yanlış olan ne, sadece dostça küçük bir konuşma yapıyoruz. | Open Subtitles | ما هو الخطأ ، ونحن فقط محادثات ودية وجود يذكر. |
Bana sürekli yardım etmek istiyorlar. Bunda yanlış olan ne? | Open Subtitles | هم فقط يريدون مساعدتي دائما ما هو الخطأ في ذلك؟ |
Bir şans bekliyorken yabancı bir ülkeden yardım almada yanlış olan nedir? | Open Subtitles | ما المشكلة في طلب المساعدة من دولة أجنبية ؟ |
Mm-hmm. ee, bunda yanlış olan ne? | Open Subtitles | ما العيب في ذلك ؟ هذا بخصوصي لكنني أتحدث عنك |
yanlış olan toplumun_BAR_sana düşündürdükleridir... çünkü kimse... tamamen gey veya tamamen heteroseksüel_BAR_olmayanları kabul edemez. | Open Subtitles | الخطأ هو ما يعطية لك المجتمع لا احد سيعترف ان البشر ليسوا شواذ تماما أو ستريت تماما |
Orası ülkemizin bir parçasıdır. Bu yanlış olan nedir? | Open Subtitles | ذلك المكان جزء من بلادنا ما الخطب في ذلك؟ |
yanlış olan birşey olduğunu biliyordum. Niye bana söylemedin? | Open Subtitles | علمت بأن هناك شيء ما خاطئ لما لم تخبرني بذلك؟ |
Kendimi hep bir bilim insanı olarak görürdüm, yanlış olan bu. | Open Subtitles | لقد كنت دائما أعتقد أنني رجل علم هذا هو الخطأ |
Belki de benimle ilgili yanlış olan şey budur. Kötü kimya. | Open Subtitles | :لربما هذا هو الخطأ في شخصيتي سوء التفكير |
Bay Pembe, Beyaz ve Siyah'ta yanlış olan neydi? | Open Subtitles | ما هو الخطأ مع السيد وردى و السيد أبيض ، و السيد أسود؟ |
Yeşil kartımı aldıktan sonra seninle evlenmek istiyorum. Bunda yanlış olan ne? | Open Subtitles | بعد حصولي على الجنسية,أريد ان اتزوجك ما الخطأ في ذلك |
Ve kendime sordum, bu tabloda yanlış olan nedir? | TED | لذا سألت نفسي: "ما الخطأ في هذه الصورة؟" |
Bak doktor, bunu yapacak olursam, burada yanlış olan ne? | Open Subtitles | حتى لو فعلت هذا ما المشكلة في ذلك؟ |
Ama bekleyin, bu deneyde yanlış olan ne? | TED | لكن لحظة ! ما المشكلة في هذه التجربة ؟ |
şirin. tanrım onunla yanlış olan ne? | Open Subtitles | سأموت بالتأكيد. يا إلهي, ما العيب في ذلك؟ |
Hayır. yanlış olan şey kapımın etrafında dolaşıp beni enselemeye çalışmanız. | Open Subtitles | كلاّ ، الخطأ هو انّ تتسللوا إلى بابي، و أنّ تحاولا مغافلتي. |
Bunda yanlış olan ne? | Open Subtitles | وما الخطب في ذلك ؟ |
Ama yanlış olan bir şey var. | Open Subtitles | لكن شيء ما خاطئ |
Bunda yanlış olan bir şey yok. Fakat annen seni daha önemsediğinden ben buradayım. | Open Subtitles | لا عيب في ذلك، لكنّي هنا لأنّها أولتكَ الأولوية الأولى عنه. |
Onda yanlış olan bir şey var gibi, demek istediğimi anlıyor musun? | Open Subtitles | يبدو , ان شيئا ما خطأ و سيء بها هل تعرف ماذا أعنى ؟ |
Sineztezi bir bozukluktan ziyade, gözlerin mavi olması gibi kişisel bir özelliktir, çünkü yanlış olan bir şey yoktur. | TED | تشابك الحواس سمة، تماماً مثل امتلاك أعين زرقاء، وليست مرضاَ لأنه لا يوجد شيء خطأ في هذا. |
Yardım etmek istiyorum, bundan yanlış olan ne? | Open Subtitles | دعيني أساعدكم، إنّه ليس من الخطأ مساعدتكم هنا. |
Onu istemesinde yanlış olan bir şey yok özellikle de kız 22 yaşında olduğunda. | Open Subtitles | لا يوجد خطأ ، فى أن ترغب بها، خاصة ، بعد أن وصلت إلى سن 22 عاماً. |
O boş, John, yanlış olan bu. | Open Subtitles | أنها فارغة, جون هذا هو العيب بها |
yanlış olan şeyler ne zaman senin için bir sorun teşkil etmeye başladı? | Open Subtitles | لذا متى كان الخطأ أصبحت فجأةً عائقاً لك؟ |
eğer ben karan ile konuşmaya gitmişsem bile yanlış olan ne? | Open Subtitles | ما الخطأ فى أن أذهب للقاء كارن ؟ |