin bir aile üyesinden gördüğün ihanetin yanında bir hiç. | Open Subtitles | هذا لا يقارن بالخيانة التي تعانينها من أحد أفراد العائلة حسبما سمعت |
Ama bu "vajina" kelimesininkiler ile karşılaştırınca yanında bir hiç olarak kalıyor. | Open Subtitles | لكن لاشيء يقارن للرقم الذي لدينا للمهبل |
Ona duyduğun kin benimkinin yanında bir hiç kalır ancak Fransa'nın istikbali tehlikede. | Open Subtitles | أياً كان الحقد الذي تُكنينه لها فهو لا يقارن بما أشعر به. لكن مستقبل "فرنسا" على المحك. |
Burger'i yarı yolda bırakmanın verdiği utancın yanında bir hiç. | Open Subtitles | لا يقارن بالعار الذي أشعر به لأنني خذلت شطائر (كرابي باتي) |
...şu Karen zırvasının yanında bir hiç kalır. Bitir artık hikâyeni. | Open Subtitles | إنه لا يقارن بجنون (كارين) اكملقصتك! |
Vazgeçtiğim şey kazandığımın yanında bir hiç. | Open Subtitles | ) -ما تخلّيتُ عنه لا يقارن بما كسبتُه |