Başlarda çok güzel görünüyor olabilir, ama bir kenara yaz, eninde sonunda, kırık bir kalp ve kıçına yapışmış bir lolipopla uyanacaksın. | Open Subtitles | قد تبدو مسلية في البداية لكن علم على كلامي, اجلا ام عاجلا ستصحو من النوم مع قلب مفطور مع مصاصة ملتصقة بخصيتك |
Öbür taraftan, bu kurtçukların ise içlerinde birbirlerine yapışmış protein molekülleri var Alzheimer'lı insalarınki gibi. | TED | ولكن هذه الديدان هنا، لديها جزيئات بروتين ملتصقة ببعض، كالبشر عندما يصابون بالزهايمرز. |
Hepsi birbirine yapışmış. Parmak izlerini bozmak istemiyorum. | Open Subtitles | كان ملتصق ببعضه ولا أريد إتلاف أي بصمات قد تكون عليه |
Banta yapışmış Phaenicia Sericata var. | Open Subtitles | هناك بعض من فينيسيا سيريكاتا ملتصق بالشريط اللاصق |
Ayağın yere yapışmış ya da felç geçirmişsin gibi geliyor. | Open Subtitles | تبدو مثل أن قدميك عالقة في الأرض أو كانكِ مشلولة |
Uzaya savrulmak yerine dünyanın yüzeyine, yerçekimiyle yapışmış bizler de Kepler'in ilk kez keşfettiği doğanın bu yasalarına uyuyorduk. | Open Subtitles | تماما مثلما نحن ملتصقون بالأرض بسبب الجاذبية فإننا كذلك نسير فى الفضاء بسرعة هائلة نحن نسير طبقا لقوانين الطبيعة |
Bu ufaklık sanki midesi sırtına yapışmış gibi yemek yiyor. Evet. | Open Subtitles | هذا الصغير كان يأكل وكأن سرته كانت ملتصقة بظهره |
Şu anda kafanın tam arkasına yapışmış patlayıcı bir madde var. | Open Subtitles | الآن لديك آلة متفجّرة ملتصقة بمؤخّرة رأسك . نترات الفضّة . |
Umumi tuvaletin oturağını mı yalamayı yoksa New York metrosunun zeminine yapışmış sakızı mı çiğnemeyi yeğlersin? | Open Subtitles | هل تفضلون لعق المراحيض في الأماكن العامه أو مضغ علكة ملتصقة في قطار الأنفاق؟ |
Yüzünün sağ tarafına makarna yapışmış. | Open Subtitles | ثمّة معكرونة ملتصقة بالجانب الأيمن لوجهك |
Ben güçlü büyük beyaz köpekbalığıyım Lemon ve sen de emici vatoz kafanla bana yapışmış olan bir çöp balığısın. | Open Subtitles | أنا قرش أبيض ضخم، وأنت سمكة ريمورا ملتصقة بي برأسك المصّاص |
Bir parça kağıda yapışmış, çiğnenmiş bir sakız gibi | Open Subtitles | حشوة علكة ملتصقة متكورة في قطعة من النسيج |
Bağırsak duvarına yapışmış bir fetüsü oradan çıkarmak bile tehlikeli bir ameliyat. | Open Subtitles | بينما هو ملتصق بأمعائها لهو عملية خطيرة للغاية |
Böylece ona göre ödeşmiş oluyor. Tek boynuzlu atım aslında tek boynuzlu at değil. Suratına lavabo pompası yapışmış bir eşek. | Open Subtitles | وحيد القرن ليس بوحيدٍ للقرن بل حمار بمكبسٍ ملتصق لوجهه |
Bacağına çorap yapışmış. | Open Subtitles | لديك شراب ملتصق بساقك. |
Yerli bir adam, Homer Simpson, burada görülen dili elektrik direğine yapışmış olan adam bize bir video kaset gönderdi. | Open Subtitles | رجل محلّي، (هومر سمبسن)، الذي يظهر هنا ولسانه ملتصق بعامود كهرباء، سلّمنا هذا التسجيل. |
Hala köşeye yapışmış bir şey var. | Open Subtitles | لازال هناك شيء ملتصق بالزاوية |
Çünkü eğer arkadaşınsam, dişine şeker yapışmış olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | لماذا؟ , لانه لو أنكِ صديقتي يمكنني أن اخبركِ أن هناك حلوى عالقة بين أسنانكِ |
Salonda ölü bir domuz adam var, elime yapışmış bir ağaç var, ve kendimi bir bebek bakıcısı klübüne yazdırmadım! | Open Subtitles | لديك رجل خنزير ميت في غرفتك لدي شجرة عالقة في يدي وأنا لم أتقدم لنادي الحاضنات |
Dünya'nın diğer ucunda insanlar televizyonlarına yapışmış izliyorlar. | Open Subtitles | حول العالم الناس ملتصقون بتلفازهم يشاهدون. |
Bu seviyelerdeki früktoz ve şekerkamışına göre ayakkabısına yapışmış olmalı. | Open Subtitles | نظرا للمستوى العالي من سكّر الفواكه وقصب السكر، فلابدّ أنّه إلتصق بحذائه. |
Sonra da, can sıkıcı bir şekilde, her şey berduşa yapışmış. | Open Subtitles | ثم التصق بالقذر كل شيئ كما يلتصق البراز بالحذاء |
Bir de büyük Bu da'ya yapışmış bir çiklet buldum. | Open Subtitles | مع بعض تفاصيل القمة ولكن لا يمكن عمل بصمة منها و حشوة علكة كبيرة, كانت ملصقة على تمثال بوذا الكبير |
Elleri rom şişesine yapışmış gibi. | Open Subtitles | يديه ملتصقتان بزجاجة روم. |