Ama onlar doğru ve yanlışın güçlü hissine sahipti. | Open Subtitles | ولكن، كان لديهم قدرة فِطرية على التمييز بين الصواب والخطأ |
Bir bok anlamıyorum ama doğru ile yanlışın farkını biliyorum! | Open Subtitles | ربما لا أعرف شيئاً لكنني أعرف الفرق بين الصواب والخطأ! |
Bu kız şu anda gerçeklerin... yada doğru ile yanlışın ne olduğunu ayıramıyor. | Open Subtitles | هذه الفتاه ليس لديها مفهوم عن الواقعيه او الفرق بين الصواب والخطأ |
Dedim ki: "yanlışın var, ahbap. | Open Subtitles | : قلت "أنت مخطىء يا رجل , أنت مخطىء جداً" |
Dedim ki: "yanlışın var, ahbap. | Open Subtitles | : قلت "أنت مخطىء يا رجل , أنت مخطىء جداً" |
yanlışın var, "Yerim Burası Olmalı" Talking Heads'e ait. | Open Subtitles | انت مخطيء من غناها هو فرقة تاكنج هيدز |
Duyguların gerçek olmamasıyla ilgili yanlışın var. | Open Subtitles | أنتَ مُخطئ بشأن عدم حقيقة العواطِف. |
Biliyorum, olay da burada yasaları incelemek için avukatları kullanabiliriz ama doğru ile yanlışın ayrımını gerçekten bilen kişiler gerekli bize. | Open Subtitles | أعلم , ولكن ها هو الأمر يمكننا الإستعانة بمحامون لتنفيذ القانون ولكن نحتاج حقاً لأشخاص يعلمون الفرق بين الصواب والخطأ |
Doğru ya da yanlışın bu işte yeri yok. İhtiyaçlarımıza göre hareket ediyoruz. | Open Subtitles | الصواب والخطأ لا يدخل في هذا الأمر نحن نتصرف طبقاً لمقتضيات الضرورة |
Doğrunun ve yanlışın yalnızca her şeyi bilen her şeye gücü yeten, kararları sorgulanamayan ve en korkunç eylemlerin bile onun adıyla sorgusuz sualsiz işlenebileceği tek bir Tanrı tarafından mutlakıyetle belirleniyor olması. | Open Subtitles | الصواب والخطأ يتقرر فقط مِن قِبل واحد يعرف كل شيء قوي جداً حيث حكمه لا يُمْكن الشك به |
Puck, umarım ıslahevinde doğru ile yanlışın ne olduğu öğretilmiştir. | Open Subtitles | آمل أن وقتك بالحجز قد علمك درس او اثنان عن الصح والخطأ |
Ayrıca, otobüste ateş açarken doğru ile yanlışın arasındaki farkı bildiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | و أؤمن أنه فهم الفرق بين الصواب والخطأ عندما أطلق الرّصاص على الحافلة |
politikacılar, doğru ve yanlışın basit hikayelerine geri döndüler | Open Subtitles | فعاد السياسيون إلى القصص الجوفاء المبسطة للصواب والخطأ |
Ve koruyucu ailelerle büyütülürken doğruyu ve yanlışın farkını öğretecek kimsenin olmadığını ya da kaçıp sokaklarda yaşadığımı hamile kalana kadar sadece çaldığım şeyleri yediğimi ve arabamda uyuduğumu sana anlatırken kendimi haklı çıkarmaya çalışmayacağım. | Open Subtitles | ولن أحاول تبرير فعلتي بإخبارك أني تربيت بنظام تبني بدون أن يعلمني أحد الفرق بين الصواب والخطأ أو أني هربت |
Bence yanlışın var, biz tanışmıyoruz. | Open Subtitles | أعتقد بأنك مخطىء لم نتقابل |
yanlışın var. | Open Subtitles | أنت مخطىء. |
yanlışın var! | Open Subtitles | أنت مخطىء |
yanlışın var, bir kriz yaşanıyor orada. | Open Subtitles | أنت مخطيء, لأننا في أزمة هناك |
- yanlışın var, barda oturuyor. | Open Subtitles | انت مخطيء ، انه عند البار |
yanlışın var. Tek başıma yapmadım. | Open Subtitles | إنّك مُخطئ لم أشيّدها وحدي |
yanlışın var. | Open Subtitles | - انت خاطئة. |