ve benim röntgen odamın kapısı kurşun ve çelikten yapıldı. | TED | وهذا هو الباب الى غرفة اشعة إكس انه مصنوع من الرصاص والحديد الصلب |
Batı hint adalarının yakınındaki harika... bir deniz yaratığının kabuğundan yapıldı. | Open Subtitles | لقد صنع من قشور كائن بحرى فى جزيرة بعيده فى الهند |
Bu doğru, tedavi edilen her bir insan için 49 ameliyat yapıldı. | TED | هذا صحيح، تم إجراء 49 عملية جراحية على كل شخص تمت مساعدته |
Daha önce dediğim gibi bomba potasyum klorür ile yapıldı. | Open Subtitles | منذ يومين؟ كما قلت سابقا صنعت القنبلة بواسطة كلورات الصوديوم |
Girişiniz çoktan yapıldı. Bu gece hiçbir şey için endişelenmeyin. | Open Subtitles | لقد تمّ تقييد أسمائكم، وليس لديكم ما تقلقوا بشأنه الليلة. |
Çünkü bana 6.000 dolara patladı ve bana özel yapıldı. | Open Subtitles | لأنه كلفني 6 آلاف دولار و قد صُنع خصيصاً لي |
Geçen sene oraya bir Kızılderili kumarhanesi yapıldı ve mecburen baz istasyonu koydular. | Open Subtitles | تم بناء نادي كازينو هندي بتلك المنطقة السنة الماضية ووضعوا بها برج اتصالات |
En eski uzay mekiği, 70'lerde, gözünü uzaya dikmiş bilim adamları tarafından yapıldı. | Open Subtitles | مركبة الديناصور الفضائية بنيت في السبعينات من قبل علماء كانت اهتمامتهم في الفضاء |
Bu alet özel çalgı yapımcıları tarafından yapıldı, Avrupa'da da. | TED | وهو مصنوع من قِبَل صنّاع متخصّصين، في أوروبا أيضا. |
Gerçek panter parçalarıyla yapıldı. | Open Subtitles | اجل, فهو مصنوع حقيقة بالقليل من خلاصة النمر |
Camdan yapıldı. Sanat stüdyosu ile birlikte. | Open Subtitles | مصنوع من الزجاج، مليء باستديوهات عالم الفن |
Bu insan yapımı bir alet, ve insanlık tarihinde bir ilk olarak güneş sistemi içinde bu kadar uzağa iniş yapıldı. | TED | إنه جهاز من صنع الإنسان, هبط على الجزء الخارجي للنظام الشمسي لأول مرة في تاريخ البشرية. |
Ve sınıfta, tavan ikisi beraber kullanılarak yapıldı. | TED | وقاعة الدراسة, السقف صنع من كلاهما بإستخدامهما مع بعضهما |
Meteor alanına giden ilk ekip bizdik ve ilk testler bizim laboratuarımızda yapıldı. | Open Subtitles | نحن أول من باشر موقع النيزك و كل التجارب الابتدائية تمت فى معملنا |
Tasarımı yapıldı, prototip ve parçalar burada yapılmıştı Güney Kensington'da. | TED | لقد تم تصميمه، وتمت نمذجة أجزاء منه، وقطعه التي تمت صناعتها موجودة هنا في جنوب كنسينغتون. |
Bu fotoğraf biz o vadinin oldukça derinlerindeyken yapıldı. | TED | لقد صنعت هذه الصورة عندما كنا في قاع ذلك الوادي هناك |
Duvarlar tamamen Gando'dan gelen sıkılaştırılmış kil bloklardan yapıldı. | TED | الجدران صنعت تماماً من طوب الطين المضغوط من غاندو |
Girişiniz çoktan yapıldı. Bu gece hiçbir şey için endişelenmeyin. | Open Subtitles | لقد تمّ تقييد أسمائكم، وليس لديكم ما تقلقوا بشأنه الليلة. |
Bu, bahsettiğim aynı AIR-INK'ten yapıldı. | TED | لقد صُنع من نفس إير إنك الذي أتحدث عنه. |
Ama bugün burada oturduğumuz sırada bahsettiğim köy ve yakınlarındaki bazı yerlerde şu an 100'den çok tuvalet yapıldı. | TED | تم بناء أكثر من 100 دورة مياه في هذه القرية و في قريتين أخرتين حسناً, أكثر من 1000 شخص يستعمل دورات المياه تلك |
1850'de Joe Pepitone (Ünlü beyzbolcu) tarafından dizayn edildi Kuzey ordularının çim üzerinde pratik yapabilmesi için İç Savaş sırasında yapıldı. | Open Subtitles | لقد صمم سنه 1850 من قبل جوي ببتاوني بنيت في الحرب الاهليه كي يتمكن الجيش الشمالي كي يتمكن من التدرب على القتال في العشب |
Dolly Edinburgh’ta yapıldı, ve Dolly yetişkin bir kök hücreden ilk klonlanan memeli örneğiydi. | TED | لذا دولي قد صُنعت هنا في أدنبره ودوللي هي المثال الأول من استنساخ حيوان ثديي من خلايا بالغة. |
Bu köklü bir dönüşümdü ancak kültürel bir devinim sayesinde yapıldı. | TED | كان تحولاً جذرياً، لكنه بُني عن طريق الزخم الثقافي. |
Dünyanın ilk uydusu, Sputnik I, 1957 yılında fırlatıldı ve bu yılda, dünyada toplamda üç fırlatma denemesi yapıldı. | TED | لذا، فإن أول قمر صناعي، سبوتنيك 1، أطلق سنة 1957، وفي تلك السنة، كان هناك فقط ثلاث محاولات إطلاق. |
Fakat çok yakın zamanlara kadar bu konuda çok az çalışma yapıldı. | TED | لكن حتى وقت قريب، تم القيام بعمل القليل جدًا حول هذا الموضوع. |
İçimizden biri yolunu kaybedecek olursa diye, Jedi'ları tutmak için yapıldı. | Open Subtitles | انها صممت لان تتحمل الجاداي اذا ما احد منا ضل الطريق |
Ve yaratıyoruz da, bunların tamamı geri dönüşüm malzemelerinden yapıldı. | TED | لذا، قمنا بخلق بيئات تم صنعها بموادّ مُعادٍ تدويرها. |