ويكيبيديا

    "yanındaki" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • بجانب
        
    • بجوار
        
    • بالقرب
        
    • قرب
        
    • بجانبه
        
    • المجاور
        
    • بقرب
        
    • المجاورة
        
    • بجانبك
        
    • بجانبها
        
    • بجواره
        
    • برفقة
        
    • برفقته
        
    • القريب
        
    • بجوارك
        
    Arka duvarın yanındaki barakanın boş araziye açılan bir kapısı var. Open Subtitles كوخ صغير بجانب السور الخلفي له باب يوصل إلى الحقول المفتوحة
    Karımı çıldırttı, bilirsin. Yatağın yanındaki lamba ve zavallı, uyuyamadı. Open Subtitles لأنه كان لدينا نعجة بجانب السرير والمسكينة لم تستطع النوم
    Orası, Angela Ducci'mizin hemen yanındaki Ana Maria Draghinescu'nun dairesiydi. Open Subtitles كانت شقة آنا ماريا دراجنسكو؛ التي بجوار شقة أنجيلا دوتشي
    Ve eski köpünün yanındaki açıklığa götürdük. Orayı bilir misin? Open Subtitles على حافة الغابة ، بالقرب من الجسر القديم فأنتِ تعرفيه
    Parayı tren istasyonuna getir ve erişte dükkânının yanındaki çöp kutusuna bırak. Open Subtitles ضعه في قاعة محطة القطار وضعه في صندوق القمامة قرب مطعم المعكرونة
    Buradakine de. Bu babam ama yanındaki kişi resimden kesilmiş. Open Subtitles هذا ابي ولكن الشخص بجانبه قد تم قصه من الصورة
    Köşe ofisteki boşluğu doldurmam an meselesi. Babanın tam yanındaki. Open Subtitles باتت مسألة وقت حتى أملأ فراغ المكتب الجانبي المجاور لأبيك
    1000 yıllık ama her gece onun yatağının yanındaki masada duruyor. Open Subtitles أكثر من الف سنة و هي تضعها بجانب الطاولة كل ليلة
    Eğer bebek gece bir şey isterse yatağın yanındaki zili çal. Open Subtitles إن احتاج الطفل إلى شيء في الليل اقرعي الجرس بجانب السرير
    Babam bunu kasanın yanındaki duvarda 20 küsür yıldır asılı tutuyordu. Open Subtitles ابي احتفظ بهذه على الحائط بجانب مكينة المدفوعات النقديه لعشرون عاما
    Çam kozalağının yanındaki tüy akbabaların orada olduğunu gösteriyordu. TED الريش الموجود بجانب الصنوبر يدل على وجود النسور في مسرح الجريمة.
    Jüpiter'i görebilirsiniz, Satürn'ü görebilirsiniz, Uranüs, Neptün ve tam burada merkezde kalıntı ışıkların yanındaki soluk mavi noktayı. TED تستطيعون مشاهدة المشتري، وزحل، وأورانوس، ونيبتون، وهناك في المنتصف، بجانب الضوء الخافت إنها النقطة الزرقاء الباهتة.
    Floemin hemen yanındaki ağacın diğer doku tipidir: ksilem TED بجوار اللحاء مباشرة يوجد النسيج الآخر في الشجرة: الخشب.
    Hayır, müzik odasının yanındaki yeşil salondaydım. Open Subtitles ،لا، في الصالة الخضراء .بجوار غرفة الموسيقى
    Hong Kong'un yanındaki bölgelerden birinde Shenzhen adlı bir şehir var. TED واحدة من المناطق بالقرب من هونج كونج تدعى مدينة شنتشن.
    Çocukluğumu o küçük tepenin yanındaki kulübede geçirdim. Open Subtitles منذ أن كنت طفلاً وأقيم في كوخ بالقرب من ركام المعادن
    Senin tutuk altına alındığın yer altı barının yanındaki köprünün altındaki yer işte. Open Subtitles هل تعلمين، ذلك المكان تحت الجسر قرب حانة حيث حصلت على قيد الاعتقال
    Sonuç olarak, bir Spartalının gücü hemen yanındaki savaşçıdan gelir. Open Subtitles في النهاية، قوة السبراطي الحقيقية هي عندما يكون المحارب بجانبه.
    Ama yanındaki otel güvenlik kamerasına sahip ve o gecenin görüntüleri elimizde. Open Subtitles مع ذلك الفندق المجاور له لديه لقطات كاميرا المراقبة من ذلك اليوم
    Hayatım, adam şömünenin yanındaki masada oturuyor ki... en iyi masa orası... ve sırf bana gıcıklığına orada oturuyor. Open Subtitles عزيزتي , إنه يجلس في الطاولة التي بقرب المدفأة أفضل طاولة في المكان وهو يعرف ذلك, لكي يستفزني فقط
    Wu-Hop'a gittiğimizde, her zaman büyük akvaryumun yanındaki masaya otururdu. Open Subtitles عندما يذهب للسوق إنه دائما يذهب للطاولة المجاورة للأسماك الإستوائية
    Beklenmedik bir şekilde, yanındaki yaşlı keşiş daha önce benzer bir şey gördü. TED ولحسن الحظ، شَهِد الراهب الذي بجانبك أمراً مشابهاً من قبل.
    yanındaki küçük oğlan olanları izledi sonra kendi kutusuna döndü daha kutuya dokunmadan gözyaşlarına boğuldu. TED شاهد الطفل الصغير بجانبها ما حدث، ثم ألتفت لصندوقه وأنطلق في البكاء بدون أن يلمسه حتى.
    İçgüdüsel olarak yanındaki kadını korumak istiyor. Open Subtitles غريزته تجعله يريد أن يحمي المرأة الجالسة بجواره
    Bak, hangi kıçı kırık kasabadan geldiğini ya da yanındaki Şeker Kız Candy kılıklı vampirin kim olduğunu bilmiyorum ama burası Dallas, bebeğim. Open Subtitles إسمعي ، أنا لا أعرف من أي بلدة قد جئتِ ، أو حتى برفقة أي من مصاصي دمـاء لكن هذه دالاس عزيزتي !
    yanındaki kadın annesi olmalı. Open Subtitles لا بد وأن المرأة التي برفقته هي والدته
    Burası muhtemelen Kibera’da bulabileceğiniz en ilkel varoş, çöplük yığınının yanındaki sopa ve çamurdan kulübeden biraz daha ilkel. TED ربما يكون هذا الكوخ هو الأكثر بدائية في كيبيرا، أصغر بقليل من كوخ القش والطين القريب من كومة القمامة.
    Çünkü su altında sahip olduğun tek şey, yanındaki adamdır. Open Subtitles لان ما لديك تحت الماء الرجل الذى بجوارك و لهذا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد