Geçen seferki nasıl yanlarına kâr kalmadıysa, bu da kalamayacak. | Open Subtitles | إن كانوا لم يفلتوا بصنيعهم حينها، فلن يفلتوا به الآن |
O ve arkadaşlarının işledikleri cinayet yanlarına mı kalsın? | Open Subtitles | هو وزملاءة هلّ يمكن أن يفلتوا من جريمة القتل بدون عقاب؟ |
Yaptıkları yanlarına kalıyor. Artık kanun manun hak getire. | Open Subtitles | ،سيهربون بفعلتهم تلك اللعنة , لا يوجد قانون بعد الآن |
Yaptıkları yanlarına kalıyor. Artık kanun manun hak getire. | Open Subtitles | ،سيهربون بفعلتهم تلك اللعنة , لا يوجد قانون بعد الآن |
Bunu yapmalarına izin veremezdin. yanlarına bırakamazdım. | Open Subtitles | لم أستطيع أن أدعهم يفعلون هذا لم أستطع أن أدعهم يفلتون بهذا |
Şuraya bak, fena dağıtmışlar bizi. Bu yaptıklarını yanlarına bırakamayız! | Open Subtitles | يا رجل , أوقعوا بنا بشكل سيء نحن لا نستطيع تركهم يفلتون مع هذا |
Önemli değil. Beni yanlarına almak istemediler. | Open Subtitles | لا بأس ، لم يريداني أن أنتقل معهما |
Onu aramıza almak riskli biliyorum ama askeriyenin her zaman yaptığı bir şey vardır gazetecileri yanlarına alırlarki ne yazacaklarını kontrol edebilsinler. | Open Subtitles | ... أعلم أن أدخاله مخاطرة , لكن ... شئ يقوم به الجيش طوال الوقت يقومون برسخ الصحفيين لكي يقوموا بالتحكم بالقصة |
Merak etmeyin, hanımefendi. Yaptıkları yanlarına kalmayacak. | Open Subtitles | لا تقلقي سيّدتي، لَن يفلتوا بفعلتهم. |
Bunu yanlarına bırakacağımı mı sanıyorsun? | Open Subtitles | أتعتقد أني سأتركهم يفلتوا بفعلتهم هذه؟ |
- Bu nasıl yanlarına kalıyor? | Open Subtitles | كيف يمكنهم أن يفلتوا من القانون بذلك ؟ |
Fakat onlar bu olanların yanlarına kar kalacağını sanıyorlar. | Open Subtitles | يظنون انهم يستطيعون ان يفلتوا بهذا |
Bunun yanlarına kalacağını nasıl düşünürler? - Kimler? | Open Subtitles | لا أعرف كيف ظنوا إنه يمكنهم النجاة بفعلتهم |
Yine de bunu yanlarına bırakmamızı gerektirmez. | Open Subtitles | مع ذلك، هذا لا يعني أن ندعهم ينجو بفعلتهم |
Bunu sana onlar yaptı ve yanlarına kâr kalmasına izin veriyorsun. | Open Subtitles | هم من فعلوا ذها بك، وأنتِ ستتركينهم ينجون بفعلتهم. |
Bunu yanlarına bırakma. Tehdit daha sona ermedi. | Open Subtitles | لا تدعهم يفلتون من هذا فهذا التهديد لم ينتهي |
Kötüler, kötü şeyler yaparlar ve bunlar hep yanlarına kalır. | Open Subtitles | الأشخاص السيئون يقومون بالأشياء السيئة ودائماً ما يفلتون بها |
- Tanrım. Bunu yanlarına bırakamayız. | Open Subtitles | لا يمكننا أن نتركهم يفلتون بفعلتهم |
onlar bir randevuda, lil. Eğer Eric'i de yanlarına aldılarsa... iddaya girerim çok eğleniyorlardır. | Open Subtitles | إن أخذا (إريك) معهما فبالتأكيد هم يمرحون |
Teresa ve Bunchy gidiyor. - Çocukları da yanlarına almalarını istedim. | Open Subtitles | سيرحل (بانشي) و(تيريزا) وطلبت منهما أخذ الولدين معهما |
Onu aramızas almak riskli biliyorum ama askeriyenin her zaman yaptığı bir şey vardır gazetecileri yanlarına alırlarki ne yazacaklarını kontrol edebilsinler. | Open Subtitles | ... أعلم أن أدخاله مخاطرة , لكن ... شئ يقوم به الجيش طوال الوقت يقومون برسخ الصحفيين لكي يقوموا بالتحكم بالقصة |
Bu sayede yanlarına gittiğimizde, ne söyleyeceklerini bileceklerdi. | Open Subtitles | وسيعرفان عندها ماذا سيقولان في حال واجهناهما |
yanlarına oturmamamız için dua ediyorlar. | Open Subtitles | أكاد أسمعهم يدعون ألا نجلس بقربهم |